Avrupalı Sentinel-3B uydusu, kardeşi Sentinel-3A’ya katılıyor. Her iki uydu da deniz yüzeyi sıcaklıkları ve okyanus renkleri hakkında veri toplamakla görevli.
Copernicus Uzay Programı yöneticisi Guido Livrini başlangıçta iki uydunun birbirinden sadece 30 saniye mesafede uçacağını ifade ediyor:
“İlk etapta yakın mesafede uçmalarının sebebi iki uydunun ölçümlerini karşılaştırmak istiyor olmamız. 3A uydusundan gelen verileri zaten doğruladık. İkiz uydusu 3B’den gelecek veri ölçümlerini 3A’ya göre kalibre etmek istiyoruz. Bu şekilde iki uydu yörüngede birbirinden uzak mesafede konumlandığında aldığımız veriler aynı kalitede ve karşılaştırılabilir olacak ve bir uydunun sunduğundan çok daha fazla veri toplayabileceğiz.”
Mikro su yosunları uzaydan takip ediliyor
Kesinlik ve sıklık Fransız Araştırma Enstiüsü Ifremer’i yakından ilgilendiren kavramlar.
Normandiya kıyılarındaki yosunlar üzerinde çalışan enstitü her 2-3 haftada bir yakın kıyı bölgesindeki suyun sıcaklığını, tuz oranını ve oksijen seviyesini ölçüyor ve bu ölçümleri Sentinel-3A uydusundan gelen verilerle karşılaştırıyor.
Tania Hernandez Farinas Sentinel-3 Eurohab adı verilen yeni bir projede çalışıyor. Bu projede balıklar ve insanlar için zehirli olan ve hızla denizlere yayılan bir su yosunu çeşidi üzerinde incelemeler yapıyorlar. Proje kapsamında uzaydan ve denizden gelen verileri karşılaştırıyorlar:
“Uydu fitoplankton oluşumunun genel bir tablosunu çıkarıyor. Yerinde yapılan ölçümlerle araştırmayı ilerletme fırsatı elde ediyoruz: Hangi türlerin uydudan görüldüğünü ve hangi türlerin zehirli olduğunu tespit ediyoruz.”
Laboratuvarın araştırma şefi Francis Gohin, ekibin şimdiden çok önemli bir bulguyu ortaya çıkardığını dile getiriyor:
“Manş Denizi ve Biskay Körfezi’nin yakın kıyı bölgelerindeki fitoplanktonların miktarını ölçmek için 20 yıldır Nasa ve Avrupa uzay Ajansı alıcılarından gelen gündelik verileri karşılaştırıyor ve birlikte inceliyoruz. Fitoplankton oranında, özellikle yaz aylarında önemli bir azalma olduğununu gözlemledik. Manş tünelindeki fitoplankton oluşumu son 20 yılda önemli derecede geriledi.”