Yılların verdiği uzmanlık ve tecrübe ile denizcilik sektöründe global bir konuma sahip olan MOS Marine Otomasyon Sistemleri’nin gelecek hedeflerini, millilik yolundaki çalışmalarını, hizmet kalitelerini ve yeni firmaları ORKI Teknoloji ve Gemi Acenteliği Pazarlama Müdürü Dilan Oruç ile konuştuk.
Dilan hanım önce sizi tanıyalım. Denizcilik sektörüyle bağınız nasıl başladı, genç arkadaşlara da örnek teşkil etmesi açısından konumunuza geliş aşamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
1990 Gölcük doğumluyum. Memur bir ailenin çocuğuyum. Diyarbakırlıyız. Babam Haydarpaşa Limanı’nda çalışıyordu. Denizcilik sektörüne olan yakınlığım TCDD Haydarpaşa Limanı’ndan geliyor. Birde ben Deniz Nakliyat’ın kooperatifinde büyüdüm. Üst komşumuz kaptan, alt komşumuz çarkçıbaşı, bir komşumuz VTS.
Daha sonra 2004 yılında Pendik Denizcilik Meslek Lisesi’ne birinci olarak girdim, 4. olarak bitirdim. Okula 2 kız öğrenci olarak girdik, çıkarken 7 kız öğrenci vardı. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Meslek Teknik Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Güverte bölümünü tamamlayarak, Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği’ne gittim. 1 sene kadar gemide çalıştım, ehliyetimi aldım.
Eşim üniversiteden sıra arkadaşım. Bir süre sonra iş bölümü yaptık, ben karada o denizde kalmaya karar verdik. Ben ticarete meyilliydim, karada kaldım, ticarete girdim. O da ikinci kaptanlığına kadar çalıştı şimdi bir tanker firmasında güverte enspekterü. Birbirimizi destekleyerek yaklaşık 10 yıldır sektörün içerisindeyiz.
Meslekle ilgili görüşlerime gelecek olursak bu iş sevilmeden yapılacak bir iş değil. Bizim işimiz deli işi. 7/24, 365 gün çalışıyoruz. İyi araştırmalar sonrasında karar verilecek bir meslek. Günümüz şartlarında maddi olarak baktığınızda da geliri ortalamanın çok üstünde ve saygın bir meslek denizcilik. O yüzden gençler artıları ve eksileri çok iyi değerlendirerek bu mesleği tercih edebilirler.
2009 yılından bu yana Türkiye’de faaliyetlerinize devam ediyorsunuz. Biraz da şirketin kuruluş hikayesinden ve burada ne gibi hizmetler verdiğinizden konuşalım…
MOS Marine Otomasyon Sistemleri firmasının kurucu Suat Yiğit daha önce gemilerde Elektrik Zabiti olarak çalışıyor. Daha sonra karaya gelip, elektronik firmalarında teknik müdürlük yaptıktan sonra kendi kanatlarıyla uçmaya karar veriyor ve 2009 yılında şirketi kuruyor. Bir fiil hem servis mühendisi olarak hem pazarlama yaparak devam ettiriyor. Bende iki yıl önce katıldım. İki yıl öncede Suat bey artık çok yorulduğunu ve hobilerine zaman ayırmak istediğini söyleyip firmayı departman müdürlerine bölerek uzaklaştı. Bunlar bir yana her anlamada bilgi ve fikir sorduğumuz kişi yine Suat bey.
MOS Marine Otomasyon Sistemlerini 6 ortaklı bir firma olarak birlikte yönetiyoruz şu an. Firmada 16 kişi çalışıyoruz. Üretim, teknik, pazarlama ve iş geliştirme departmanlarımız var. Herkes birbirini yıllardır tanıyor. Burada keyifli bir ortamda çalışıyoruz.
MOS Marine Otomasyon Sistemleri olarak bizim yüzde 99 hizmet verdiğimiz firma tanker gemileri, tanker firmaları. Çok butik gözükmemize rağmen şu anda globalde MOS’un temas etmediği herhangi bir tanker firması yok. Bu konuda çok iddialıyız. En büyük gücümüz otomasyon hizmeti verdiğimiz markaların yedek parça üretimini yapıyoruz.
Maker dediğimiz üretici firmadan yedek parçayı ofise getirmeniz en az bir hafta iken biz size ofisten aynı gün aynı saat içerisinde teslim edebiliyoruz. Yaptırdığımız ürünler tüm tanker gemilerinde çalışabilecek spesifikasyona da sahip olduğu ve bizim garantimizde olduğu için satın alan firmalarda çok rahat. Bir sıkıntı olduğunda buradan direkt muhatapları var. Biz gemilere hem servis hem de yedek parça veriyoruz, haliyle de bizi seçiyorlar. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Dünya devleriyle global anlaşmalarımız var. Çözüm odaklı olmamız bize bunu sağladı diyebilirim.
Türk armatörlerin sizi tercih etme sebeplerini sıralayacak olursak bu konuda neler söylersiniz? Sizce başarınızın sırrı ne?
Bizim işimizi çok sıkı takip ettiğimizi ve 7/24 ulaşılabilir olduğumuzu söyleyebiliriz. Gemilere gittiğimizde gemi personellerinde telefon numaralarımız oluyor. Bazı sıkıntılar gemi armatörüne yansımadan gemi personeli ile bizim servis mühendislerimiz arasında sadece iletişim kurarak çözülmüş oluyor. Ekibin 3000 tane devreye alması var. Bizde bu gemilerin tüm dosyaları var. Öyle durumlar oluyor ki biz armatöre gitmeden talep geldiğinde şunu söyleyebiliyoruz: Teşekkür ederiz ama sizin geminizde o yok, geminizde bu var ve teslim süresi, fiyatı budur. Böylelikle aslında müşterilerimize know-how satıyoruz. Haliyle de bizim bir kere çalıştığımız müşteriyle ayrıldığımız görülmemiştir.
Aynı zamanda dünya çapında da hizmet veriyorsunuz. Orada ne gibi hizmetler veriyorsunuz? En çok hangi ülkelerle iş birliği içindesiniz?
En çok Kuzey müşterileri ile çalışıyoruz. Tank Radar, ODME, Kargo Pompaları ve Nitrojen sistemlerine bakıyoruz. Bu sistemlerde yetkili ve yetkin olduğumuz markalar var. Eğitim sertifikalarımız var. Orijinal ve MOS üretimi olarak yedek parça tedariklerini dünyanın heryerinde yapabiliyoruz.
AR-GE çalışmalarınıza da değinmek istiyorum. Şirketi geliştirmek anlamında bugüne kadar ne gibi yenilikler yaptığınızdan bahsedebilir misiniz?
Biz TÜBİTAK projemiz olan Türkiye’nin ilk LED SEYİR FENERİ’ni ürettik. 2-3 yıl içerisinde başardık ve bitirme evrakımızı aldık. Dünyada bu işi domine eden iki firma var. Biz yine yerlilik kavramını çok önemsediğimiz için ilk yerli seyir fenerini üretip Wheel Mark Sertifikasyonuna başladık. Bununla birlikte MOS Marine Otomasyon Sistemleri dünyanın her yerine seyir feneri satacak. Yani dünyadaki üçüncü firma olacak.
Bununla birlikte biliyorsunuz sıklıkla askeri projeler yapıyoruz ve bunun millileşmesi çok önemli. Burada seyir feneri ve kontrol panelini birlikte verebildiğimiz için 2022 itibari ile artık olmayacağımız bir milli proje yok. Bu konuda çok heyecanlıyız ancak bizi yavaşlatan tek şey Wheel Mark dediğimiz kurumun Türkiye’de bir laboratuvarı yok. En yakın kurum Yunanistan. Bizde mecburen Yunanistan’ın iş hızıyla hareket ediyoruz. Zaman alıyor ama sorun değil; biz süreci başlattık. Bu bize çok büyük gurur veriyor.
Denizcilik sektörü tanıtım konusunda çoğu zaman geri planda kalıyor. Sizin bu yöndeki değerlendirmeniz ne olur?
İMEAK Deniz Ticaret Odası’nı takip ediyorum aynı zamanda üyesiyiz; ancak Türk armatörü için düzeltilmesi gereken bir imaj, çekilmesi gereken bayraklar ve kolaylaştırılması gereken kurallar var. Dünya ticaretinde filo sayımız az değil ama sonuçta bunların büyük bölümü Türk değil. Baktığınızda da zayıf oluyorsunuz. Türk Loydu’nun çalışmalarını da yakinen takip ediyorum. Çok güzel yerlere gidiyor. İnşallah yakın zamanda IACS olduğunda işler hepimizin hayrına olacak. Seyir fenerinde bile Türk Loydu ile çalışmayı ben çok isterim ama IACS klasa ihtiyacın olduğunda kendi milli ürünümü milli klasımla yapamamak beni üzüyor.
Biraz da ORKİ Teknolojiden bahsedelim. Orada neler yapıyorsunuz?
ORKİ Teknoloji bir yaşına yeni girdi. Biz ORKİ Teknoloji’yi sekizinci ayda sirküle etmeye başladık. Çünkü önce bizim biraz emin olmamız, neyi, nasıl yapacağımıza karar vermemiz gerekiyordu. Oslo Fuarı o yüzden benim için çok değerlidir. İki yıl önce sonrasında ortaklık yaptığımız AMS firması sahibi ile Oslo Fuarı’nda kahve sırasında tanıştık. Türk olduğumuzu öğrenince bana dert yanmıştı. Dünya çapında bir firma olduklarını, ücretsiz antrepoları olduğunu ve 5 tane ofisleri olup dünyanın her yerinde çalıştıklarını ancak bu çalışmayı yalnızca Türkiye ile başaramadıklarını ifade etti. Bende ne yaptıklarını anlamaya çalıştım. Sonra şunu fark ettim: Türkiye’de yabancı firmaların ofisleri var burada görüyoruz. Yine bizim gemi armatörünü çok zorlaştıran gümrük kanunları var. Biz istiyoruz ki firma kendi gemisine kendi malzemesini beyanname ile açsın göndersin. Bu dünyanın hiçbir yerinde olabilecek mantıkta değil. Ama maalesef biz böyle çalışıyoruz. Bunu da Londra’da, Singapur’da, Cenova’da veya Monako’da ofisi olan adam anlamamış. Buraya gelmiş ofis açmışlar sonra kapatıp gitmişler. Maddi kayıp yaşamışlar, biraz da kırılmışlar anladığım kadarıyla.
Tekrar ORKİ’de ne yaptığımıza dönecek olursak bizim bir yılımız nasıl yaparız sorusu ile geçti aslında. Ardından pandemi patladı, ne olacağı çok belli değildi. O dönemde bir iki deneme yaptık sonra sistem şuna geldi: Dilan biz bir ofis açalım ve oraya genel müdür ol. Öyle bir durumda da ben dedim ki zaten herhangi bir firmanın ofisi olacaksak bunu zaten yapardık. Biz bir firma açıyoruz siz bize partner olun deyip işi kendimize çevirdik. Onlar da kabul ettiler. Biz bir Türk firması olarak yaklaşık bir yıldır onların operasyon ve antrepo hizmetlerini kullanarak birlikte çalışıyoruz. Halihazırda Full Lojistik Yönetimi yaptığımız müşterilerimiz var. Bununla birlikte yabancı gemilerin de burada işlemlerini yapıyoruz. İnsanlar bize MOS’tan dolayı güven duyuyorlardı. Bizde bu güveni sarsmadan hedefimize hızla ilerliyoruz.
Bizde sadece MOS’un müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için başladığımız bu yolda aynı zamanda MOS olarak da ithalat ihracatımız vardı. Onları da birleştirdik, çok keyifli gidiyor. Yani bizi çok heyecanlandırıyor. Çok da güzel büyüyeceğini ön görüyoruz. Orada iki şeyi söylüyorum ben hep. Bunlardan birincisi yerli bir firma olarak her anlamda muhatabınız biziz. İkincisi de biz zaten sektörün içindeyiz. Hepimiz denizciyiz. Küçücük bir contadan kaynaklı bir geminin kalkmamasın ne demek olduğunu iyi biliyoruz. Diğer firmalara göre işimize çok daha empati yaparak yaklaşıyoruz. Sonuna kadar da takip ediyoruz.
Gelecek hedefleriniz, planlarınız neler?
Yakın zamanda MOS bünyesinde yeni markalar kattık, onları piyasada duyurmak istiyoruz. Biri sualtı drone. Çünkü dünyada artık sualtı droneleri tamamen ticari ve sanayi için kullanılmaya başlandı. Sörveylerin hepsi sualtı droneleri ile yapacak bu işleri. Bu da çok kıymetli. Biz 4K çeken, 6 bin lümen ışıklı, numune alan, ölçüm yapan bir cihazı Türkiye’ye getiriyoruz. Burada hem turistik alanlarda kullanılabilecek ürünler var hem de hobi amaçlı. Ama asıl liman ve tersanelere müthiş bir çözüm getiriyoruz. Dalgıç zorunluluğun dışına çıkacak. Cihaz VR gözlüklü, tablet ile kontrol edilebilen bir cihaz; sizin kafa hareketinizle hareket edebiliyor. Güzel bir şey getiriyoruz. Yeni markaları tanıtıp bunları oturtmak istiyoruz. Yeni projelerle yerli ve milli ürünlerimizi arttırmak istiyoruz. İnşallah MOS ismini gelecek senelerde daha çok duyacaksınız.
Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Pandeminin hala izlerini taşırken eksilmeden ve başarıları devam ettirerek bu süreci devam ettirmeyi umut ediyorum. Biz tersaneler bölgesinde olduğumuz için hep görüyoruz işler gayet güzel gidiyor. Bundan da çok mutlu oluyoruz; çünkü buraya bir gemi gelmesi tüm sektörü etkiliyor. Umarım bundan sonra da yukarı giden ivme böyle devam eder ve hepimiz dünya markası olma yolunda devam ederiz.
Vira Haber