Şu sıralar yerli yabancı turist akınına uğrayan adalara gitmenin tam zamanı! Tarihi yapılar ve deniz sezonunu açmak Türkiye’nin adaları masmavi plajlarıyla sizleri bekliyor. Günü birlik olarak bile kaçabileceğiniz Türkiye'nin cennet adalarını sizin için derledik. İşte Türkiye'nin en güzel 10 adası…
BOZCAADA / ÇANAKKALE
Marmara ve Gökçeadadan sonra ülkemizin 3. Büyük adası olduğu ifade edilen ada, özellikle ağustos ve eylül aylarında ziyaretçi akınına uğruyor. Tarih boyunca birçok devlete ve medeniyete ev sahipliği yapmış ve Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına katılmış bir yer olan Bozcaada, tarihi, kültürel birçok yapısıyla da ziyaretçilerini karşılıyor. New York Times’ın 2017’de görülmesi gereken 101 yer dosyasına 55. sıradan giren Bozcaada, bozulmamış tarihi dokusu, bağları, serbestçe denize girilen sahilleri ve lokantaları ile bir rüya kadar güzel.
Bağ rotasında yapacağınız yürüyüşün ardından Polente burnunda rüzgar güllerinin altında güneşi batırıp soluğu Rum ve Türk mahallelerindeki lezzetli yerel lokantalarda almalısınız. Ayrıca deniz sezonunu altın sarısı kumuyla ünlü Ayazma Plajı’nda açın.
KALEM ADASI / İZMİR
Doğanın bahşettiği en güzel yerlerden biri olan, İzmir'in Dikili ilçesine bağlı (Midilli Adası'nın tam karşısı) Kalem Adası yaz tatili için çok ideal. Herkesin bilmediği Kalem Adası berrak, sığ ve cam gibi deniziyle her yaz ünlülerin uğrak yeri oluyor. Kalem Adası, kültür ve kaplıca turizmi ile de yılın her dönemi pek çok turisti ağırlıyor. Dikili Limanı ile de dünyaya açılan kapı konumunda olan ilçe, plajlarıyla da muhteşem bir tatil noktası.
Yaklaşık 40 km. uzunluğunda plajı, masmavi denizi ile tatilcilerin uğrak noktası olan Dikili, genellikle yılın her dönemi açık olan pek çok konaklama tesisi ile hizmet veriyor.
GÖKÇEADA / ÇANAKKALE
Gökçeada denince herkesin aklına sokaklarında dolaşacağı Rum köyleri ve muhteşem sahilleri gelir. Gökçeada’nın bilinen turistik yüzü bu… Ama adada birkaç gün zaman geçirerek keşfe çıkınca, bir anda farklı bir ada görmeye başlayacaksınız.
Ada özellikle son yıllarda kendi kültür yapısını koruyarak 70 kadar kriteri yerine getiren ada ‘Sakin Şehir’ (Cittaslow) unvanını kazandı. Aynı zamanda coğrafi açıdan Türkiye’nin en büyük adası. Adada tarihi köylerin yanında denize girebileceğiniz çok güzel plajlar da var. Kendinizi ada sahillerinden Ege'nin masmavi sularına atmak istediğinizde Aydıncık adıyla da bilinen Kefaloz Plajı'na veya adanın en batısında yer alan Gizli Liman'a yolunuzu düşürebilirsiniz.
Aynı zamanda adanın en güzel plajları arasında sayılan Aydıncık Plajı hemen yanında bulunan çamur banyosuyla biliniyor. Sörfe merakınız varsa, Kefaloz'da rüzgar sörfü eğitimi alarak kendinizi burada rüzgara teslim etme şansınız da var.
CUNDA / BALIKESİR
Gerçekten kafa dinlemek isteyenlerin ve gastronomi severlerin yaz-kış buluşma noktası Cunda… Taş evleri restore edildikçe sokakları daha da bir güzelleşiyor. Diğer adı Alibey Adası olan Cunda dar sokakları, şarap evleri, butik otelleri, balık lokantaları ve kafeleriyle ünlü.
BURGAZ ADA / İSTANBUL
Hafta sonu adalar vapuruna atlayıp bir yandan simit çay keyfi yaparken diğer yandan yolculuğunuza eşlik eden martılarla Sait Faik Abasıyanık’ın en sevdiği adaya doğru yol almak size iyi gelecek.
Burgaz’da şairin evine de mutlaka gidilmeli. Burası özellikle Prens Adaları’nın en sakini, kalabalıktan uzak ve yalnız kalmak için ideal…
SEDİR ADASI / MUĞLA
Bir rivayete göre Mısır kraliçesi Kleopatra, adayı çok beğenerek burada kalmak ister, fakat plajı olmamasından şikayetçi olur ve Romalı Antonius tarafından Kuzey Afrika’dan getirilen kumlarla bir plaj oluşturulur. Halen dünyadaki en narin kumları barındıran bir ada olarak Ege denizinde arz-ı endam eden bu güzel ada, çam ormanlarının arasından göz kırpan maviliğiyle gidenleri büyülemektedir.
Marcus Antonius’un sevgilisi Kleopatra’ya olan aşkını ölümsüzleştirmek için dağa siluetini kazıttığı yer. Sedir Adası’ndaki bembeyaz kumlar Mısır’dan getirilmiş. Kleopatra Koyu’nun etrafı ağaçlarla çevrili, denizi berrak ve irili ufaklı adacıklarla süslü. 6. yy’la uzanan geçmişiyle adada yer alan Kedrai Antik Kenti’ndeki surlar, tapınak kalıntıları ve tiyatro oldukça iyi durumda bulunuyor.
KEKOVA / ANTALYA
Kaş’tan ve Üçağız’dan teknelerle ulaşılabilen ada, sular altında kalan tarihi şehirleriyle ve mağaralarıyla görülmeye layık yerlerden. Turkuaz denizi ve tertemiz suyuyla tatilcilerin gitmekten bir hayli keyif aldığı Kekova, bir çok otel ve pansiyon seçeneğini de ziyaretçilerine sunuyor. Antik çağda deprem sonucu sular altında kalan kalıntılar dalış tutkunlarını cezbediyor
BÜYÜKADA / İSTANBUL
İstanbul’un en büyük adasında bisikletle ada turu yapmadan, tarihi Aya Yorgi Kilisesi’ni ve Reşat Nuri Güntekin’in evini görmeden dönmemelisiniz. Hafta sonu adanın çok kalabalık olduğunu belirtmek lazım.
HEYBELİADA / İSTANBUL
İstanbul’un adalarından birisi olan, ve özellikle günü birlik ziyaretler için oldukça uygun olan bir ada Heybeliada. İstanbul’un çeşitli sahillerinden düzenlenen vapur turlarıyla mavi bir yolculuk sonucu ulaşılan ve denizin ortasında mutluluğun yakalanmasını sağlayan başlıca yerlerden., Şehrin en çok ziyaret edilen ikinci adası ağaçlarla kaplı yeşil görüntüsüyle diğer adalardan ayrılıyor. Geçmişi Bizans İmparatorluğu’na kadar uzanan Ayia Manastırı (Trias Manastırı) ve Rum Ortodoks Ruhban Okulu burayı Hıristiyanlar için önemli kılıyor. Gün batımında Çam Limanı’ndan kayık kiralayıp ada manzarasının tadını çıkarın.
AKDAMAR / VAN
Van Gölü’nün içindeki adada bulunan Akdamar Kilisesi Ortaçağ Ermeni mimarisini yansıtan en iyi örneklerin başında geliyor.Gölün mavi suları arasında her mevsim fotoğrafçıların uğrak yeri olan Akdamar, rengarenk açan bahar çiçekleri, Artos Dağı’nın heybetli manzarasıyla birlikte unutulmaz kareler sunuyor.
Vira Haber