Vira Haber Merkezi
7. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan bir sunum gerçekleştirdi. Prof. Dr. Oral Erdoğan, Türkiye Varlık Fonu A.Ş.’ye yönetim kurulu üyesi seçilmesi nedeniyle kendisine ulaşıp tebrik eden herkese teşekkürlerini ileterek başladığı konuşmasında, bu göreve geldikten sonra iki kere düşünüp öyle konuşması gerektiğine dikkat çekti.
Erdoğan, “Önce Amerika’nın faiz oranlarına bakalım” diye başladığı sunumunda Obama döneminden Trump dönemine geçildiğini belirterek, Amerika’da birçok şeyin değişeceğine dikkat çekti. “ABD’nin son yüz senesine bakıldığında Trump döneminin aslında Reagan dönemine benzeyen özellikler içerdiğini söyleyebiliriz. Aslında Amerika’da çok fazla şey değişmiyor” diyen Erdoğan şunları söyledi: “ABD'de anlayış olarak ne Merkez Bankası, ne CIA ne de PENTAGON değişiyor. Dünyayı yönetme olgusu olduğu gibi devam ediyor. 10 yıllık tahville, 3 aylık bono faizlerinin farkı şu sıralar ABD’de ideal denilebilecek denge seviyesi olan yüzde 2’lik seviyelerde bulunuyor. Amerika’nın en dengede, en iyi yönetildiği, geleceğe en az 1-2 sene güvenle baktığı dönemler %2’ler civarında fark oluştuğunda oluyor; 10 yıllık faizlerle 3 aylıklar arasında.”
Tedbirli gidilmesi gerekiyor
Türkiye açısından son günler itibariyle tedbirli gidilmesi gereken bir dönem yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “Türkiye ekonomisi 15 Temmuz’dan sonraki sıkıntılı günlerden sonra toparlanma noktasına büyük ihtimalle yaklaştı diye ümit ediyoruz. Doğru ve özendirici politikalar hızla uygulanmazsa tüm Türkiye'de ekonomik anlamda kayıplar yaşanır. Sayın cumhurbaşkanının girişimi ile Türkiye'de istihdama yönelik önemli bir seferberlik ilan edildi. Devlet birçok alanda özel sektörün yüklerini azaltıcı tedbirler alıyor, bunlar olmazsa olmazımız” diye konuştu.
Prof. Oral Erdoğan şöyle devam etti: “Bir tarafta Amerika ve bazı ülkeler hızla güven içerisinde ve ekonomide sermayenin özellikle toplandığı yerler olabilecekken, Türkiye kaybedenlerden olmamalıdır; onun için de gerekeni yapmamız lazım. Dünyada şu anda tam resmi verilere göre 7 trilyon dolar varlık fonlarında kaynak var. Bu kaynaktan hemen hemen yararlanmayan ülkelerden birisi de Türkiye. Dünyada birikmiş bu sermaye bazı ülkelere yatırım olarak doğrudan veya portföy yatırım olarak gidiyor. Bu fondan 3-4 milyar dolar girse Türkiye’ye etkisi büyük olur. Kaldı ki, 10 milyon dolar gibi küçük paralar bile girdiğinde etkisi büyük olabiliyor. Halbuki biz bunu 100, hatta 200 milyar dolarlara çıkarmalıyız.”