Gözlerinizi kapatıp şimdi anlatacaklarımızı bir düşünün! Harika bir yata sahipsiniz. Hatta bir değil bir kaç tanesine… Ve bu yatlar dünyanın birçok yerinde sizi bekliyor. Planladığınız zamanda, planladığınız yere gidiyor ve sevdikleriniz ile birlikte derin maviliklere açılıyorsunuz. Hatta bu hayali biraz daha genişletip bir dünya turuna çıkıyorsunuz… İstediğiniz güzergahtan bu tura katılabileceğiniz, arzu ettiğiniz zaman ara verebileceğiniz, dilerseniz sonra devam edebileceğiniz… Şimdi sizi bu rüyadan uyandırabilecek gerçeği söylüyoruz; tüm bunlara ve daha fazlasına çok uygun fiyatla sahip olabileceksiniz. İçinizden “Bu imkansız” dediğinizi duyar gibiyim. Ama emin olun imkansız değil. İnanmıyorsanız, bu hayali gerçeği dönüştürmeyi hedefleyen AZ Marina Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Kesler ile yaptığımız röportajı okuyun…
Sohbetimize önce Condo Yat sistemini tanıyarak başlayalım mı?
Bu sistemi Amerika ve Avrupa’da gördüm ve inceledim. Condo Resort sistemi deniliyor. Otellerde uygulanan bu sistem yatlara Condo Yat adıyla uyarlanabiliyor. Bu sistemde ilk yatırım maliyeti ve işletme, personel, bakım, çekek gibi maliyetleri paylaşılıyor. Deniz sevenler birbirleri ile anlaşabiliyorlarsa yatlarına birlikte binebiliyor ve seyahat edebiliyorlar.
En iyi tekne kimin teknesidir? “Arkadaşımın” teknesidir. Benim böyle bir teknem varsa misafir olarak bana gelirsiniz ve ben sizi ağırlarım. Ancak siz gittiğinizde teknenin tüm sorunları, masrafları bana aittir. Diğer taraftan siz gelmeseniz de ben beş kameralı bir teknede yalnız başıma ne yapacağım. Biz bu sorunları çözmenin bir formülünü bulduk denizi seven ve yat almak isteyenleri ortaklık halinde bir araya getirmeyi hedefledik.
Tabii bu dünyanın en zor işi, fakat yat sahiplerinin durumu ve karşılaştıkları problemler bunu zorluyor. Aslında şartlar zorladığı için de kolaylaşıyor. Bir ev olsa elbette bu mümkün değil ama siz böyle bir ortaklığa giriştiğiniz zaman hep beraber bir arada yaşamıyorsunuz. Belki senede iki-üç hafta beraber oluyorsunuz. İşte bizim kuracağımız bu dernek amacına ulaştığı zaman o slogan değişecek ve “En iyi tekne ortaklığın teknesidir” olacak. Birbirini tanıyan insanları bir araya getirerek, onları tekne sahibi yapacağız, birbirleriyle kaynaştıracağız. Bu güzel zevki, pahalı zevki, sıkıntılı zevki, sorunsuz, sıkıntısız, en ekonomik, en zahmetsiz şekilde çözmeyi amaçlıyoruz.
Kulübün amacı ve ulaşmak istediği nokta nedir?
Kulübün birinci amacı, insanların tanışmalarını sağlamak. İkinci amaç teknesi olanlara kulübün içinden ortak bulmak. Bunun dışında bir üçüncü amaç da bu insanların tekne sahibi olduktan sonra, ortakların ya da tekne sahiplerinin birbirlerinin teknelerini paylaşabilmelerini sağlamak. Burada asıl önemli olan insanları birbirine kaynaştırabilmek, ortak yat almaya ve birlikte kullanmaya sevk etmek.
Bu ortak yat almak ne demek? İlk yatırıma katılmak, masrafları müşterek yapmak ve birlikte seyahat etmektir. Ama bunun için insanları önce birbiriyle kaynaştırmanız lazım.
Bunu da dernek bütçesiyle yapmayı düşünüyoruz, ortaklık ondan sonra gelecek. Yani, önce insanlar birbirini tanıyacaklar, tanıyanlar birbiriyle ya ortak yat alacaklar, ya yaptıracaklar, ya da mevcut kulübün içinde yatı olan üyelere ortak olarak girecekler. Tabi ki yatı olanlar kabul ederlerse.
Bunun bir kulüp binası olduğunu düşünün. Bu insanları böyle bir araya getirmek için emlak ya da toprak almak gibi bir nevi ticari bir araç kullanıyorsunuz. Hem de ticari bir kazanç da elde edebiliyor veya yatırımınızın karşılığını alabiliyorsunuz.
Şimdi insanlar bir arada bulunmaktan mutluluk duyuyorlar. Beraber seyahat etmek, beraber yemek yemek istiyorlar. Birbirini seven, anlaşan insanlar dünyanın bu en pahalı, en güzel, en zevkli keyfini neden birlikte paylaşmasınlar… Yani, kulübün amacı yarış düzenlemek vs. değil, amaç insanları bir araya getirip, bu zevki birlikte ve ortak olarak tatmalarını sağlamak. Ama bunu da kulüp yönetiminin ve üyelerinin kontrolündeki profesyonel bir firma yapacak. Bu firma kulübün sekreterliğini idari işlerini yapacak, yatların programlarını ayarlayacak. Eğer yatların sahipleri veya ortakları boş zamanlarda kiraya verin derse, kulüp üyelerine öncelik vererek kiraya verecek.
Bu bir nevi yat kulübü ama bir nevi de zenginler kulübü olacak. Zengin ne demek? Bir noktada parasını kazanıp, artık onu zevki için harcamak isteyen kişi demektir. Bizim kulübümüzün bir kar amacı yok. Dünyanın çoğu yerinde buna benzer zenginler kulübü kuruluyor. Randevular yapılıyor… Öyle kulüpler var ki bazen sırf onlara girebilmek için büyük paralar ödemeniz gerekiyor. Milyonerler kulübü gibi...
Hangi özelliklere sahip olan üyeler kulübe girebilecek?
Kulübün iki türlü üyesi olacak. Birincisi yat sahibi olanlar. İkincisi yatı olmayıp almayı düşünenler, yani denizi seven insanlar. Ayrıca merakı olup da kafasında böyle bir şeyi araştıran insanlar da kulübe üye olabilecek.
Peki, tekne sahiplerinin birbirlerinin teknelerini paylaşmaları nasıl olacak?
Mesela, teknenin bir tanesi Bodrum’da, bir tanesi Göcek’te, diğer ikisi de Fransa’da ve Adriyatik’te duracak. Üyeler o zaman birbirlerine “Bu hafta gel sen benim misafirim ol, diğer haftada ben senin misafirin olayım” diyebilecek. Uzun vadede benim hayalim bunu sağlamak. Ortaklığın tekne sayısı 10-15’i bulduğu zaman bu tekneler farklı yerlerde konumlandırılacak ve kulüp toplantılarında yönetim kurulundan gelecek taleplere göre dağıtımı yapılacak. O zaman teknemi bir yerden başka bir yere götürmek yerine, gitmek istediğim yere kendim gideceğim ve ortağımın teknesini kullanacağım. Böylece kulüp üyeleri hem değişik teknelere binme imkanına sahip olacak hem de birbirlerini ya da başka misafirlerini ağırlayabilecekler.
Uzun vadede başka planlarınız da var gibi görünüyor. Bunları bizimle paylaşır mısınız?
Kafamda olan başka bir düşünce de şu; 50 m üzerinde yelkenli metrelik yat ile bir iki yıllık dünya turu düzenlemek. En büyük hayalim ise Koç’un Nazenin teknesi gibi bir tekne alıp ya da kiralayıp böyle bir şey yapmak. Tekne kalkacak İstanbul’dan Göcek’e gidecek. Bir kulüp üyesi İstanbul’dan Çeşme’ye kadar gidebilir, Çeşme’de iner, burada başka bir kulüp üyesi biner, Bodrum’a gelir oradan Rodos’a gider, Mikonos’a, oradan Adriyatik’e gidebilir. Gemi bir yaz boyunca dolaşır, herkes istediği yerden biner. Siz bütün dünyayı dolaşmak istemiyorsanız o zaman nereden binmek isterseniz tura oradan katılırsınız. İsterseniz Uzakdoğu’dan binersiniz, isterseniz Adriyatik’ten… Herkes ona göre programını yapar. Turda boşluk olursa charter firması aracılığıyla boş yerler satılır, masrafların bir kısmı da oradan çıkar. Ya da kulüp içerisinden başka bir üyeyle takas yapabilir. Burada amaç; kullanılan teknenin zamanını doldurabilmek. Ben bunun hesabını yaptım; bir teknenin beş yıllık kira bedeliyle tekneye sahip olabiliyorsunuz. Diyelim ki, sezon 26 hafta ise 16 haftanın kira bedeliyle teknenin sahibi olabiliyorsunuz. Hele ikinci el, daha ucuz teknelerde bu süre üç yıl kadar düşüyor. Bütün bunlar kıştan programlandığı zaman bunların hepsi kulüp içinde konuşulur. Üyeler kendi aralarında program yapar, boş zamanlarını değerlendirir.
Kulüp kurulduktan sonra turların düzenlenmesi, programın ayarlanması gibi işleyiş nasıl olacak?
Bu derneğin esas amacı insanları bir araya getirmek, bu işi yapmak değil. İnsanlar bir araya geldikten sonra bu işi profesyonel bir firma tekneleri kiraya verecek, bakımını yapacak, karşılığında karını da alacak. Ama firmasının karı tekne ortaklarından çıkmayacak. Üyeler derneğin ya da şirketin hesaplarından paranın nereye gittiği kontrol edilebilecek.
Peki, bu konudaki çalışmalarınız ne durumda?
Şu anda tamamen kendi çevremizdeki arkadaşlarımızla bu konuyu tartışıyoruz. Tabii kurucular olarak, ne şekilde ortak olunacağı ve nasıl kullanılacağı konularını çözümlendikten sonra faaliyete başlayacağız.
Eğer bir dernek bir amaç doğrultusunda çalışırsa ve derneğin üyeleri de bu bu amaca inanırsa o zaman o dernek sonuna kadar gider. Ben bu kulüp aracılığıyla denizi seven, daha iyi yat almak isteyen ya da bu işin masrafından kaçan insanları bir araya getirmek istiyorum. Amacı bu olmayan bir insanı da peşin peşin söyleyeyim, laf olsun diye derneğe almak istemiyorum. Çünkü o zaman o dernek amaçsız insanlar tarafından kurulan, yürütülen bir hale gelir, bu iş yürümez.
Türkiye’de bu şekilde kaç üyeyi toplamayı planlıyorsunuz?
Benim 100’ün üzerinde arkadaşım var. Bunların içinden güvenebildiğimi davet edeceğim, kabul eden, etmeyen olacaktır tabi. Önemli olan bu amaca inanan kişiler olması. İnanmayanla işimiz yok zaten. Gerek mali gerek karakter bakımından hiçbir şekilde problem olmayacağına inandığım kurucu üyelerle bu kulübü kurup, tüm yükümlülüğünü üstlenmeye çalışıyorum. Burada yükümlülükten kastım işin idaresi, yönetimi vs. Zaten benim şu anda ikisi mühendis olmak üzere 12 kişilik bir kadrom var. Bu kadro benim gözetimimde tüm yükümlülüğü üzerine yüklenecek.
Başlangıçta kurucu üyelerden para talep etmemiz de söz konusu değil. Dernek amacına ulaşır ve insanlar ‘ben de bu kulübe üye olmak istiyorum’ derlerse o zaman derneğin üyelik için bir para talebi olabilir. Onu da bizim yapmamız söz konusu değil. Böyle bir para alınacak mı, alınacaksa miktar ne olacak buna derneğin genel kurulunda karar verilecek. Bu biraz da derneğin başarısıyla orantılı olan bir şey. Eğer dernek başarılı bir dernek haline gelip, amacına ulaşırsa buraya girmek isteyen çok insan olacak.
Röportaj: Şerife Yılmaz - virahaber.com