Büyükelçi Apakan, BM Güvenlik Konseyi'nin Ortadoğu konulu aylık toplantısında Türkiye'nin İsrail-Filistin meselesi ve BM gözetiminde devam eden Mavi Marmara soruşturmasıyla ilgili görüşlerini açıkladı. Filistin meselesinin kritik bir aşamaya yaklaştığını ifade eden Apakan, Türkiye'nin, bölgede ve bölgenin ötesindeki pek çok uyuşmazlığın merkezinde İsrail-Filistin ihtilafının bulunduğuna inanmaya devam ettiğini söyledi. Bu yüzden bu soruna kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulma arayışının, bölgede devam eden gelişmelerin arka sıralarında yer almaması gerektiğini vurgulayan Apakan, tam tersine bu arayışın öncelik olması gerektiğini kaydetti. Filistin tarafının devlet kurmaya hazır olduğunu ve bu yöndeki çabalarının, yıllardır amaçladıkları uluslararası toplum tarafından kabul görecek bir devlet olma hedefine layık olduğunu kanıtladığını belirten Apakan, Filistinlilerle dayanışma gösterilmesi, onların barış ve haysiyet içinde yaşamalarına yardımcı olunması zamanının geldiğini ifade etti. Apakan, ''Türkiye, Filistinliler tarafsız olarak uluslararası toplumun tam bir üye devleti olarak kabul edilmeye hazırlarsa -kaldı ki bu çok ciddi adımın tam eşiğinde oldukları açık, o zaman uluslararası toplumun onların bu adil ve meşru başvurusunu görmezlikten gelmemesi gerektiğine inanmaktadır'' dedi. Filistinlilerin Gazze Şeridi'ndeki kötü durumunun sona ermesi gerektiğini belirten Apakan, ''İsrail, Gazze'deki gayri meşru ablukasını derhal kaldırmalıdır'' diye konuştu. MAVİ MARMARA Türkiye'nin, adil bir sonuç bulunacak beklentisiyle BM'nin soruşturma sürecine her türlü katkıyı yapmaya devam ettiğini belirten Apakan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Hesap verme yükümlülüğünün istikrar ve güvenliğin anahtarı konumunda olduğunu söyleyen Apakan, Gazze'ye yönelen insani yardım konvoyları olgusunun tek taraflı provokasyon olarak basit bir biçimde açıklanamayacağını belirtti. Apakan, ''İsrail'in Gazze'ye yönelik tüm nüfusu orantısız şekilde hedef alan şu anki tutumu değişse bu tür tepkilerin asıl nedenleri de ortadan kalkmış olur'' dedi. |
A.A