Bakan Bağış, AA muhabirinin, Tayvan modeli konusunda önerinin muhataplarından bir karşılık gelip gelmediği sorusu üzerine, Rum basınından takip ettiği kadarıyla Rum tarafının bugüne kadar olduğu gibi bu öneriye de son derece soğuk ve olumsuz bir tepki verdiğini söyledi. Bağış, "Onlardan da farklı bir şey beklemek aslında saflık olurdu" dedi.
Tayvan'ın bugün dünyada birçok ülkenin tanımadığı halde ticaret yaptığı bir ülke olduğuna işaret eden Bağış, birçok ülkenin Tayvan'da büyükelçiliği bulunmadığını ancak ticaret ofisi bulunduğunu kaydetti.
Pek çok ülkenin uçaklarının Tayvan'a inip kalktığını, mal taşıdığını ve ticari faaliyetlerini yürüttüğünü ifade eden Bağış, şöyle devam etti:
"Biz, 1987 yılına kadar limanlarımızı Rum kesiminin gemilerine açıyorduk. O zaman tanımak anlamına gelmediği gibi, önümüzdeki dönemde limanlarımızı açarsak bu hiçbir şekilde Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Sayın Cumhurbaşkanımızın tabiriyle, o 'yarım devletin' tanınması anlamına gelmez. Aynı şekilde AB üyesi ülkeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile direkt ticarete başlarsa, Ercan Havalimanı'na Lufthansa'nın, Air France'ın, British Airways'in uçakları düzenli seferlerine başlarsa bu diplomatik bir tanıma olarak değerlendirilmemeli, ticari bir ilişki olarak değerlendirilmelidir.
Türkiye çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Limana liman, yola devam. Gelsinler onlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin limanlarına ticari gemilerini, uçaklarını göndersinler. Biz de kendi limanlarımızı ticari amaçlarla Rum Kesimi'nin gemilerine açabiliriz."
"30 MİLYON EURO TASARRUF"
Türk hava sahasının Rum kesiminin uçaklarına açılmasının, Kıbrıs Rum Kesimi'ne yılda en az 30 milyon euro tasarruf sağlayacağını ifade eden Bağış, "Ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde bu tür kaprislerinden artık kurtulmaları gerekir. Her türlü çözüm önerisini reddetmek yerine, makul, akılcı çözüm önerilerini ortaya koymaları gerekir" dedi.
Yunanistan'ın da bir garantör ülke olarak Kıbrıs Rum yönetimi üzerinde gerekli baskıyı kurmasını, gerekli telkinlerde bulunmasını ümit ettiklerini dile getiren Bağış, BM Genel Sekreteri'nin yürütmekte olduğu kapsamlı barış çalışmaları ve görüşmelerin de 2012 Temmuz'undan evvel olumlu netice vermesi umudunu taşıdıklarını vurguladı. Bakan Bağış, şöyle devam etti:
"2012 Temmuz'unda AB dönem başkanlığını yarım bir devlet, adanın yarısını temsil eden bir devlet değil, adanın tamamını temsil eden siyasi eşitliğe dayalı bir birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti üstlenmiş olur. O zaman da biz o yeni Kıbrıs devletiyle işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyarız."
Avrupa'daki temaslarını da değerlendiren Bağış, Brüksel'de bazı AB'li muhatabıyla görüşme imkanı bulduğunu ve Alevi vatandaşlarla da bir araya geldiğini anlattı.
Temaslarının son derece yararlı geçtiğini dile getiren Bağış, Brüksel'den sonra AB Komisyonu'nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle'nin de memleketi olan Prag'a geldiklerini ifade etti.
Sabah saatlerinde bazı Çek muhataplarıyla görüştüğünü hatırlatan Bağış, gün içerisinde de Çek Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geleceğini belirtti.
Yarın Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ile kapsamlı bir çalışma yemeğinde görüşeceklerini ifade eden Bağış, Çek Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye verdiği desteğin devamı konusunda bu ziyaretin önemli etkileri olacağını kaydetti.
A.A.