Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, 15 Temmuz darbe girişimine istinaden bir basın açıklaması yaptı.
Murat Kıran'ın yaptığı açıklama şu şekilde:
Demokrasiye tam bir inançla, hepimiz aynı gemide kararlılıkla ilerliyoruz!
Bilindiği gibi, uzun süredir ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara bir yenisi daha eklendi. Türk milleti bu oyunu, birlik ve beraberlik içerisinde verdiği mücadele neticesinde bozdu. Dolayısıyla şunun bilincindeyiz ki, ülkemiz varsa biz varız, bizim terk edip de gidecek bir yerimiz yok. Sektör olarak bu kalkışmanın yapıldığının ertesi günü tam bir katılımla hepimiz işlerimizin başındaydık.
Sayın Cumhurbaşkanımızın emirleriyle demokrasi meydanlarında akşamları da varlık göstermeye devam ediyoruz. Bu süreçte tabii ki işlerimizde aksamalar olması mümkündür. Sektörel olarak ağırlıklı pazarımızın yurt dışı olması ve dünya ekonomisinin 2008 yılında başlayan krizle gerilemesi nedeniyle Gemi İnşa Sanayimiz ağır darbe yemiştir. Lakin, zaman içerisinde yaptığımız girişimler neticesinde sektörümüz ufak çapta da olsa kendini toparlayabilmiş ve bir dalgalanma seviyesiyle hayatını idame ettirebilir hale gelmiştir. Bu durumu, senelik ihracat rakamlarımızdan da çok rahat anlayabilmekteyiz.
Hâlihazırda sektörümüzü kısaca anlatmak gerekirse, yurt dışı yeni inşa siparişleri olan tersanelerimiz ve tamir bakım konusundaki tersanelerimiz işlerine devam etmektedir. Tüm bunların yanı sıra, devletimizin özel sektör tersanelerine ihale ile vermiş olduğu Savunma Sanayi yeni gemi inşa projeleri başarı ile gerçekleştirilmeye devam edilerek ülkemize ve sektörümüze olumlu katkılar sağlanmaktadır.
GİSBİR üyelerinden Anadolu Tersanesinde 16 Temmuz 2016 tarihinde indirilmesi planlı olan ancak, yaşadığımız olumsuz girişime rağmen sadece bir gün gecikmeyle 17 Temmuz 2016 tarihinde törenle denize indirilen, Deniz Kuvvetlerimizin amfibi gemisi SANCAKTAR sektörümüzün kararlı duruşunu gösteren örneklerden birisidir.
Hukuk ve demokrasimize kasteden darbe girişimi; birlik, beraberliğimiz ve dik duruşumuz karşısında başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ancak, yurt dışındaki yabancı basının ülkemizi gerçekte olduğundan ve şu anda yaşadığımızdan daha farklı bir boyutta göstermesi nedeniyle, ticari ilişkide olduğumuz firmalar bizlerden son durum hakkında bilgi talep ediyorlar. Lakin biz kendilerine, ülkemizde herhangi bir şekilde olumsuzluk yaşanmadığını, işlerimizin her zamanki gibi, belki de daha iyi şartlarda gittiğini anlatıyoruz.
Mevcut dezenformasyon ve bilgi kirliliği sebebiyle tabii ki tereddütte olanlar olabiliyor fakat ticari ilişkide olduğumuz çoğu şirkete (%90’a varan ciddi bir çoğunluk) baktığımızda görmekteyiz ki aynen eskisi gibi bizlere iş vermeye, ülkemize gelmeye devam ediyorlar.
OHAL uygulaması tarafımıza sorulduğunda biz de aynen devlet büyüklerimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi OHAL uygulamasının milletten daha ziyade devlete uygulandığını anlatıyoruz ki buna hep beraber yaşayarak da şahit oluyoruz. Bu bağlamda şunu görüyoruz; evet, gerek Türk bankalarından olsun, gerekse yabancı bankalardan olsun bir takım duyumlar alıyoruz, doğrudur, fakat bunların boyutu bugün itibariyle çok kayda değer 1 seviyelerde değildir. Özellikle bankalarımız, kalkışmanın akabinde ki dik duruşlarıyla, gerek sektörümüze, gerek diğer sektörlere kriz yaşatmayacak noktada önlemlerini aldılar.
Bugün itibariyle ben yeni olarak, yani bu kalkışmadan sonra eklenmiş ekstra bir zorluk olduğunu hiçbir üyemden duymadım. Tabii ki mevcut, hâlihazırda yaşadığımız zorluklar var, fakat onlar zaten mevcut ekonomik şartlarla zuhur etmiş ve süregelen zorluklardır. Dolayısıyla, millet olarak hep birlikte bu süreçten çok daha güçlü çıkacağımıza inanıyoruz. Tabii ki bu süreçte attığımız bazı adımlar var. Bildiğiniz üzere, DEİK herkese uluslararası firmalara iletilmek üzere ülkemizin durumunu anlatan bir yazı gönderdi, biz bu yazıyı tüm üyelerimize gönderdik. Ayrıca bireysel olarak da tüm çalıştığımız yabancı firmalara gönderdik. Keza, TOBB’un gönderdiği yazıyı da tüm üyelerimize ve müşterilerimize sirküler ettik. Bunlarla sınırlı kalmayarak, denizcilik sektörü ve gemi inşa sanayi olarak yoğun ticari ilişki içerisinde olduğumuz Yunanistan Konsolosluğu’yla temaslarda bulunduk. Kendilerinden, ülkemizde gördüklerini lütfen doğru olarak oradaki müşterilerimize iletmesini talep ettik ve ilettiler.
Şu an itibariyle ayrıca tüm şirketlerimiz, tüm üyelerimiz bireysel olarak yurt dışı tanıtım faaliyetlerini bu dönemde daha da sıklaştırdılar. Bu ziyaretler neticesinde, ülkemizin şu an içinde bulunduğu durum anlatıldı, herkes gerçekten burada olanların, yabancı basında gördüklerinden çok farklı olduğu kanaatine vardı. Şu anda bu bir ülke meselesidir.
Bu süreçte tabii ki kayıplarımız olabilir. Ama bunlar maddi kayıplardır, zaman içerisinde telafi edilebilir. Umuyoruz ki çok yakın bir zamanda hepimiz yaptığımız ve yapacağımız işlerle daha iyi noktalara geleceğiz. Tamir bakım noktasında, yanlış bilgilendirmelerden dolayı bizim rekabet ettiğimiz ülkelere giden firmalar olduğunu duyuyoruz ama ben bunu bir artı olarak görüyorum. Şöyle ki, oralara gidip bizim onlardan farkımızı görme fırsatı yakalıyorlar ve bu da bizim yıllardır uzmanlaştığımız bu konuda açının ne kadar büyüdüğünü, rakiplerimize ne kadar fark attığımızı daha iyi görebilmelerine vesile oluyor. Dolayısıyla bizim bunu da bir fırsata çevirebileceğimize inanıyorum. Kısa vadede umuyorum ki çok daha iyi noktalara geleceğiz.
Bu bir ülke meselesidir. Bu bağlamda bizler ülkemizin her daim yanındayız. Bize düşen görevleri sonuna kadar yerine getirmenin peşindeyiz. Tüm bu sürecin kaybedeni ülkemizin düşmanları, kazananı ise güzel ülkemizin aydınlık geleceği olmuştur.
PRUVAMIZ NETA OLSUN