* 13 Kasım 1918
* 16-19 Mayıs 1919
İKİNCİ MAKALE- 3 KASIM 1918 TARİHİ İLE BAŞLAR
Bu çalışmam 6 Eylül 1917 günü bir sabotaj sonucu Haydarpaşa Garı ve çevresinin berhava oluşuna ait belgelerle başlamıştı. İkinci makalem 3 Kasım 1918 tarihiyle devam etmektedir;
Bütününde 13 Kasım 1918 ve 16 - 19 Mayıs 1919 tarihlerine ait eksik, yanılgılı bilgileri, belgeler halinde doğru olarak vermektedir. Bu nedenledir ki, bilgiler, belgeler çok değerli olmalıdır!
Tarih: 3 Kasım 1918
Ve sonrası
Wersailles’de Almanya’nın teslim şartları görüşülürken. Kaynak:IWM- Imperial War Museum arşivi.
I.Dünya Harbi süratle Almanya’nın yenilgisi şekline dönüşmekteydi. Harbin kaderini belirleyecek olan stratejik anahtar ise asker idi. Almanya Ocak 1918’de ABD Başkanı Woodrow Wilson’un “Fourteen Points - Ondört Koşul” barış anlaşmasını kabul etmek zorunda kalarak ABD’ye kararını açıkladı. Ancak Alman Hükümeti savaşın kazanılamayacağını alenen kabul ettikten sonra bir ayaklama ve hatta bir devrim meydana geldi. Artık İtilaf Devletleri’nin ortaya koydukları teslim olma koşullarına direnecek halleri kalmamıştı. 28 Eylül 1918’de ateşkes yolundaki kilit gelişme meydana geldi ve Alman askeri stretejisinin mimarı sayılan General Erich Friedrich Wilhelm Ludendorff, o akşam Hindenburg’a erken bir ateşkesin zorunlu olduğunu söyledi. Çare kalmamıştı; Hindenburg kabul etti. Balkanlar, Fransa ve Alman ordusundaki gelişmeler çöküşü daha da hızlandırdı.
Beklenen bir barış olsa da, bu Almanya’nın ve
Osmanlı Devleti’nin teslim olması demekti!
31 Ekim 1918’de Osmanlı Türkiyesi de ateşkes imzaladı. Almanya’da Donanma isyan etmişti. Kiel’de Harp gemilerinde ayaklanma başlamıştı. Harp gemileri Kiel’de mühimmat fabrikalarındaki işçilerle birleşerek Kızıl Bayrak açtılar. Bu ayaklanma Kuzey Almanya’ya kadar yayıldı. 9 Kasım 1918’de geçici sosyalist bir hükümet adı altında cumhuriyet ilan edildi, bu sırada Kaiser II. Wilhelm Almanya’dan sürgüne gitmişti.
Ekim 1918’de, Büyük Amiral Reinhardt Scheer, Alman Donanması’nın teslim edilmesini “Şerefsiz Barış” olarak ilan etmişti. Süratle Kraliyet Donanması’na mümkün olduğunca fazla zarar vermek üzere göndermek için onaylanmamış bir operasyon planladı. Bu şerefsiz barıştır diyordu!
Bu şerefsiz barışı kabul etmeyen Alman Donanması bir zaman sonrasında sürgün edildikleri Scapa Flow’de intihar edecektir. Nitekim İngiliz filosu tatbikatlar için Scapa Flow’dan ayrıldığında von Reuter emrini yayınlamıştır! Tüm harp gemilerinin kinistinleri, torpido kovanlarını ve lumbuzları açıldı ve gemiler yavaş yavaş batmaya başladılar. Bir kez daha İmparatorluk Almanyası bayrağı gemilerde dalgalanıyordu.
Alman gemilerini denetlemek amacıyla Scapa Flow’da kalmış olan küçük İngiliz kuvveti, neler olduğunu anladığında, ana filoya haber verdi ve gemilerin bir kısmını kurtarmaya çalıştı.
Scapa Flow'da tutulan 74 Alman gemisinden 52’si (veya yaklaşık 400.000 ton malzemeye eşdeğer) beş saat içinde suya gömüldü ve bu, tarihte tek bir günde en büyük gemi kaybını temsil ediyordu. İngilizler gemilerini kurtarmak için yardımı reddeden dokuz Alman bahriyelisini öldürdüler ve on altısı yaralandı.
5 Kasım 1918 tarihli ve Sadrazam Ahmet İzzet Paşa tarafından bütün ordugahlara iletilmek üzere yirmi maddeden oluşan askerin terhis talimatnamesi yayınlandı. Mütarekenin uygulanmasına yönelik ilk icraatlardan birisi seferberlik zamanında oluşturulmuş olan Karargâh-ı Umumiye’nin lağvedilmesi oldu.
6 Kasım’dan itibaren ilk İtilaf Heyetleri’nin İstanbul’a ulaşmasıyla birlikte, Boğazlar’daki istihkamları ele geçirilmeye başlandı. Müttefik (İtilaf Devletleri) Donanması’nın sorunsuz bir şekilde İstanbul’a ulaşmasının önü açılmış oldu. Bu süre içerisinde 200 kişilik bir Müttefik kuvvet Seddülbahir’e, 400 kişilik bir kuvvet de Kumkale’ye yerleştirildi. İtilaf Devletleri güçlerinin el koyma faaliyetleri çerçevesinde Harbiye Nezareti de çeşitli önlemler alarak, bazı mevki komutanlıklarını boşaltmasına dair emirler yayınladı.
7 Kasım’dan itibaren İtilaf askerlerinin temsilcileri İstanbul’a ayak basmaya başladılar. Çanakkale’ye gelen İngiliz Heyeti’nden General Fuller ile Müstahkem Mevki Komutanı Albay Selahattin Adil Paşa arasında istihkâmların boşaltılmasına dair bir protokol hazırlandı. Bu protokol çerçevesinde İtilaf Donanması’nın güvenli bir şeklinde Boğazlar’dan geçişi için mayın arama tarama gemileri Çanakkale Boğazı’nda göreve başladılar.
General Fuller çok yakında yetmiş seksen kadar savaş gemisinden oluşan İtilaf Filosu’nun (Müttefik) üç dört güne kadar İstanbul’a geleceğini belirtti. 8
9 Kasım tarihli İkdam gazetesinin haberine göre, Harbiye ve Bahriye Nezaretleri bünyesinde vazife görecek olan İtilaf Heyeti’ne Türk basını çok büyük ihtimam göstererek, heyetlerin muhtemel çalışmaları hakkında haber ve yorumlara sayfalarında yer vermeye başladı. Yoğun bir basın ilgisi ile karşılaşan İngiliz ve Fransız Heyetleri, göreve başlamadan evvel Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’yı ve daha sonrada Bahriye Nazırı Rauf Bey’i ziyaret ettiler. Ardından heyet Harbiye Nezareti’ne geçerek, Erkan-ı Harbiye Umumi Reisi Cevat Paşa ile görüştüler.
Büyük İtilaf Donanması’nın İstanbul’a beklendiği günlerde hükümet, başta İstanbul olmak üzere tüm yurtta asayişin sağlanması ve bu vesile ile olası bir işgale sebebiyet vermemek amacıyla diplomatik düzeyde derhal çalışmalarına başlayacaktı. Bu amaçla Bahriye Nazırı Rauf Bey, Amiral Calthorpe’den siyasi mümessil talep ederken, diğer taraftan İtilaf Devletleri Filosu ile birlikte Yunan Harp Gemileri’nin gelmesini ve İtilaf Güçleri ile birlikte bir işgalde bulunmalarını önlemek amacıyla derhal girişimlerde bulunacaktı. Bu görev kapsamında Mondros’ta irtibat subayı olarak görev yapan Yüzbaşı Şevket’e 5/6 Kasım gecesi gönderilen bir telgrafla; İstanbul’un Müttefik Kuvvetleri tarafından işgalinin ancak içerde çıkabilecek bir karışıklık durumunda vuku bulacağına dair azınlıklar arasında bir kanaat uyandırılmaya çalışıldığını ve Patrikhane tarafından bu konuda çeşitli faaliyetler gösterildiğini, hükümet tarafından alınan çeşitli tedbirlere rağmen gayri müslimlerin silahla mukabeleye kararlı olduklarını ve bu suretle çıkacak karışıklıklar neticesinde şehrin işgaline müsaade edilmesinin doğru olmayacağını belirterek, İngiliz Filosu’nun İstanbul’a geleceği günün önceden haber verilmesinin temini amacıyla Bahriye Nazırı olarak Amiral Somerset Arthur Gough- Calthorpe’e bir yazı gönderdi. Ancak bütün bu girişimlere rağmen Bahriye Nezareti, Amiral Calthorpe’den istediği cevabı alamadı. Aksine Amiral Calthorpe “Hükümetimden alınan emir doğrultusunda Yunan gemilerinin İstanbul’a gelmesini men edemeyeceği…” içerikli telgraf gönderdi.
Bu girişimden bir sonuç alamayan hükümet, işgali önlemek veya en azından Yunan gemilerinin İstanbul’a gelmesine engel olmak amacıyla yeni bir teşebbüste bulunarak, Boğazlar ve Trakya Müttefik Kuvvetleri Kumandanı General Wilson’a ulaşmak amacıyla generalin irtibat subayı olarak görevlendirilen Kurmay Yüzbaşı Sadullah Bey’den konu ile ilgili olarak girişimlerde bulunmasını istedi. Sadullah Bey, Mondros’da Amiral Calthorpe ve General Wilson ile yaptığı görüşmeler neticesinde Yunan gemilerinin İstanbul’a gelmemesini bir kez daha rica etmesine rağmen, bu emrin değiştirilmesine imkân olmadığının açıklandığı bildirildi. Yalnız, Yunan gemilerinin Selimiye Kışlası açıklarında bırakılmak suretiyle İstanbul’dan biraz uzakta bulundurulmasına muvafakat ettiğini de ifade etti. Bununla birlikte Yunan diplomatik çevrelerinin Londra’da birtakım teşebbüslerde bulunarak bu planı değiştirmeye çalışmalarının imkân dâhilinde olduğuna dair bilgilerin alındığı da İstanbul’a telgrafla bildirdi.
İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgale hazırlandıkları artık kesinleşiyordu. İngiliz Harp (War) Bakanlığı, Amiral Calthorpe ve General Milne’e işgalin, İngiliz ve Fransız güçleri tarafından gerçekleşeceğine dair talimat gönderirken, İtalyanlar’a faal bir yetki verilemeyeceğini kaydetti.
8 Kasım 1918’de Mütareke hükümleri çerçevesinde İtilaf askerleri, Boğaz istihkâmları ile başkentin sokaklarında görülmeye başlarken, çoğunlukla iç meselelerden dolayı, Ahmet İzzet Paşa Hükümeti istifa etmek durumunda kaldı. Yerine Tevfik Paşa Hükümeti kuruldu ve çok zor bir şekilde Meclis’ten güvenoyu aldı. Yeni hükümetin Hariciye Nazırlığı’na da Mustafa Reşit Paşa getirildi.9
Mondros Mütarekesi'nden hemen sonra Müttefikler Osmanlı topraklarını işgal etmeye başladılar; 13 gün sonra, 12 Kasım 1918'de bir Fransız tugayı İstanbul’a girdi. Ertesi gün ilk İngiliz birlikleri şehre girdi. İstanbul işgal ediliyor ve İtilaf Devletleri tarafından bölüşülüyordu.
Tarih 8 - 13 Kasım 1918 Günleri;
İtilaf Devletleri Harp Gemilerinden oluşan
bir Donanma İstanbul’u işgal ediyor
Bahriye Nazırı Rauf Bey, Amiral Somers Arthur Gough-Calthorpe’e İtilaf Devletleri harp gemilerinin İstanbul’a ne zaman intikal edeceklerini bildirmesi konusunda bir mesaj gönderdi. Amacı İstanbul’da alınacak tedbirleri ve uygulamaları planlamaktı.
Verilen cevap doğrultusunda Bahriye Nezareti’nden bir tamim yayınlandı. Bu tamime göre; İtilaf Devletleri harp gemlieri için planda gösterildiği üzere Dolmabahçe ve daha ilerilere şamandıralar atılacaktı.
-13 Kasım 1918 Çarşamba günü sabah saatlerinden itibaren Karaköy Rıhtımı’ndan, Tophane-i Amire Rıhtımı dahil olmak üzere tüm rıhtımlar boşaltılacak ve bu rıhtımlara yanaşmış hiçbir gemi olmayacaktı.
- Sabah 07.00’den öğleden sonra saat 12.00’e kadar tüm deniz trafiği yasaklanmıştı. Bu saatler boyunca sandallar dahil Karaköy - Sarayburnu, Kızkulesi ve İstanbul Boğazı’na kadar denizde hiçbir deniz aracı sefer yapmayacaktı.
Bahriye Nezareti’nden yapılan tebligat şöyleydi; “Bugün limanımıza Düveli İtilafiye Donanması muvasalat ve avdet edeceğinden donanmanın azimet ve avdetinde manevrasına halel gelmemek ve müsademe ve saire gibi kazalara mahal kalmamak üzere, sabahleyin sekizden badezzeval saat ikiye kadar İstanbul Limanı’nda her nevi sefain ve merakib-i bahriyenin mürur-u uburu (Gelip geçmesi) men edildiği ilan olunur.”
Mondros Mütarekesi’nin ardından İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan harp gemilerinin İstanbul seferleri için hazır olmaları emri verildi. Kömür gemileri harp gemilerine aborda olarak tüm bunkerlere ikmal yapıldı. Diğer ikmaller tamamlandı. 9 Kasım günü akşamı artık hareket emrini beklemeye başladılar.
10 Kasım 1918 Pazar günü Çanakkale Boğazı’na doğru pruva nizamında harekete geçtiler.
Sancak gemisi HMS Superb idi. Diğerleri; HMS Temeraire, HMS Lord Nelson (Sancak gemisi), HMS Agamemnon; Kruvazörler: HMS Canterbury, HMS Skirmisher, HMS Liverpool, HMS Sentinel, HMS Forward, HMS Foresight ve on muhrip idi. Fransız skadronu muharebe gemisi Condorcet’in sancak gemisi olarak yeraldığı muhabere gemilerinden ve kruvazörlerden oluşuyordu. Üçüncü pruva hattı İtalyan harp gemilerinden ve en son Georgios Averof muharebe gemisinin sancak gemisi olarak yer aldığı Yunan Harp gemilerinden meydana gelmişti. Bu harp gemileri; Georgios Averof, Kılkıs, Aeotos, Ierax ve Panthir idi.
Mezarlıktan bezgin halde geriye bakan bir Türk paşası.. Kılıcı yok, Sadece kını kalmış! Ellerini umutsuzca iki yana açmış, geriye dönerek Marmara’dan İstanbul Boğazı’na süzülen İtilaf Donanması’na bakıyor..
İtilaf Donanması harp gemileri 12 Kasım 1918 günü öğleden sonra 12.30’da Çanakkale Boğazı’ndan girmeye başladılar. Saat 17.00 civarında ise Marmara Denizi’ne ulaşmışlardı. Ertesi sabah saat 07.00’den itibaren İstanbul’un işgal edecek olan İtilaf Devletleri harp gemileri Boğaz’a giriyorlardı. Saat 08.00’den itibaren gemiler demirlemeye başladılar..
13 Kasım 1918 tarihinde yerel saat sabah sekizde öncü 4 İngiliz torpidosunun ardından Donanma Komutanı Amiral Somerset Arthur Gough- Calthorpe’un içinde bulunduğu “Superb Dretnotu” ve onları takiben 61 parçadan oluşan büyük bir İtilaf Devletleri Donanması Dolmabahçe Sarayı’nın önünden geçerek İstanbul’a demir atmıştı. Kabataş, Beşiktaş, Ortaköy, Büyükdere, Haydarpaşa, Kadıköy, Moda Koyu (Penelope Kömür ikmal gemisi), Fenerbahçe açıkları bir anda düşman gemileri ile dolup taşmıştı. İstanbul’a gelen bu donanmayı İtilaf Devletleri’ne ait iki uçak havadan desteklemişti.
İşgal Kuvvetlerine ait harp gemileri İstanbul önlerinde..
War Illustrated News C. X, 3413’üncü sayfasını da aynen kopyalıyorum. “Allied Flags Fly Proudly Off the Golden Horn- Müttefiklerin Bayrakları Gururla Haliç’in önlerinde Dalgalanıyor.” diyor! Fotoğrafların hepsi Haliç’in Galata kısmında ve Boğaza doğru olan gemileri vermektedir.
İşgalcilerin harp gemileri İstanbul Boğazında demirlerken, askerî birlikler de Galata rıhtımlarına yanaşan gemilerden karaya çıkmaktadırlar. Donanmanın İstanbul’a intikali Çanakkale Boğazı’ndan başlayarak Marmara’daki mayınların temizlenmesi amacıyla, güvenlik sağlanıncaya kadar on beş gün gecikmiştir. Mayın temizleme görevini tamamlayan mayın tarama gemileri de İstanbul’a intikal etmiştir. Filonun bir kısmı Haydarpaşa’dan Adalar’a doğru Adaların önlerinde ve bazı yardımcı gemiler Yeşilköy önlerinde demir atmışlardır.
19 Mayıs 1919’a beş ay gibi bir zaman kalmıştır! Yürekler yakan, onurları karartan bir fotoğraf daha; Bu fotoğrafta İşgal Kuvvetleri Komutanı Fransız General Frenchet d’Esperey Constantinople’e varıyor! Arkasında selam veren deniz subayı Fransız Yüksek Komisyoneri Amiral Amet’tir. General Frenchet d’Esperey, İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Sir Henry F. M. Wilson ile el sıkışıyor. Solda geride süklüm püklüm, onurları yerlerde sürünen, koskoca Osmanlı devletinin yenik düşmüş talihsiz subayları ve sivil erkânı… Diğer fotoğrafta ise dışında kalan aşağılayıcı bir sahne daha vardır; Frenchet d’Esperey’i atı beklemektedir! Müttefiklerin Bayrakları Gururla İstanbul’da ve Galiçya’da Dalgalanıyor.”; (Altta) General Frenchet d’Esperey Merasim Birliği önünden geçiyor. Kaynak: The War Illustrated News, C.X, 3413’üncü sayfa.
13 Kasım 1918’de General F.M. Wilson’un kumandasında karaya 2,616 İngiliz, 540 Fransız, 470 İtalyan olmak üzere toplam 3,626 asker, çıkarılmıştı. Wilson bu birliklerin işgal tasavvuru ile değil askeri harekat için İstanbul’a geldiklerini bildirmişse de, işgal kuvvetleri İstanbul’un faklı noktalarına dağıtılmışlardı. İngiliz birlikleri Beyoğlu’nu ve Haliç’in kuzeyinden itibaren Karadeniz Boğazı’nın Rumeli tarafını, Fransız birlikleri İstanbul-Çekmece hattı ile bu bölgeden itibaren Marmara Denizi’nin Rumeli tarafını, İtalyan birlikleri ise İstanbul’un Anadolu yakası ile Marmara Adalarını işgal etmişlerdi. İngilizler Harbiye Mektebi’ni, Fransızlar İstanbul’daki Şehremaneti binasını, İtalyanlar ise Nişantaşı’nda Cevdet Paşa Konağı’nı işgal ederek karargah olarak kullanmaya başlamışlardı. Böylece İstanbul fiilen işgal edilmişti.
İtilaf Devletlerine ait İngiliz muharebe gemisi HMS Caesar, Karaköy Rıhtımı’na aborda olmuş halde. Arkada HMS Lord Nelson muharebe gemisi ve bordalarına bağlamış muhtelif yardımcı gemiler yeralmakta.. Kaynak: IWM,Fotoğraf: W.J.Brunell.
Tarih 13 Kasım 1918 Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da
Cevat Abbas Haydarpaşa’dan Sirkeci’ye geçişlerini şöyle anlatır;
“Atatürk’le ben askerî sevkiyatın bir köhne motörü ile
deniz ortasında yasalanan bu çelik ormanının içinden geçiyorduk”.
Kaynak: Cevat Abbas Gürer’in hatıratından.
13 Kasım 1918’e kadar Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı konusundaki gelişmeler de adı gibi yıldırım hızıyla gelişmişti; 30 Ekim 1918’de Ahmet İzzet Paşa Yıldırım Orduları Grubu komutanlığı’na gönderdiği bir telgrafla, Liman Von Sanders’in komutayı Mustafa Kemal Paşa’ya devrederek İstanbul’a avdet etmesini bildirmişti. Bu telgrafında; “Yıldırım Ordu Grubu Kumandanlığı’na,
Grup mıntıkasında bulunan bilumum Alman kıtaatıyla, münferiden memur Alman zabitan ve efradının derhal Dersaâdet’e sevk ve iadelerini zât-ı devletlerinden rica ederim. Bundan maada zât-ı devletlerinin de grubun emir ve kumandasını Mustafa Kemal Paşa’ya tevdi ederek Dersaâdet’e avdet buyurmalarını rica ederim. 30/10/34, Sadrazam ve Başkumandanlık Erkân-ı Harbiye Reisi Ahmet İzzet”.
Ahmet İzzet Paşa gönderdiği telgrafla Mustafa Kemal Paşa’nın da bilgilendirilmesini istemişti. Liman Von Sanders 31 Ekim 1918 günü beraberinde bazı Alman subayı olmak üzere Adana’dan trenle hareketinden önce Mustafa Kemal Paşa ve Adana’da bulunan bütün subaylar kendisini uğurlamak amacıyla tren istasyonuna gelmişlerdi.
7 Kasım 1918’de Ahmet İzzet Paşa 7.Ordu Kumandanlığı’na gönderdiği bir yazı ile müracaat halinde İskenderun’un boşaltılıp General Allenby tarafından tayin edilecek müddet zarfında teslim edilmesinin memleketin selameti için elzem olduğu bildirecektir. Ayni gün İrade-i Seniyye ile Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nın ve 7.ci Ordu Karargâhı’ının lağvedilerek, Mustafa Kemal Paşa’nın Harbiye Nezareti emrine verildiği tebliğ edilecektir.
Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, Mustafa Kemal Paşa’yı telgraf makinası başına çağırarak, İstanbul’da bulunmasının uygun olacağını ve Harbiye Nezareti tarafından Nihat Paşa’ya yapılan tebliğ ile bu cephedeki birliklerin kumandanlığına tayin edildiği tebliğ edilecektir. Mustafa Kemal Paşa kendisine yapılan tebligat üzerine Yıldırım Ordusu’na bağlı birliklere veda ederek 10 Kasım günü özel bir terenle Adana’dan İstanbul’a hareket edecektir.
Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa’dan Sirkeci’ye geçiyor
Tarihin ve o anların tanığı Yaver Cevat Abbas Haydarpaşa’dan Sirkeci’ye geçişlerini şöyle anlatır; “Atatürk’le ben askerî sevkiyatın bir köhne motörü ile deniz ortasında yasalanan bu çelik ormanının içinden geçiyorduk”.
Bu gerçeği bilmemezlikten gelerek, Kartal isimli ve o tarihte mevcut olmayan bir römorkörle Sirkeci’ye geçti diye yazanlar olmuştur.
Hatta, elindeki bir defteri açarak fotoğraf çektirmek suretiyle kendini önemli göstermek isteyene de rastlanılmıştır. Cevat Abbas’ın “Askerî Sevkiyat” dediği “Harbiye Nezareti Askerî Sevkiyat ve Nakliyat, Muamelât Şubesi” dir. 10
16 Mayıs 1919’a kadar
İstanbul’daki günler
Cevat Abbas Gürer Anıları’nda 11 19 Mayıs’ın hazırlık aşamasını, Mustafa Kemal’in Şişli’deki evinde tanık olduğu görüşmeleri ve bizzat katıldığı “Samsun Yolculuğu”na şu cümlelerle anlatmıştır;“Ciddiyet, samimiyet, vefa, sabır, tahammül, geniş görüş, derin duyuş, azim, irade, metanet, cesaret, fedakârlık, kahramanlık, kurtarıcılık gibi en yüksek insanî meziyetlerin o büyük adamda ortaya çıkışını ifade edecek olan hatıratımı göz bebeğimiz kadar benimsediğimiz Türk gençliğine 19 Mayıs Bayramı hediyesi olarak sunuyorum.”
İngiliz harp gemisi HMS Ceasar Tophane’de şamandıraya bağlı halde. Kaynak- IWM Arşivi.
DİP NOTLARI
8 Ahmet İzzet Paşa; “Feryadım”, Timaş Yayınları 2019.
9 Cevad Abbas (Gürer); “Ebedî Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin tarihinden birkaç yaprak”, İstanbul Halk Basımevi, 1939; Sf. 164-165;
-Turgut Gürer; “Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017.
10 Ulus Gazetesi 20 Mayıs 1947.
11 Devlet Denizyolları İdaresi Umumi Arşivi., “Aziz Atatürk’ü 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan alarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkaran tarihî Bandırma Vapuru’nun personel listesidir”.
12 Naci Çavdar; “Birinci Dünya Harbi Sonunda İstanbul’da Kömür Kıtlığı Ve Buna Bağlı Sıkıntılara Çözüm Arayışları”, Atam Dergi, Sayı:7, Yıl 2014.
Yazının devamı 11 Nisan Salı günü yayında olacak.