Özgür Sert "Doğru strateji ve yaklaşım geliştiriyoruz"

Port Akdeniz’in Genel Müdürü Kaptan Özgür Sert; 2013’te Türkiye’deki limanların hacim olarak yüzde dokuz büyüdüğünü, kendilerinin ise yüzde 18 büyüdüğünü vurgulayarak, 2014’de yüzde 20’lik bir büyüme hedeflediklerinin altını çiziyor.

Global Yatırım Holding’e ait bir liman işletmesi olan Port Akdeniz; hem yük, hem de yolcu limanı olarak dikkat çekiyor. Sadece Antalya’nın değil Konya, Isparta, Burdur hinterlandını da alan Port Akdeniz bölgedeki şehirlerin dünyaya açılan kapısı konumunda. Port Akdeniz’in Genel Müdürü Kaptan Özgür Sert; 2013’te Türkiye’deki limanların hacim olarak yüzde dokuz büyüdüğünü, kendilerinin ise yüzde 18 büyüdüğünü vurgulayarak, 2014’de yüzde 20’lik bir büyüme hedeflediklerinin altını çiziyor. Çevre ile ilgili önemli yatırımlar yaptıklarını belirten Sert; çevre ve iş sağlığı konusunda iyi bir noktada olduklarını belirtiyor. Kaptan Özgür Sert ile yapılması planlanan yatırımları ve hedefleri konuştuk.

Bize biraz kendinizden ve Global Yatırım Holding’den bahseder misiniz?

Yaklaşık iki senedir Antalya’dayım. Daha önce birçok liman ve acentede operasyon müdürlüğü yaptım. İTÜ mezunuyum. Bizim işletmemizin çalışanlarının çoğu, patronumuz da dahil benim gibi gençtir. Şirketimiz Global Yatırım Holding’tir ve özellikle menkul kıymetlerde, borsada faaliyet gösteren bir firmadır. Limancılığın temel faaliyet konularında yatırımlar yapıyoruz. 2013’e kadar üç tane liman işletmemiz vardı. Kuşadası, Antalya ve Bodrum limanları… Bu limanların ortak özellikleri de yolcu limanı olmalarıydı. Antalya ise aynı zamanda bir yük limanıdır. Bu üç liman toplam Türkiye’deki kruvaziyer turizmin yüzde 40’ını elleçler. Bu limanların hepsi 10-15 senelik olup, iyi ödüller alan, iyi uğrak yerleri ve güvenli liman seçilen başarılı liman işletmeleridir. Kruvaziyer turizmde başarılı bir işletme olduğumuzu düşünüyorum. Biz Antalya’yı devraldığımız günden bu yana her sene yüzde 30-40 büyüme yakaladık. 2013’te Türkiye’deki limanlar hacim olarak yüzde dokuz büyüdü. Biz ise yüzde 18 büyüdük. Türkiye’deki limanlara göre iki kat daha hızlı büyüyoruz. Beş milyon ton yük hareketi var Antalya’da. 2014’te de yüzde 20’lik bir büyüme hedefliyoruz. Bu hedefler de yatırımı gerektiriyor. İşletmemiz yatırımdan vazgeçmiş değil. Bu sene itibariyle alt yapı yatırımlarına başladık. Kruvaziyerde kapasiteyi arttırmak için çalışmalarımız var. Daha büyük yatırımlar için devletten beklediğimiz bazı yatırımlar da bulunuyor. Rıhtım uzunlukları ve derinlikleriyle ilgili de çalışmalarımız var.

Bize biraz da hedeflerinizden ve bu alanda gördüğünüz eksikliklerden bahseder misiniz?

Liman işletmesiyle iskele işletmesi arasında ayrım vardır. Burası bir liman işletmesi… Sahip olduğumuz 10 rıhtımda, yolcu gemisi, yük gemileri hatta savaş gemileri aynı anda bizden hizmet alıyorlar. 1700 kilometrelik kıyı şeridinde en organize liman Antalya Limanı’dır. 220 bin TEU ile kapattık geçen seneyi. Şirketin hedefi ise, 500 bin TEU. Burası sadece Antalya değil, Konya, Isparta, Burdur’un da hinterlandı. Liman ne kadar büyürse, bölgedeki şehirlerin kalkınması da o kadar artacaktır. Her limanda olması gerektiği gibi demiryolu eksikliği var. Bunun gelişmesini istiyoruz. Ana şirketimiz 2013’te dört limana ortak oldu. Bunlar hem yolcu, hem de yük terminalleri. Barselona dünyanın en büyük yolcu terminallerinden bir tanesi. 2013 senesini üç buçuk milyon yolcu ile kapattı. Türkiye’nin bütün limanlarına geçen sene gelen toplam yolcu sayısı ise 2.8 milyon idi. Malaga ve Singapur yolcu terminallerine de ortak olmuş olduk. Onların da 500’er bin yolcu sayıları var. Portekiz Lizbon ve ihale ettikleri, ihalesini de kazandığımız bir tane daha liman işletmesi var. Böylece 5 milyon rakamını da aşmış ve dünyanın en büyük kruvaziyer liman operatörü haline gelmiş oluyoruz. Patronumuzun hedefi 10 milyonluk bir liman işletmesi olmak. Dünyada kruvaziyerde 20-22 milyon yolcu var. Biz 5 milyonu kontrol ediyoruz ki bu çok ciddi bir rakam. Şirketimizin ismi Global ama işlev olarak da “Global”. Bir Türk olarak gurur verici… Biz döviz getiren kurumlara sahibiz. Mesela Karadağ’ın yaklaşık 700 bin nüfusu var. Burası çok geniş bir hinterlanda hizmet veren bir liman işletmesi... Aslında Osmanlıların kurduğu bir liman Bar Limanı. Bizim Mersin Limanı’ndan biraz daha büyük. 49 seneliğine oranın işletme hakkını da devraldık. Orası için çok yoğun bir yatırım programımız var.

Ciddi olarak büyüme hedefleriniz var…

2014 senesinde holdingin hedefi; 10 liman işletmesine sahip olmak. Biz Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya devam ediyoruz. AB’de üç tane limanı kontrol etmek, bence çok değerli bir eylem… Antalya’da da aynı yaklaşımımız devam ediyor. Müşteri memnuniyeti bizim için önemli. Şehri kalkındırarak, liman işletmesini büyütme hedefindeyiz. Biz ticaret odalarıyla projeler geliştirmeye çalışıyoruz. İhracatçı birlikleriyle de çalışıyoruz. Olumlu sonuçlarını da aldık aslında.

Daha çok hangi firmalar geliyor limana, nerelere ihracat yapılıyor?

Bize önemli hatlar uğrak yapıyor. MSC, Arkas, Maersk gibi… Müşteriye inanılmaz çeşitlilik sunuyoruz. Antalya olarak, biz bir ihracat limanıyız. Çin’e ihracat yapılan bir limanız, Çin’e mermer satıyoruz. Aslında biz bir maden limanıyız. Türkiye’nin mermer ihracatının yüzde 30’u bizim limanımızdan yapılıyor. Geçen sene 2.3 milyon ton mermer bizim limanımızdan ihraç edildi. Mermer ihracatı, Türkiye’nin cari açığının kapanmasında çok önemli. Önemli bir istihdam kaynağı… Çimento kaynağı da çok önemli. Antalya sanayisi de gelişim içinde. Turizme zarar gelmeden sanayinin yapılacağı çok önemli bir yer Antalya. Sanayiciler yoğun bir şekilde yatırım yapıyor. Biz yaş meyve sebze gemileri kaldırıyoruz. Şu anda rakamlar istenilen noktada değil. Ama pazar ve ticaret, tüm yüklerin konteynerin içine girebilecek şekilde devam ediyor. İleriki zamanda konteyner taşıma şirketleri çoğalacak. Yaşanan krizler de bunu tetikledi aslında. Tüm işletmeler o kadar temkinli gidiyor ki ihtiyacı olanı alıyor sadece. Artık insanlar hammaddeyi bile konteyner içine koyuyor. Maden cevherleri bile konteyner ile taşınıyor. Yaş meyve ve sebzede pazar payımız düştü ve Mısır bizim önümüze geçti. Mısır’daki karışıklıklar biraz onları durdurdu. Mısır malı, konteyner içine koyup ihraç ediyor. Biz ise malımızı kamyon içine koyuyoruz ve soğutma olmadan, Samsun’dan karşıya geçiriyoruz. Hızlı bir şekilde malı taşıyoruz ama çok fazla müdahaleye uğruyor mal. Daha sonra mallarımız reddediliyor. Kalite düşüyor. Artık taşımacılarımız taşıma şekillerini değiştirecek diye düşünüyoruz. Biz bununla ilgili çalışma yaptık. Büyük bir soğuk hava depomuz var. Antalya’da 600 bin tonluk yaş meyve ve sebze ihracatı var. Bunlar Rusya ve Ukrayna’ya gidiyor. Taşımacılıkta ticari anlamda alışkanlıklar var. Bunun değişmesi için de biraz zaman lazım. Biz bu yolda ilerliyoruz. Önemli olan malı, rekabet edebileceğiniz fiyata alıcıya ulaştırabilmek. İşin içine lojistik giriyor. Dünyanın en büyük üç armatörü bir araya geldi. Neden? Ölçek ekonomisiyle beraber ana temel taşıma hatlarında yükleri beraber taşıyıp tam kapasite kullanamadıkları gemileri doldurmak için bir araya geldiler. Rekabet edelim ama dışarıya karşı. Ortak fiyat politikaları oluşturmalıyız. Menfaatlerimizin ülke menfaatleri ile ortak ilerlemesi lazım. Politikalarımızı daha net ortaya koymamız lazım. İhracatçıyla birlikte hareket etmeye çalışıyoruz. Doğru strateji, doğru yaklaşım geliştiriyoruz. Özel bir işletmeyiz.

Çevre ile ilgili mevzuatlar var. Limana çevreyle ilgili ne gibi yatırımlar yaptınız?

Devletin ve AB’nin bu konudaki yaptırımları oldukça sert. Yeni mevzuatlar çalışılıyor. Bunlar sıkı bir şekilde denetleniyor. Devletin istediği ceza kesmekten çok, hatanın tespit edilip düzeltilmesi yönünde. Çevre ve can güvenliği ile ilgili tedbirlerin algılanması zaman alıyor. Bu konuda gerideyiz. Kültürel bir aksaklık… Ülke olarak bir zafiyetimiz var. İnsanlara baret taktırmak gibi basit bir eylem bile zaman alıyor. Biz işletme olarak hep yurt dışında vardık. Yabancılarla beraberdik. Bu bize, olayları onlar gibi algılama ve düşünme fırsatı tanıdı. Yurt dışındaki firmalar sizi çevre ve iş sağlığı ile ilgili önce denetliyor. Biz yarım milyonluk bir yatırım yaptık çevre ile ilgili. Bizim limanımızın yan tarafı Konya altı sahili. Diğer tarafımızda milli park var. Tam ortadayız. Dolayısıyla çok tedbir alıyoruz. Sırf toz kalkmasın diye sulama yapıyoruz. Yük denize girmesin diye 8-9 dönüm branda seriyoruz. Özel bunker sistemleri satın alıyoruz. Denizin kirlenmemesiyle ilgili bir kanun var. Bununla ilgili özel bir işletmeden destek alıyoruz. Çok da memnunuz. Her sene çevre gününde Antalya’da ulusal seviyeye yakın tatbikat yapıyoruz. Çevre ve iş sağlığı konusunda iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Çok tehlikeli bir iş yapıyoruz, ama limanların sistematiği bu. Personelimizi eğiterek daha iyi bir noktaya getirmeye çalışıyoruz. İlgili kurumlara da denetletiyoruz kendimizi. Türk liman işletmelerinde artık bu bilinç yakalanmış durumda. Bu konuda oldukça hassaslar. Bizim gibi firmalar için bu konu daha da hassas. İşin içinde kruvaziyer turizm de olunca sıfır tolerans ile hareket etmeye çalışıyoruz.

Sohbeti bitirirken Vira Dergisi’ni nasıl buluyorsunuz?

Vira’yı; hem dergiden, hem de internetten takip ediyorum. Denizciliğin güncelini takip edebildiğim bir dergi. Deniz kültürüne olan yaklaşımınız hoşuma gidiyor. Başarılı bir dergi… Denizcilikle ilgili haberleri genelde insanlar internetten okuyor. Virahaber de bu ihtiyaca karşılık veriyor. Sektörde ciddi bir istikrar yakalamış durumda.

virahaber.com

RÖPORTAJ Haberleri

ESKO Marine Exposhipping’de Denizcilik Temasıyla Sanatı Buluşturdu