1992’de Birleşmiş Milletler tarafından Rio de Janeiro’da yapılan Yeryüzü Zirvesi’nde alınan kararla 8 Haziran’da kutlanan Dünya Okyanus Günü’nde sivil toplum kuruluşları yine karamsar tablo çizdi. WWF(Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı) kontrolsüz balıkçılığın besin kaynağı olan balık stoklarını tehdit ettiğini belirtirken, Greenpeace her 4 saniyede 10 futbol sahası büyüklüğünde deniz yaşam alanının dip trolü nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşılaştığını söyledi.
Dünya yüzeyinin %71’ini kaplayan ve yeryüzünde bir milyar kişinin besin kaynağı olan denizler ve okyanusların önemine değinen sivil toplum kuruluşları, küresel ısınmayla birlikte artan sorunların önüne geçilmezse insanlık için büyük tehlike oluşturacağına dikkat çekiyor. WWF Türkiye, kontrolsüz balıkçılığın tüm dünyanın besin kaynağı olan balık stoklarını için tehdit ettiğini ve aşırı avcılık nedeniyle birçok deniz canlısının nesli yok olma tehlikesi altında kaldığını vurguladı. WWF, tüm Akdeniz Havzası’nda ve Atlantik Okyanusu’nda bulunan “Mavi Yüzgeçli Orkinos” balığı, yüksek ekonomik değeri nedeniyle aşırı avlandığını ve balıkçıların av kotalarının çok üzerine çıktığını ekledi. Vakıf, 42 ülkenin üye olduğu orkinos balıkçılığı konusundaki yasal düzenlemeleri belirleyen Uluslarası Atlantik Orkinoslarının Korunması Komisyonu (ICCAT) tarafından yıllık 32.000 ton olarak belirlenen avlanma kotasının 50.000 tonun üzerinde olduğu belirtti. Çarenin; “Deniz Koruma Alanları” oluşturmak olduğunu söyleyen WWF Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak; “Dünya üzerinde 200 milyondan fazla insanın yaşamı balık ve balıkçılık endüstrisine yani denizlere bağlıdır. Balık ve diğer deniz ürünleri, dünyada milyarlarca insanın besin kaynağıdır. Her türlü teknolojiye sahipken, birçok sektörün ve ekonominin bağlı olduğu, besin kaynağımız denizleri daha fazla kirletip, atık boşaltma alanı olarak göremeyiz. Denizin kralı orkinosları bu şekilde avlanmayı sürdürürsek kısa sürede denizlerimizden yok olacaklar. Hem ekosistemin hem de insanların besin kaynağı ve işi olan balık stoklarının korunması için, ülkemiz denizlerinde yalnızca yüzde bir olan deniz koruma alanlarının artırılmasını istiyoruz.” dedi.
Greenpeace ise, Güney Afrika’da yapılacak Dünya Kupası yaklaşırken her 4 saniyede bir dip trolü yüzünden 10 futbol sahası büyüklüğünde deniz yaşam alanının yok olma tehlikesi geçirdiğini söyledi. Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı; “ Denizlerimizdeki yok oluş görüş mesafesinin dışında olduğu için hızla devam ediyor. Büyük dip trol ağları önlerine gelen bütün balıkları yok etmektedir. Bu ağlar tarihi mercan kayalıklarını ve deniz yaşamlarını yok etmektedir. Bu denizaltındaki yaşamların gelişmesinin yüzyıllar aldığı da bir gerçektir. Derin denizler dünya üzerinde keşfedilmeyen en büyük yaşam çeşitlerini içermektedir. Bilim adamları deniz altında 500 bin ile 100 milyon arası deniz yaşamının bulunmakta olduğunu tahmin ediyor. Denizler milyonlarca insanın geçim ve besin kaynağı. Fosil yakıtlar üzerine kurulmuş medeniyetimizin çıkardığı karbondioksitin %30-50 civarının denizler tarafından emildiği tahmin ediliyor. Denizler ve okyanuslar soluduğumuz oksijenin yarısını üretiyor. Gerçek çok açık; eğer denizler ölürse, gezegenimiz de ölür. Bizim önerimiz acilen deniz rezervlerinin kurulmasıdır. Özellikle Akdeniz havzasında deniz rezerv alanları ilan ederek avlanmaya yasaklamalıyız” dedi.
Gökhan Karakaş MİLLİYET GAZETESİ