DENTUR Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Morgül, "Yatay sefer doğru karar ama bizim de görüşümüz alınmalı." dedi.
İstanbul’da kıyıya paralel deniz taşımacılığı ile ilgili görüşlerini aldığımız DENTUR Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Morgül şunları söyledi:
“İstanbul’da yatay sefer yapılması konusu iyi düşünülmüş bir karar. Ama bunun doğru olarak işlenmesi gerekiyor. Başarılı olması ve bu seferlerin insanlar tarafından tercih edilmesi için destek gerekiyor. Mesela kara trafiğindeki toplu taşıma sayısı biraz azaltılarak insanlar denize teşvik edilebilir. Bir diğer konu da, denizdeki maksimum hızın 12 mil olmasıdır. Sarıyer’den kalkan bir otobüs Eminönü’ne bir saatte, Sarıyer’den kalkan bir tekne ise 1 saat 15 dakikada gidiyor. Çünkü gemiler fazla sürat yapamıyorlar. Sürat yaptıkları takdirde de Boğaz trafiğinde sıkıntı yaşanabilir, balıkçı tekneleri olumsuz etkilenebilir. Bu konuda çalışmalar yapılması gerekiyor, aksi takdirde geçmişte olduğu gibi başarı sağlanamaz”.
Başarı takım çalışmasından geçer
İstanbul’da 20 milyon insan yaşadığını, bunun dört milyonunun hala deniz yüzü görmemiş olduğunu vurgulayan Morgül, “Toplu taşımanın denizde başarılı bir şekilde yapılması isteniyorsa, öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanının bu konuyla ilgili deneyimli aktörleri bir araya getirip, onların görüşlerini alması gerekiyor” dedi ve şunları söyledi:
“Bu konuda ciddi anlamda knowhow’ımız, birikim ve çalışmalarımız var. Eğer belediye bu tip noktalarda yatırım yapmak istemiyorsa, biz özel sektör olarak bize tavsiye edeceği noktalarda karadan destekli çalışmak şartıyla, aktarma noktaları oluşturularak çeşitli bölgelerde bu hizmeti verebilecek kapasiteye sahibiz. Sözün kısası başarı takım çalışmasından geçer ve bu takımın içinde de özel sektörün muhakkak yer alması gerekir. Bu aynı zamanda yeni kurulmuş İstanbul Şehir Hatları anonim şirketinin de gereksiz yatırım yapmasını koruma altına alacak bütçeye yardımcı olacaktır. Böyle bir çalışma içinde DENTUR olarak seve seve yer almak ve destek vermek isteriz”
TURYOL Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can: ‘Hat açtım çalışın’ demek yetmez entegrasyon gerek
Yeni hat tahsis etmenin güzel bir düşünce olduğunu belirten Yunus Can, ancak bunun için altyapı ve entegrasyonun yüzde yüz sağlanması gerektiğini, bunun için de idarecilerin kara taşımacılığına bazı kısıtlamalar getirmek zorunda olduklarını vurguladı. “Denizde yolcu taşıma payının artırılması, yeni hatların açılması ile mümkün değildir” diyen Can, denizdeki yolcu potansiyelinin artırılması için deniz kıyılarına karadan ulaşımın kısa sürede sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Bunu bir örnekle açıklayan Yunus Can şunları söyledi: “Beykoz ile Üsküdar arasında özel otomobillerin kullanılması sonucu kara taşımacılığı yoğunluğu var. İnsanların bu tercihlerini terk edip, deniz yolunu tercih etmeleri için kara ulaşımında özel yollar tesis edilmeli. Burada vakit kaybı da çok önemli. Beykoz’dan Üsküdar’a geliş akıntı nedeniyle takriben yarım saat içinde gerçekleşebilir, ama Üsküdar’dan Beykoz’a gidiş yaklaşık 40-45 dakika civarındadır. İnsanlar ancak karayolunu kullandıklarında daha fazla vakit kaybı yaşıyorlarsa, deniz yolunu tercih edebilirler”.
Önce sübvansiyona
“İdareciler deniz taşımacılığının payını arttırmayı düşünüyor, ancak sürekli kara taşımacılığını teşvik eden yapılanmalar içine giriyorlar” diyen TURYOL Başkanı Can, “Karayollarının iskelelere iniş noktalarına rahatlıkla ulaşması, toplu taşıma araçlarının özel yollarla iskelelere ulaştırılması, otobüslerin ya da toplu taşıma yapan araçların manevra yapabilecekleri, bekleyebilecekleri, park edebilecekleri bir alanın mutlaka oluşturulması gerekiyor. Ancak bu çalışmalardan sonra insanlar deniz yolunu tercih edebilir. Ama şu anda bu çalışmalar yapılmış durumda değil” şeklinde konuştu.
Beykoz’dan Üsküdar’a yolcu taşımanın manası olmadığını söyleyen Yunus Can, Üsküdar’ın da, Beykoz’un da bir iş merkezi olmadığını, yaşam merkezi olduğunu belirtti. Yunus Can şöyle devam etti: Beykoz’dan Karaköy, Eminönü, Yenikapı, Beşiktaş, Kabataş’a yolcu taşınabilir. Hat açtım, orada yolcu taşıyın, çalıştığınız sizin olsun demekle olmaz bu iş. Biz ayakta durabilmek için kar etmek durumundayız. Cebimizden para koyarak böyle bir hattın hayatiyetini devam ettirebilmek gibi bir şansımız yok. Bu hat idareciler için önemliyse, minimum bir ücretlendirme belirlenir. Bu ücretle hat işletmeciye verilir. İşletmeci buradan kar etmek durumundadır. Eğer işletmeci buradan zarar ederse, bu zarar idare tarafından sübvanse edilir. Yani teknik altyapı yeterli olsa bile, ilk başta böyle bir sübvansiyona ihtiyaç vardır. İşletmeciler zarar edebilecekleri, kan kaybedebilecekleri bir yerde çalışamazlar, çünkü böyle bir hattın çalışabilmesi için teknik altyapıların oluşmasının mecburiyeti vardır”.
Haber: Kara&Deniz Gazetesi