İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın bugün gerçekleştirilen Ekim ayı Meclis toplantısına katılan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan denizcilerle bir araya geldi. Denizciliğin, kriz yaralarından kurtulması için devletle sektörün birlikte adım atmasını gerektiğini vurgulayan Bakan Elvan ortak bir yol haritası oluşturulacağının da müjdesini verdi.
BAKAN ELVAN “YOL HARİTAMIZI BİRLİKTE OLUŞTURACAĞIZ”
Konuşmasına bakanlık ve devlet olarak denizcilik sektörünün güçlendirmekte kararlı olduklarını belirten Elvan “2008’e kadar sektörde önemli bir gelişme kaydedildi. Ama krizle birlikte ciddi bir düşüş yaşandı. Kuruyükte 10.000 endekslerinden 850 endeksine düşüş oldu. Dünya’da denizcilikte sorun olduğu gibi Türkiye’de de sorunlar var. Sorunlarla birlikte baş edeceğiz ve kararları birlikte alacağız. İktidar olarak yaklaşımımız orta ve uzun vadede istikrar sağlamak oldu. Teşvik önemli sayın başkan. Kısa vadede teşvikler sizi ısıtır ama orta ve uzun vadede sizleri yakar. Kimi teşvik sistemleri de sizleri kısa vadede yakabilir ama orta ve uzun vadede sizleri ayağa kaldırır. Dünya devletleriyle savaşabilecek duruma getirir sizleri. Devlet olarak denizcilik sektörünü güçlendirmeye kararlıyız. Bunu biz sağlamak zorundayız. Sektörle bir araya gelip, çalıştay düzenleyip gerçek anlamda sektörün önünü açacak tedbirleri alacağız ve bir eylem planı oluşturacağız. Yol haritamızı ortaya koyacağız. Sizlerin bir kısım taleplerinize neden sıcak bakmadığımızı açıklayacağız ve sizi ikna edeceğiz. Edemezsek de o kararları yürürlüğe koyacağız. “ dedi.
“YAŞANAN SIKINTILARIN FARKINDAYIZ”
Sektörde yaşanan her sorunun hükümetin farkında olduğunun altını çizen Elvan konuşmasının devamında “Yaşanan sıkıntıların farkındayız. 2008’den aşağıdayız. Deniz ticarimizi daha da güçlendirici gerçek sorunlar için adımlar atmamız gerekiyor. Sorunun tanımı çok önemli. Sorunun köküne inemezseniz, orta ve uzun vadede sorunu çözemezsiniz. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde denizde yolcu taşımacılığı arttıracağız. Somut adımları birlikte atacağız. Kosterle ilgili geçmişte sorun kısmen çözüldü ama sorun hala devam ediyor. Ekonomi yönetimiyle bu sorunu konuştuk. Yönetim değişikliği nedeniyle biraz gecikme oldu. Yeni gelen arkadaşlarımız genel müdürlerimizle çok yoğun şekilde çalışıyorlar. Burada anlattığınız her sorunu biz konuştuk. Samimi bir ortamda çalıştay düzenleyeceğiz ve sorunları ortaya koyacağız. Yavaş ilerleyen bürokraside yatırım yapmak mümkün mü? Hızlı bir sistem kuracağız. Sizin arzunuz neyse biz onu yapacağız. Bu ülkede katma değer istihdam sağlayan sizlersiniz. Biz siz e destek olmayacağız da kime destek olacağız. Söz konusu bürokrasi süreçlerini kısaltacağız. Aynı sorun bizim bakanlığımızda da var. Baştan aşağı her şeyi değiştireceğiz. Sizler için en pratik yol neyse onu ortaya koyacağız. Bunun sözünü ben size veriyorum. Biz yurtdışından yatırımcı getiriyoruz bu ülkeye. Biz kendi iş adamlarımızı korumayacak mıyız? İzinlerini çok kolay alacaksınız. Sizleri kapı kapı gezdirmeyeceğiz. “ ifadelerine yer verdi.
METİN KALKAVAN “SORUNLARI SİZE İLETMEK BİZİM GÖREVİMİZ”
Denizciliğin ve denizciliğe ait alt sektörlerin sorunlarını Oda olarak devlete duyurmanın Deniz Ticaret Odası’nın görevi olduğunu belirten İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan “İstanbul çok önemli bir şehir ve bizim denizciliğimizin de başkenti. Sayın Bakanım alt yapı sorunlarıyla alakalı olarak üç ana grubumuz var; yolcu taşımacılığı, yakıt ikmalcileri ve sualtı inşaat grubu. Bu üç grubun yıllardır süregelen sorunları var. Bu sorunlar bir günde çözülecek sorunlar da değil. Çözüm noktasında kısmi olarak başarılıyız ama başaramadığımız noktalar da var. İşletme ruhsatları, bağlama, park etme yerleri gibi teknik imkansızlıklarımızı bir türlü çözemedik. Söz konusu alt sektörler, denizciliğe çok büyük hizmet veriyor. Milyar dolarlık ikmal yapabilecek durumdayız. İstanbul, Singapur’dan sonra en önemli geçiş noktası. Gelen tankerlere bağlama yeri sağlayamadık. Şuan tabiri caizse adeta idare ediyoruz. Sualtı inşaat grubu sektör için kilit bir nokta. Ama henüz onların da bağlama yeri sorununu çözemedik. Sorunları defalarca sizlere iletiyoruz. Bizlerin görevi sorunları sizlere iletmek. Önceki yönetimdeki çözümler daha çok pansuman şeklindeydi. Kalıcı bir çözüm sağlayamadık. “ şeklinde konuştu.
“DENİZCİLİK DEVLETLERİN YARIŞTIĞI BİR SEKTÖR”
Denizciliğin sadece firmaların değil devletlerin yarıştığı uluslararası bir arena olduğunu ifade eden Metin Kalkavan “Şuan 8 milyar dolar net navlun açığımız var. Dış ticaret açığımızda da 406 milyar doların sadece yüzde 12 ‘sini taşıyabiliyoruz. Taşınılan yüzde 12’sini navlun bedelinin yüzde 57’si deniz yoluyla taşınıyor. 2023’te bu tempoda gidersek 30 milyar doların üzerinde net navlun açığı vereceğiz. Çok ciddi bir açık var ortada ve bu açık giderek büyüyecek. Artık değerli malların bir çoğu kara nakliyesi yerine konteynerle taşınır hale geldi. 2023’te de deniz yoluyla taşınan yüzde 57, yüzde 70’in üstüne çıkacak. Ticaretimizin büyük bir kısmı Avrupa’yla oluyor ve konteyner taşımacılığı giderek artıyor. Ne olursa olsun denizcilik sektöründe Türkiye her zaman varolacak. Ama büyük ama küçük. Denizcilikte uluslararası oyuncu olmaya hep devam edeceğiz. Bunun büyüklüğüne devlet karar verecek. Devletimizin denizcilik politikası bizlere yön verecek. Denizcilik devletlerin yarıştığı bir alan. Avrupa denizciliğe ciddi teşvikler veriliyor. Japonya son yıllarda kuruyük siparişlerini giderek arttırdı.İyi olan taraf ise Türk filosunun giderek büyümesi . Tersaneciliğimiz ciddi anlamda kabuk değiştiriyor. Tamir bakım giderek önem kazandı. Havuz sayımız arttırdık. Tamir bakımda bu bölgede bizimle rekabet edebilecek bir ülke yok. Gemi inşa dünyada çok büyük destek gören bir alan.” dedi.
Sayın bakanım siz bizim tarafımızdasınız. Bizim adımıza mücadele etmenizi istiyoruz. Biz teşvik veya para istemiyoruz. Sadece hedef ülkelerle aynı şartları istiyoruz. Gemi inşada, Çin, Güney Kore, Avrupa ve Japonya ilk sıralarda. Katma değeri yüksek gemileri Avrupa, LNG alanında G. Kore uzman durumda. Tonaj olarak Çin ilk sırada yer alıyor gözükse de katma değer olarak Güney Kore gemi inşada birinci diyebiliriz. 2002’ye kadar desteklenen bir sektördük. Çok fazla yatırım yaptık. Gemi inşa ülkesi olup da desteklenmeyen dünyanın tek ülkesiyiz. Krizden sonra iş gücümüzde de ciddi kayıp yaşadık. Dünyada hem gemi inşa hem de taşımacılıkta haksız bir rekabetle karşı karşıyayız. Teşvik yardım değildir. Savunma ve ihracat için çok ciddi askeri gemiler inşa ediyoruz. Dışarıya teminat göstermekte sıkıntı çekiyoruz.
BİZE İNANIN, DÜŞÜNCEDE BİRLİKTE OLUN”
Sektör adına devlete artı değer kazandırmayacak hiçbir uygulamayı istemediklerini belirten Kalkavan, Türkiye’nin menfaatini düşündükleri ifade ederken konuşmasının devamında “Tersanelerdeki çekek yerleri için çok güzel bir uygulama çıktı. Çok teşekkür ediyoruz. Marinalarımız bunun dışında kaldı. Marinalar çok fazla para kazanan yerler gibi gözüküyor ama belli bir kesime hitap ediyor. Bugün 25600 yat bağlama kapasitemiz var. Diğer ülkeler 200 bin, 150bin gibi rakamlar mevcut. Marinaları halka indirmemiz lazım. Halka açamıyoruz denizi. Anadolu’da halka devlet toprak veriyor yatırım yapsın diye. Marinalarımız da ciddi yatırım yapılan alanlar. Uygulanması gereken gerçek model de yap-işlet-devret modeli. Bu modelle marina sayılarımızı arttırmamız lazım. Sadece zengin kesim denize çıkabiliyor. Devlete hiçbir zarar verilmeden yapılabilecek bir olay. Halkın denizle buluşması ve yat imalatının patlamasının önünü tıkamış oluyoruz. Son 12 yılda denizde çok devrimler yapıldı. 400’ün üzerinde kararname devreye girdi. Kıyı yapıları ciddi sorun. Her koyumuzda yapılanma istemiyoruz. Hem turizm hem de gelecek için her koyu kullanmak doğru değil. Sayın bakanım bize inanın ve düşüncede bizimle birlikte olun. Biz ülkenin menfaatini istiyoruz. Devlete artı alan getirmeyen hiçbir şey istemiyoruz. Denizcilik devletlerin yarıştığı bir alandır.” ifadelerine yer verdi.
virahaber.com