"T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından 3 Ocak 2018 tarihinde yayınlanan bir genelgeyle, eski mevzuattaki ifadesiyle ordino, uzun süredir kullanılan tanımıyla yük teslim talimat formu için bir tavan ücret uygulaması getirilmiştir.
UTİKAD olarak konunun gündeme geldiği günden bu yana “ordino” veya “yük teslim formu”nun gümrük mevzuatı ve süreçleriyle ilgili olmadığını, uluslararası taşımacılık işinin sonlanmasıyla ilgili bir belge olduğunu vurguladık. Bu belgenin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada da var olduğunu ve kullanılmakta olduğunu örnekleriyle gösterdik.
Ordino belgesinin sadece Gümrük Kanunu’nda yer almamasından yola çıkarak hukuksuz bir belge sayılamayacağını ve hem bu belgenin hem de bu belge için alınan hizmet bedelinin hukuki olduğunu belirttik. Eksik ve yanlış bilgilendirmelerle art niyetli söylemlerin kamuoyunu, bazı sivil toplum kuruluşlarını ve kamu idarelerini yanlış yönlendirdiğini vurguladık.
Ve haklı çıktık! Ordino vardır ve yasaldır.
Bu söylemlerin çıkış noktası olan ve 2017’nin Kasım ayı başında gerçekleştirilen TİM İhracat Haftası’ndan başlayarak basında ve çeşitli platformlarda farklı kurumlar tarafından dile getirilen ve gündemimizi gereksiz yere meşgul eden “ordino belgesi ve bunun için alınan ücret kanunsuzdur” söylemi bu genelgeyle artık son bulmuştur. Kamu idaresi de işlemin ve belgenin yasallığını teyit etmiştir.
Yayınlanan genelgede belirtildiği üzere son zamanlarda yaşanan bazı münferit olaylarda talep edilen fahiş fiyatların önlenmesi amacıyla getirilen bu tavan ücret uygulamasının serbest ekonomi rejimi ilkelerine uymaması bir yana, devletin hizmet üreten ve aynı
zamanda en büyük hizmet ihracatçısı sektörlerden olan taşımacılık
ve lojistik hizmet erbabının hizmet fiyatlarına müdahale etmesi, tüm
hizmet sektörleri için ekonomik karar alma özgürlüğünü ortadan kaldıracaktır.
Ne yazık ki Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından münferit bazı olayları önlemek amacıyla getirildiği belirtilen bu uygulama ile hizmet sağlayıcılarının piyasa koşulları çerçevesinde özgürce karar vermeleri zorlaşmış ve serbest piyasa rekabeti
sınırlanmış olacaktır.
Oysa ki taşımacılık ve lojistik sektöründe tam bir rekabet ortamı bulunmaktadır ve dış ticaret firmalarının, sözleşme serbestisi içinde zaten çok geniş bir yelpazeden seçim yapma ve hizmet alma imkânı bulunmaktadır.
Dış ticaret rakamlarının rekorlar kırdığı mevcut ekonomik rejim ortamında, sektörümüzün yine özel sektör mensubu basiretli müşterileriyle sözleşme serbestisi çerçevesinde uygulayageldiği ve yasal bir hizmet kalemi için tavan ücret getirilmesi hem serbest rekabet ilkelerine hem de yatırım ortamının yapısına ters bir uygulamadır. UTİKAD önümüzdeki günlerde tavan ücret konusunu hukuk çevreleriyle de değerlendirerek görüşlerini kamuoyu
ve kamu idareleriyle paylaşacaktır.
UTİKAD geçmişte ve her zaman olduğu gibi bu süreç boyunca da doğruları söylemiş ve savunmuştur. UTİKAD sadece üyelerinin mesleki haklarını değil, ülkemizin ve sektörün menfaatlerini
her şeyin üzerinde tutmuştur ve tutmaya devam edecektir."
Vira Haber