Marmaray, İstanbul'un tarihini değiştirdi

Marmaray, İstanbul tarihini 8500 yıl geriye götürdü, bir müze kuracak kadar çok eser kazandırdı ve şehir arkeolojisi nedir, bize gösterdi.

'Marmaray' İstanbul tarihini 8500 yıl geriye götürdü, bir müze kuracak kadar çok eser kazandırdı ve şehir arkeolojisi nedir, bize gösterdi.

Asrın projesi olarak nitelendirilen Marmaray bugün nihayet açılıyor. Her gün 1.5 milyon insan taşımayı hedefleyen proje İstanbul için büyük bir hizmet. Proje 4 yıl sarktı. Sebebi malumunuz üzere Yenikapı, Üsküdar ve Sirkeci istasyonlarında yapılan kazılarda çıkan ‘çanak - çömlekler’ gösterildi. Bu sebep doğru ya da yanlış tartışmasına girmeden arkeolojik kazılara göz atalım, bu sebebin fayda mı zarar mı getirdiğine öyle karar verelim.

Arkeolojik kazılar 2004 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nce başlatıldı. Maddi desteği Ulaştırma Bakanlığı’nca sağlanan kazılara bakanlık verilerine göre 150 milyon liraya yakın bütçe ayrıldığı belirtiliyor. 60 arkeolog, 7 fotoğrafçı, 6 mimar, 6 restoratör, 600’den fazla işçi görev aldı. Ayrıca adli tıp uzmanları, zeolog, arkeobotanik, antropolog, sualtı arkeologları gibi farklı disiplinlerden çok sayıda bilim insanı da projeye destek verdi. 38 bin envanterlik yani müzelik değerde yaklaşık 40 bin kasadan fazla eser ortaya çıkarıldı.

İlk kazma vurulduğundan bu yana da İstanbul’un tarihini değiştiren çok sayıda arkeolojik veri elde edildi. Bir çırpıda sayılabilecek o kadar çok buluntu var ki ama en önemlisi sanırım Yenikapı’daki neolitik veriler. İstanbul’un tarihini M.Ö. 8500 yıllarına taşıyan bu buluntular tüm dünyada ses getirdi. Yüzlerce arkeolog, bilim insanı bu eserleri yerinde görmek için İstanbul’a geldi. Şimdi kazı alanlarını tek tek irdeleyelim.

Batık filo bulundu

YENİKAPI: 2004 yılında başlanan ve yılın 12 ayı kesintisiz kazı yapılan Yenikapı’da, Cumhuriyet ve Osmanlı dönemlerine ait kültür katlarının altında antik dünyanın bilinen en büyük limanı ortaya çıkarıldı. Antik kaynaklarda adı ‘Theodosius Limanı’ olduğunu bildiğimiz bu limanda, Bizans dönemi denizciliği, ticareti ve gemilerine ilişkin binlerce eser bulundu. En erkeni 4. yüzyıl en geç tarihli olanı da 11. yüzyıl olan liman içerisinde muhtelif zamanlarda batmış 37 adet batık gemi tespit edildi.

Bu batıkların 30 adedi yelkenli ticaret gemisi, 5 tanesi ise kürekli kadırgaydı. Yükleriyle batan 3 gemiden ise amforalar, tabaklar, kandiller, bronz ve altın sikkeler, cam eserler, bronz eserler, ahşap ve kemik eserler, fildişi eserler, deri eserler, heykeller bulundu.

Liman dolgusunun altında Tarihi Yarımada içerisinde ilk defa neolitik bir yerleşim tespit edildi. Marmara Denizi’nin tatlısu gölü olduğu dönemde var olduğu belirlenen İstanbul’un ilk sakinlerine ait yerleşim yeri, M.Ö. 6500 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış yaklaşık 1000 sene boyunca su altında kalana kadar yerleşme kullanılmıştı.

Yerleşme içerisinde dal örgü mimari kalıntılar, mezarlar ve çok sayıda pişmiş toprak kap parçaları ile çakmaktaşı ve taş aletler tespit edildi. Dünyanın bilinen en eski ahşap aletleri, neolitik dönem insanlarına ait yaklaşık 2000 adet ayak izi de buluntular arasında yer aldı.

92 iskeletle bir Bizans yapısı

ÜSKÜDAR: Arkeolojik kazılar 2004 yılında başladı, 2008 yılında teslim edildi. Arkaik dönemden başlayarak klasik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntular ile Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait mimari yapılar tespit edildi. Rum Mehmet Paşa Vakfiyesi’ne ait bir arastanın temellerine rastlandı. 12 - 13. yüzyıllara ait Bizans dönemi apsidal bir yapının temelleri bulundu. Yapının içinde 92 iskelet ortaya çıkarıldı. Bu yapının yerinde korunmasına karar verildi

MÖ 7. yüzyıldan beri limandı

SİRKECİ: M.Ö. 7. yüzyıldan sonra liman olarak kullanılan bölgede 4 noktada arkeolojik kazı yapıldı. Geç Osmanlı, Bizans ve Roma öncesine ait çok sayıda buluntu, Prosphorianos liman çevresine ait mimari yapı kalıntıları tespit edildi. İstanbul tarihini 8500 yıl geriye götürdüğü, bir müze kuracak kadar çok eser kazandırdığı ve şehir arkeolojisinin nasıl yapılabileceğini bize gösterdiği için başta tüm arkeologlara, destek veren Ulaştırma ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarına sonsuz teşekkürler. İyi ki proje 4 yıl sarkmış.

virahaber.com
 

GÜNCEL Haberleri

Ege ve Akdeniz'de Balıkçılığı İzleme Çalışmaları Muğla'da Devam Ediyor
Bodrum-Kaş Arası Denizlerde Fırtına Uyarısı
Türkiye’nin En Büyük Balıkçı Barınağının Yüzde 70'i Tamamlandı
Deprem Bölgesinde Görevini Tamamlayan Yaşam Gemisi Yalova'da Bakıma Alındı
Ege Denizi İçin "Sarı" Uyarı