Denizden karaya karadan denize geçişi sağlayan donanımlı, hareketli kısa bekleme yerleridir limanlar.
Bulundukları coğrafyanın insanlarını, yükünü ve kültürünü adeta birbirlerine bağlarlar.
Yükleme ve tahliyelerin gerçekleştiği, aktarma-muayene-istif-markalama-belgeleme ve depolama gibi gereklilikler de; limanların olmazsa olmazlarıdır.
Başka bir ifadeyle ise; geniş su alanlarında rıhtım ve iskelelerine gemiler tarafından yanaşma yapılabilen, gemiden-kıyıya, kıyıdan-gemiye yük ve yolcu naklinin gerçekleştiği, gemilerin barınma-korunma ve diğer ihtiyaçlarının karşılandığı yüke yönelik işlemler için tesis edilen ticari etkinliklerin yürütüldüğü sınırlandırılmış özel kara ve deniz alanlarıdır.
Limanların gelişimi; denizyolu tercihinin artmasıyla gemi hacimlerini ve liman arazilerini daha geniş kara alanlarına yöneltti.
Ulaşımın liman faaliyetlerinin bir parçası olduğu günümüzde, liman olarak konumlandırılacak bölgeler ticaret mekanizmasının hızlı işlemesiyle değerine değer katar, hayati önem kazanır.
Aksi takdirde telafisi çok güç ve zarar eden neredeyse atıl bir tesis kimsenin ilk kullanım tercihi olmayacaktır.
Bu ana yapılanmaların yanında ikinci derecede önem arz eden diğer işler olarak, ticari, mali ve endüstriyel faaliyetleri sıralayabiliriz.
Deniz ulaşımının doğası gereği limanlar, sanayi ve endüstriyel serbest bölgelere yakın olarak tasarlandığından yük akışının da hızlı olması istenilen bir durumdur.
Deniz ve kara ulaşımının kesim noktaları olan limanlarda, yük ve gemi sayısı fazlaysa ve bu nedenle yük akımı engelleniyorsa, o liman tıkanıyor demektir.
Bu noktada ise, olması gereken iyi bir ‘’Liman Planlaması ve Mühendisliği’’ dir.
Tıkanıklık, trafiğin liman kapasitesinin çok üzerinde olmasından kaynaklanacağı gibi, tesis kapasitesinin azlığından da olabilir.
Limanlardaki fazla yük hacmi, yük elleçleme maliyetlerini de artırır. Dağıtım hızını düşürür. Yükte hasar oluşma ihtimalini yükseltir. Gemilerin açıkta demirleme süresini uzatarak zarar hanesine yazar.
Bu sebeple liman tıkanıklık ölçüsü; rıhtıma yanaşmak için açıkta bekleyen gemilerin sayıları ve bu gemilerin yanaşmadan önce belirlenen açıkta bekleme süreleriyle doğru orantılıdır.
Limanlar rekabet gücü oluşturacak şekilde çalışarak birbirlerini tetiklemelidirler.
Hatta, yeni dizayn edilen limanlarda bu önemlidir, gözetilir ve takibi mutlaka yapılır.
Limanlar kendi iç analizlerini yaparak ne tarafa doğru bir gelişim sergileyeceklerini belirlemelidirler.
Ulusal ya da bölgesel rekabet alanlarının iyi etüt edilmesi, kendi kimliğinin belirginleşmesinde etkilidir.
Zamanın son derece önem arz ettiği işlevsel bir parametrede yürüyen limancılık sektörünün bazen isim babalığını da yapan şehirler bu paye sayesinde farklı bir kimliğe bürünür, liman şehri ünvanlarıyla da bütünleşirler.
Örneğin Hamburg limanı, Noworossysk limanı, Marsilya limanı, Rotterdam limanı dünya çapında ün kazanmış, şehrin önüne geçmiş, ona değer katan bir realite ile anılırlar.
Ülkemizde ise, İstanbul, İzmir, Trabzon, Mersin, İzmit ve Bursa (Gemlik) bu piyasanın lokomotifi olarak akıllara kazınan liman şehirleri olarak bilinirler.
Yakın geçmiş mercek altına alındığında, kıyı kesimlerde bulunan deniz ulaşımına sahip şehirlerin ticaret ile zenginleştikleri anlaşılır.
Liman şehirleri stratejik, jeoekonomik ve jeopolitik özellikleri ile her dönem de ülkelerin lojistik merkezleri olma konumlarına ulaşmışlardır.
Liman şehirlerinin ortak özellikleri su ile olan yakın ilişkileridir.
Bu coğrafi özellikler, diğer şehirlerden farklı daha bir üst ölçekte gelişmesine ve karakter kazanmasına neden olmuştur.
Deniz ayağında çalışan, sorumluluk taşıyan idareci ve liman işçilerinin de bu görevi taşıyabilecek nitelikte olması çok önemlidir.
Liman çalışanının kendisine gerekli olan deniz-liman-lojistik bilgi birikimine haiz olması şarttır. Sürekli alınacak eğitim ve kurs takviminin bir parçası olmayı deniz insanı kendi konumuna sindirmelidir.
Yoksa; Allah göstermesin en ufak bir dalgınlık iş kazalarına kapı aralar.
Yazının başında Liman Planlamasından giriş yaptık. Limanı planlamak sadece kurulacağı bölgeyi doğru seçmek, deniz dibi derinliğinin ve ekipmanlarının uygunluğuyla bitmiyor.
Asıl unsurun, orada çalışacak kaliteli bireylerinde güven vermesi olduğunun farkındalığı hissedilmelidir. En önemli işlevsel mekanizma da budur.
Dileğim; bir şehrin kaderini değiştirebilecek güce sahip olan limanlarımızın denizcilik eğitimini almış, bu tip işlerle yoğrularak tecrübesine tecrübe katmış, gelecek zamanı sahip olduğu aurası ile sektörü yönlendirebilecek donanıma ulaşmış, yetenekli ve karakterli kişilerce idare edilmesidir.
Bu sektörün en önemli ihtiyacının kalifiye eleman olduğunu düşünenlerdenim.
Türk, Deniz ve Liman İşletmeciliği altın çağına ancak ehil ellerde ulaşabilir.
Denizi memleketinden geldiği gün gören ucuz maliyetlerin bu sektöre katacağı hiç bir şey yok.