“BİZ SİZİN LİMANA NASIL ULAŞTIĞINIZ İLE İLGİLENİYORUZ”
2019 yılında kurulmuş olup, akaryakıt ve madeni yağ sektöründe Türkiye’nin lider kuruluşu olan Petrol Ofisi’nin deniz madeni yağları distribütörü olarak hizmet vermeye devam eden Leo Marine Genel Müdürü Ömer Oğuz, kuruldukları günden bu yana sağlam ve emin adımlarla büyüdüklerini ifade etti. Oğuz; Deniz Ticareti Dergisi’ne yaptıkları çalışmaları, hedeflerini ve teknik anlamda kullandıkları malzemelerin özelliklerini anlattı.
Petrol Ofisi’nin deniz madeni yağları distribütörü olarak hizmet veriyorsunuz. Biraz bu ortaklıktan bahsedebilir misiniz?
Leo Marine Firması’nın kuruluşundan bugüne üç sene geçti. Onun öncesinde babam Hasan Tuğrul Oğuz’un sahibi olduğu, 22 yılı aşkın süredir Petrol Ofisi deniz yakıtları bayiliği ve aynı zamanda akaryakıt/madeni yağ barge işletmeciliği yapan Semerkan Denizcilik’te, üniversite öğrenim hayatıma devam ederken çalışmaya başladım. Petrol Ofisi ve Chevron firmaları arasında 2014 yılında deniz madeni yağları alanında imzalanan stratejik işbirliği antlaşması sonucu madeni yağ ikmallerinde hizmet verecek Petrol Ofisi ve Chevron tarafından onaylı çift cidarlı madeni yağ barcımız ile madeni yağ alanına giriş yaptık. Gelişen piyasa şartları, Türk tersanelerinde yeni inşa projelerinin ve tamir/bakım için uğrak yapan gemi sayılarının hızla artması sonucu taleplere zamanında, uygun maliyetle ve eksiksiz bir şekilde cevap verebilmek adına Petrol Ofisi Deniz Madeni Yağları departmanı ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonrasında Petrol Ofisi ve Texaco (Chevron) markalı denizcilik ürünlerinin bayiliği üzerinde antlaşmaya vardık ve 2019 yılında firmayı kurarak ilk satışımızı gerçekleştirdik.
Madeni yağ sektörü hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Semerkan Denizcilik’te ana iş kolumuz akaryakıt ve barge işletmesi üzerineydi. Madeni yağ satışlarımız çok fazla yoktu. Bu alanda fırsat görüp daha detaylı odaklanabilmek adına Leo Marine Firması’nı kurduk. Kuruluşumuz ile birlikte sektöre daha da yakınlaşarak, kullanıcıların ihtiyaçlarını anlama ve bununla beraber uluslararası yakıt ve yağ trader firmaları, armatörler, tersaneler ve gemi işletme firmaları ile ilişkilerimizi geliştirme fırsatlarını yakaladık. Tuzla depomuzda tutmuş olduğumuz ürün çeşitliliği ve miktarı, firmamıza dedike nakliye araçlarımız sayesinde taleplere neredeyse aynı gün içinde cevap verip, ikmal garantisi güvencemizle iş ortaklarımızın memnuniyet ve bize olan güven seviyelerini yukarılara taşıdık. Bu süre zarfında birçok yeni inşa gemi projesinin ve bakıma gelen gemilerin madeni yağ tedarikini gerçekleştirdik. Sadece satış değil, satış sonrası hizmetlerimiz ile de sürdürülebilir büyümenin temellerini attık. İş ortaklarımızın tüm analiz süreçleri ile yakından ilgilenerek, kendilerine sonuçlar hakkında zamanında bilgilendirme yaparak ekipman ömürlerinin uzamasına ve doğru yağ seçimlerine katkıda bulunduk ve bulunmaya devam ediyoruz.
Bugün bu büyümeyi yakalamamızda, Petrol Ofisi deniz madeni yağları departmanında çalışan arkadaşlarımızın büyük desteği var. Onlardan çok şey öğrendik ve hala öğrenmeye devam ediyoruz. Bu vesile ile hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi sizlerin aracılığı ile bir kez daha iletmek isterim.
2020 itibariyle düşük sülfürlü yakıt kullanımı başladı. Daha önceki görüşmemizde bu konuda hazırlıklarınızın olduğunu söylemiştiniz. Bu geçiş süreci nasıl oldu?
Bu konuda Petrol Ofisi Teknik Hizmetler Müdürlüğü ve Ürün Müdürlüğü çok hızlı hareket ederek, 2020 başı itibariyle “Maximarine” serisi ürünlerin testlerini tamamlayıp sahaya sürdü. Portföye yeni girmiş olan Maximarine CYL 20, 40 ve 70 ürünleri performans seviyeleri ile pazarda ön plana çıktı diyebilirim. Özellikle VLSFO kullanan gemilerde CYL 40 ürünümüz uygun feed ratelerde yüksek performans sağlayarak ekipman ömürlerinin uzamasına ve istenmeyen aşınmaların önüne geçilmesine özel formülü sayesinde ciddi katkıda bulundu. Türk armatörlerinin yanında, artık birçok yabancı armatör ve trader’ın da Petrol Ofisi ürünlerini talep ve tercih ettiğini görmek gurur verici. Bununla beraber Chevron’da, yapmış olduğu AR-GE çalışmaları sonucu ürün gamına eklediği ve saha testleri fazlasıyla tatmin edici olan Ultra 20, 40 ve 100 BN yağlarını piyasaya sürerek pazarda tercih sebebi olmayı başardı. Her iki firmanın teknik ekibinin de piyasadaki gelişmeleri yakından takip ediyor olması bizlerin işlerini daha da kolaylaştırıyor.
İş ortaklarımıza bu geçiş döneminde optimum yağlama yağını tespit edebilmesi adına analiz sıklığını arttırmalarını ve on board analizler ile desteklemelerini tavsiye ettik. Özellikle iki zamanlı makinelerdeki korozyon ve aşınmaları on board dripoil analiz ve detaylı yağ analizleri ile takip etmelerini sağlayarak ekipmanlarına en uygun BN seviyesini kendilerinin belirlemesini sağladık. Petrol Ofisi teknik hizmetler birimi ile yakın çalışma halindeyiz, iş ortaklarımızın sorularına en kısa sürede dönüş yaparak, pandemi başında başlattığımız firmaya özel online teknik eğitimleri Petrol Ofisi teknik ekibi liderliğinde belli periyotlarda düzenlemeye devam ediyoruz.
Madeni yağ tedarikinin yanında kontratlı çalıştığımız birçok müşterimize onboard test kitlerinden tedarik ederek, düzenli olarak yağlama yağlarının durumlarını kontrol etmelerini tavsiye ettik. Şuan bu test kitlerimiz ciddi oranda talep görmekte olup, birçok armatörümüzün de işini kolaylaştırdığına şahit olduk. Bu önerilerimiz ve almış olduğumuz aksiyonlar doğrultusunda şimdiye kadar iş ortaklarımızdan firmamıza ulaşan olumsuz bir geri bildirimin olmadığını da gururla söyleyebilirim.
Denizcilik sektörü pandemi ile beraber en çok ön plana çıkan sektörlerden biri oldu. Sürekli yeni konular gündeme geliyor. Özellikle çevre konusu en çok konuşulanlar arasında. Bu değişimlere hazır olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Çevre konusunda gerek Petrol Ofisi, gerekse Chevron çok hassaslar. Bu konuda çalışmaları olduğunu biliyorum. Şuan çevreye duyarlı EALs (Environmentally Acceptable Lubricants) hidrolik, dişli ve gres yağları Chevron’un ürün gamında bulunmaktadır. En çok talep gören ve en fazla satış yaptığımız yağlar arasında. Özellikle sterntube de kullandıkları EAL hidrolik yağımızı diğer muadillerinden ayıran en büyük özellik, içerdiği formül sayesinde yağın deniz suyu ile karışımının mümkün olmaması ve sterntubeseallerinde hasara ve korozyona sebebiyet vermemesi. Bu özelliği nedeniyle firma teknik müdürleri tarafından en çok tercih edilen marka olduğunu söyleyebilirim. Biz de firma olarak bu gelişmeleri zamanında iş ortaklarımıza aktarmaya çalışıyor ve onlardan gelen geri bildirimleri ise Petrol Ofisi yetkili birimlerine ileterek koordinasyonu sağlıyoruz.
Yeni yakıtlar yine gündemde. Sizin bu konudaki öngörüleriniz neler?
Söz konusu çevre ve temiz bir doğa olunca alternatif yakıtlara geçiş de kaçınılmaz olacak ve yakın bir zaman dilimi içinde yerini almaya başlayacaktır. Artık fosil yakıtlar yerini çevreye daha az zehirli gaz salınımı yapan alternatif yakıtlara bırakıyor. Şuan LNG, methanol, hidrojen gündemde hatta uygulamada olan yakıtlar. LNG ile çalışan gemi sayısının önümüzdeki 10 yıl içinde hızla artacağını ve yakın bir zaman diliminde de Türkiye’de deniz yakıtı olarak LNG ikmali yapılacağını öngörüyorum. Şuan Türk tersanelerinde Baltık ülkeleri armatörleri / balıkçıları için inşa edilen LNG yakıtı ile çalışan birçok projenin olması sevindirici. Portföyümüzde gaz motorları için özel olarak formüle edilmiş Chevron ürünleri de bulunmaktadır. Bu ürünleri genel olarak sipariş üzerine getirttirmekteyiz ama öyle gözüküyor ki yakın bir gelecekte stok tutmamız gerekecek.
Şu an da piyasaların gidişatının iyi gittiği bir dönemdeyiz. Tedarik firmaları bu durumdan nasıl etkileniyor, değerlendirebilir misiniz?
Dünya ticaretinin büyük bir kısmı deniz yolu ile sağlanıyor. Deniz yolu ticaretinin aksaması beraberinde çok büyük kayıpları getiriyor. En son Süveyş Kanalı’nda karaya oturan geminin dünya ticaretine vermiş olduğu zararı hepimiz yakından takip ettik. Denizcilik sektörü hiçbir zaman kesintiye uğramamak zorunda bu sektör durursa dünya ticareti durur. Bu nedenle denizcilik sektörünün durma lüksü yok. Pandemi sonrası her ne kadar arz-talep dengesinde normalin dışında hareketler olsa da deniz ticareti son 13-14 yılın en iyi zamanlarını yaşıyor. Haliyle bu durumda gemilerin daha fazla çalışmasına, yakıt ve yağ harcamasına neden oluyor. Biz de Leo Marine olarak artan bu talebe en kısa sürede ve en uygun maliyetle bayisi olduğumuz Petrol Ofisi’nin desteği ile cevap vermek için elimizden geleni yapıyoruz.
Dünya genelinde değerlendirecek olursak Türkiye’nin tedarik zinciri konumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Özellikle Yalova’ya yapılan yatırımlardan sonra Türk tersaneleri tamir/bakım konusunda önemli bir pay sahibi oldu. Kaliteli ve uygun fiyatlara hizmet veren bir tamir/bakım ülkesi olduğumuzu düşünüyorum, fakat denizcilik ile ilgili birçok ekipmanı da ithal etmeye devam ediyoruz. Yani dışa bağımlıyız, bu nedenle bu alanda da dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli ve milli markalarımızın yaratılması gerekiyor. Yazıya döküldüğü kadar kolay olamayacağını tahmin ediyorum, ama bunun da vaktinin geldiğini, devlet teşvikleri ve üniversitelerimiz ile bu alanlara eğilmesinin gerektiğini düşünüyorum.
Yeni inşa sektöründe tekrar yükselişe geçtiğimizi görüyorum, lakin hızımız biraz yavaş bunun en büyük nedenlerinden biri Uzak Doğu ile rekabet etme gücümüzün zayıf olması. İş gücü kapasiteleri çok büyük, plan program konusunda bizden bir adım öndeler. Bir gemi inşa mühendisi olarak söyleyebilirim ki, doğru yatırımlara devam edilmesi durumunda bizler için de çok uzak hayaller değil. Bugün Tersan, Sefine, Sedef tersanelerinin üretmiş olduğu projeleri, Deniz Ticaret Odamızın çalışmalarını ve tersane sahiplerinin yatırımlarını gördükçe gelecek için umutlu olduğumu net söyleyebilirim. Yeter ki, doğru zamanda doğru yatırımlar yapılsın, teşviklerin önü açılsın.
Leomarine olarak yeni projelerinizi görecek miyiz? Gelecek hedefleriniz neler?
Geçtiğimiz sene EPDK’dan İhrakiye Teslim Lisansımızı aldık. Son 5-6 aydır Tuzla, Yalova, Yenikapı Demir Bölgesi’nde ihracat satışlarına ağırlık verdik. Büyümemiz sağlıklı gidiyor, piyasada çözüm ortağı olduk. Mottomuz “Biz sizin limana nasıl ulaştığınız ile ilgileniyoruz” iş ortaklarımız tarafından benimsendi. Boşa söylenmiş bir cümle değil, olabildiğince arkasında durmak için çaba sarf ediyoruz. Armatörlerimizin çektiği zorlukları biliyor ve onların limanlara en güvenli şekilde gidebilmesi adına elimizden gelenin fazlasını yapmak için çalışıyoruz. Haftanın 7 günü hizmet verdiğimizi net söyleyebilirim. Türkiye’nin hemen hemen her limanında ihracat yapabilecek duruma geldik. Gelecekte, Petrol Ofisi’nin talep, yönlendirme ve onayı doğrultusunda ikmal alanımızı ve depolama kapasitemizi genişletmek istiyoruz. Belli bir büyüklüğe, finansal güce ve bilinirliğe ulaştıktan sonra yurtdışındaki stratejik limanlarda Petrol Ofisi deniz madeni yağlarını depolayıp satan ilk bayi olma hedeflerimiz arasında yer alıyor.
Sektörde bu kadar ön plana çıkma nedeninizi sorsak neler söylersiniz? Neden sizi seçmeliler?
En başta güven ve çözüm odaklılık diyebilirim. Güvenin olmadığı bir ortamda sağlıklı ve uzun süreli bir ticaretin olmayacağının farkındayız. Bu nedenle güvene dayalı uzun soluklu iş ortaklıkları kurmayı hedefliyoruz. Talepleri dinliyor, reçeteyi taleplerine göre beraber şekillendiriyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi biz iş ortağımızın limana nasıl gittiği ile ilgileniyoruz. Onlara bu yolculuklarında tedarik etmiş olduğumuz ürünler, hizmetler ve bunların kalitesi ile eşlik ediyoruz.
Son olarak önümüzdeki süreç için dileğiniz nedir?
Öncelikle pandemi ortamının en kısa sürede sona ermesini temenni ediyorum. Neredeyse iki yıldır birbirimizi göremeden ilişkilerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz ve bu durum insanoğlunun doğasına ters. Her an etkileşimde olmak ve bir şeyler paylaşmak aslında özlemini duyduğumuz. Bu vesile ile tüm denizcilik camiasına sağlık ve bol kazanç dolu yıllar diliyorum.