Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), olası tehditlere karşı Türkiye'nin açık denizlerdeki gücüne güç katacak, açık denizdeki düşük frekanslı ses dalgalarını, uzak mesafelerden tespit edecek yeni sonar projesi için çalışmalara başladı.
Milli Savunma Bakanlığı ile yürütülen proje, askeri gemilere entegre edilebilecek. Türkiye, prototip üretimleri başlayan projeyle bu teknolojiye sahip az sayıda ülkeden biri olacak. Bütünleşik sonar sistemi, milli güvenliğe olduğu kadar ekonomiye de ciddi katkı sağlayacak. Sistemin dost ve müttefik ülkelere ihracatı Türkiye'ye büyük bir rekabet üstünlüğü getirecek.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sonarın geliştirildiği Kocaeli-Gebze'deki TÜBİTAK MAM'ı ziyaret etti. Ziyarette Varank'a TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal eşlik etti. TÜBİTAK MAM bünyesinde faaliyet gösteren Sualtı Akustik Laboratuvarı'nda incelemede bulunan Varank, Bütünleşik Sonar Sistemi Geliştirme Projesi'ne ilişkin yetkililerden bilgi aldı.
Varank, daha sonra yaptığı açıklamada, laboratuvarın Türkiye'ye kazandırılmış ve en yüksek kabiliyetlere sahip ilk su altı akustik laboratuvarı olduğunu, burada özellikle Milli Savunma Bakanlığı ve Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan ürünlerin geliştirilip üretildiğini söyledi.
Türkiye'nin Milli Gemi Projesi'nde (MİLGEM) su altı sonarlarını TÜBİTAK MAM olarak geliştirdiklerini ve gemilere taktıklarını belirten Varank, "Şimdi yeni bir boyuta geçiyoruz. Yine Milli Savunma Bakanlığımız ile birlikte düşük frekansta çalışan çok daha güçlü, çok daha kabiliyetli bir sonarı geliştirmeye başladık. Bu yeni milli sonar, Türkiye'nin MİLGEM'i için geliştirilen ilk milli sonar projesinde olduğu gibi yeni inşa edilecek TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi'nde kullanılacak ve Türkiye'ye çok ciddi kabiliyetler kazandıracak." dedi.
"Yazılım tarafı BİLGEM'de"
Varank, projenin bu yılın başında başladığına işaret ederek, belirlenen süre 3 yıl olmasına rağmen 2 yılda tamamlanarak savunma sanayisine katkı yapacağını dile getirdi.
Projede, TÜBİTAK BİLGEM ile çalışıldığı bilgisini veren Varank, şunları kaydetti:
"Onlar da bu işin yazılım tarafını bir araya getiriyorlar. Bu proje birçok ilki başlatacak. Burada hem donanım tarafı hem de yazılım tarafıyla çok ciddi kabiliyetler kazanmış olacağız. Daha önce ürettiğimiz sonarlarda birtakım ürünleri yurt dışından tedarik etmek mecburiyetinde kalıyorduk. Tasarımlarını biz yapmış olsak bile bunları ürettirip ithal etmek mecburiyetinde kalıyorduk. Bu projenin bir başka özelliği de işte burada kullanılan başta seramik malzemeler olmak üzere bu ürünlerin tamamının kendimiz tarafından geliştirilmesi ve üretimlerinin de burada yapılması, daha sonra bunların yazılım tarafındaki entegrasyonunun da BİLGEM ile yapılması."
Varank, TÜBİTAK'ın Türkiye'de araştırma ve geliştirmenin hamisi bir kurum olduğuna dikkati çekerek, sivil, askeri teknolojiler, sağlık teknolojileri gibi her alanda Türkiye'deki AR-GE faaliyetlerini desteklediklerini ve projeler gerçekleştirdiklerini anlattı.
TÜBİTAK'ın savunma sanayisinde, su altında, akustikte bu kabiliyeti kazanmış olmasıyla dost ve müttefik ülkeler için tedarikçi konumuna gelmesinin, ülkenin geldiği noktanın görülmesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Varank, "Biz sadece insansız hava araçlarında değil, birçok ürünümüzle dünyada en çok aranan, talep edilen ülkelerden bir tanesiyiz. Bize yurt dışından gelen her heyet, mutlaka savunma sanayisi alanında çalışan firmalarımızı, enstitülerimizi gezmek istiyor. TÜBİTAK MAM ve BİLGEM çok ciddi bir kabiliyet elde etti. Bunu hem ülkemize faydalı olacak şekilde kullanacağız hem de dost ve müttefik ülkelerle bu teknolojilerimizi paylaşacağız." diye konuştu.
"Sivil kullanımı da var"
TÜBİTAK Başkanı Mandal da savunma sanayisinin rekabet üstünlüğü anlamında çok kritik olduğunu ancak sonar sisteminin sivil kullanımının da mümkün olduğunu ifade ederek, "Özellikle Türkiye gibi bir ülkede boğazların güvenliği, kıyı şeritlerinin güvenliği açısından bakıldığı zaman ulusal güvenliğin ötesinde, ülkemizin kara sularındaki sivil güvenlik anlamında da önemli olacağını düşünüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
MİLGEM Projesi'nde tasarımlarını yaptıkları seramik malzemeleri üretmek için yurt dışına gönderdiklerini belirten Mandal, şimdi ise seramik malzemenin tasarımını ve üretimini kendilerinin yaptığını bildirdi.
Mandal, projenin yazılım ve arayüzlerinin de TÜBİTAK BİLGEM tarafından gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.
"Alanında ilk ve tek"
Sualtı Akustik Laboratuvarı Kıdemli Başuzmanı ve Proje Yöneticisi Dr. Alper Biber, denizaltılara yönelik Türkiye'nin ilk sualtı akustik uygulamasını MİLGEM'de gerçekleştirdiklerine işaret ederek, bu proje kapsamında test altyapısı olarak laboratuvarın kurulduğunu anlattı.
Laboratuvardaki havuzda 1-500 kHz frekansında tüm elektro akustik dönüştürücülerin testlerini, karakterizasyonlarını yapabildiklerini vurgulayan Biber, havuzun Türkiye'de alanında ilk ve tek olduğunu söyledi.
Biber, MİLGEM'in ardından yeni başladıkları Bütünleşik Sonar Sistemi Geliştirme Projesi ile daha düşük frekansta, farklı platformlarla bütünleşik çalışabilen multistatik bir sonar sisteminin geliştirilmesini hedeflediklerine dikkati çekerek, "Projede iki farklı sonar sistemi geliştirilecek. Denizaltı Savunma Harbi Sonarı ile Küçük Hedef Tespit Sonarı ve bunların tüm test karakterizasyonlarını ve deniz testlerini bu proje içeriyor." ifadesini kullandı.
Projenin asıl amacının Türkiye'nin uzak denizlerdeki çıkarlarını gözeten bir sonar sistemi hazırlamak olduğunu bildiren Biber, "Bu da frekansın düşürülmesi anlamına geliyor. Yani ilk MİLGEM'den sonra TÜBİTAK MAM olarak farklı bir gemi için farklı bir sonar sistemini bu projeyle ülkemize kazandırılmış olacağız." dedi.
Türkiye'nin alanında ilk ve tek akredite kamu AR-GE laboratuvarı olan TÜBİTAK MAM Sualtı Akustik Laboratuvarı, ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yürütüyor.
Laboratuvar, sualtı akustik alanında "atanmış enstitü" olarak uluslararası faaliyetlerine devam ediyor. Laboratuvarda donanmanın ihtiyaç duyduğu ürünler geliştirilip üretiliyor.