Kuzey Kutbu'nda soğuk savaş başladı

Arktik Bölgesi de olarak bilinen Kuzey Kutbu, zengin enerji kaynaklarıyla cazibe merkezi olma yolunda güçlü bir aday olarak öne çıkıyor.

Dünyadaki hidrokarbon kaynakları azalırken, Kuzey Kutbu potansiyeliyle bölgedeki devletlerin iştahını kabartarak, büyük bir rekabete sahne oluyor. Eriyen buzulların altındaki enerji rezervleri, dünyanın geride kalan gaz ve petrol yataklarının yüzde 22'sini barındırıyor

Arktik'e kıyısı olan ABD, Kanada, Rusya, Danimarka ve Norveç'in yanısıra Çin de büyük oyuncu olarak bölgede menfaatlerinin peşinde. Çin'in Arktik'teki en büyük hedefi, Kuzey Denizi Ulaşım Güzergahı'ndan (NSR) faydanlanmak. Arktik'te sondaj yapmanın önündeki en büyük engellerin başında soğuk iklimi ve kış ayındaki kısa süren güneşli saatler geliyor

Dünyadaki mevcut gaz ve petrol kaynaklarının azalması, enerji aktörlerini farklı alternatifler aramaya yöneltirken, Arktik Bölgesi de olarak bilinen Kuzey Kutbu, zengin enerji kaynaklarıyla cazibe merkezi olma yolunda güçlü bir aday olarak öne çıkıyor.

Bölge, Kuzey Buz Denizi ve bunu çevreleyen Grönland, Alaska'nın kuzeyi, Kanada, Norveç ve Rusya'nın da sınırları olan 14,5 milyon kilometrekarelik alanı ifade ediyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin 2008'de yayınladığı rapora göre, dünyada henüz keşfedilmemiş petrolün yüzde 13'ü ve doğalgazın yüzde 30'u Kuzey Kutbu'nda bulunuyor. Rapora göre, Kuzey Kutbu dünyanın hidrokarbon kaynaklarının yüzde 22'sini barındırıyor. Bölgede 90 milyar varil petrol ve bin 669 trilyon küp gaz bulunduğu tahmin ediliyor.

-"Bölgedeki petrol kaynakları, Ortadoğu kadar konuşulmayacaktır"

The Arctic Institute'dan Dr. Kathrin Keil'e göre, Arktik'teki petrol kaynakları doğalgaz kaynaklarından daha az. Bu nedenle gelecekte doğalgaz yataklarının uluslararası arenada önemli rol oynayacağına inanan Keil, "Bölgedeki petrol kaynakları ise bir Ortadoğu kadar konuşulmayacaktır" açıklamasında bulundu.

Arktik'te sondaj yapmanın önündeki engellerin başında soğuk iklimi ve kış ayındaki kısa süren güneşli saatler geliyor. Bu nedenlerden dolayı, bölgede sondaj çalışması yürütmek oldukça zorlaşıyor. Bunun yanısıra çevreci örgütler, yapılacak sondaj çalışmaları sırasındaki muhtemel bir petrol sızıntısının Arktiğin flora ve faunasına ciddi zararlar verebileceğine dikkati çekiyor. Bu engellere rağmen bir kaç sondaj aleti şu an faaliyette ve kısa süre sonra yeni sondaj aletlerinin de kurulması planlanıyor.

Keil, bölgedeki hidrokarbon rezervlerinin çıkarılabilmesinin oldukça güç olduğuna dikkati çekerek, "Yine de gelecekte enerji kaynaklarının azalmasıyla fiyatların tavan yapacağından korkan Arktik devletler, Ortadoğu ve Afrika'daki siyasi istikrarsızlığa bulaşmadan kaynaklarını buradan elde etme yolunu benimseyebilirler" diye konuştu.

-Kıta sahanlığı çıkmazı-

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) göre, eğer ülkeler doğal kıta sahanlıklarının 200 deniz milinden daha uzağa gittiğini kanıtlayabiliyorsa kıta sahanlığını genişletme talebinde bulunabiliyorlar. 1994 yılında yürürlüğe giren sözleşmeye göre, ülkelerin sözleşmeyi onayladıktan sonraki 10 yıl içinde kıta sahanlıklarının genişletilmesi talebiyle başvuru yapma imkanı bulunuyor.

-ABD ulaşım yolları, Rusya'nın önünü kesiyor-

ABD, Arktik'teki kuzeybatı geçişini uluslararası dolaşım statüsünde kalmasını sağlayarak Rusya'nın ekonomik ve askeri gelişmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Ayrıca ABD, Kanada ile Alaska-Yukon deniz sınırında bir anlaşma yapma amacı güdüyor. UNCLOS tarafı olmaması dolayısıyla ABD, diğer Arktik ülkelerinin dahil olduğu yasal sürecin dışında kalıyor.

-Arktik'te büyük oyuncu: Kanada-

Kanada coğrafyası, Arktik sahanlığında oldukça geniş hak iddia etmesini sağlıyor. Kanada'nın Danimarka ve Rusya ile kıta sahanlığından kaynaklanan hak iddialarından dolayı anlaşmazlıkları bulunuyor.

Kanada'nın, 8 buz-kırıcı devriye gemisi satın almasının yanısıra, Arktik'e yüksek-profilli askeri tatbikatlar yapması, ülkenin Kuzey Kutbu'ndaki diğer faaliyetlerini oluşturuyor. Ayrıca yetkililerden edinilen bilgiye göre, Ellesmere Adası'nın kuzeyine askeri üs kurma amacı da söz konusu olabilir. Kanadalı bilim adamları ülkelerinin Arktik üzerindeki iddilarını güçlendirmek amacıyla Kanada'nın BM'ye sunacağı belgeleri hazırlama çalışmaları yürütüyorlar.

Kanada'nın Arktik bölgesine duyduğu ilgi, enerji haklarıyla sınırlı değil. Kuzeybatı geçişindeki eriyen buzulların yeni uluslararası ticaret yolları açması, uzmanlarca şimdiden gündeme getiriliyor. Bu güzergahın, Asya'dan Avrupa'ya geçişi 2 bin 150 deniz mili kadar kısaltacak olması ve bu yolun Kanada'nın Arktik'teki adalardan da geçecek olması, Kanada'nın iştahını kabartıyor. Ancak uzmanlar, bu güzergahın uluslararası sular içinde mi yoksa Kanada'nın iç suları olarak mı sayılacağı konusunda henüz fikir birliğine varmış değil.

-Çin'in alternatif deniz yolu hesabı-

Bazı uzmanlar ve batılı politikacılara göre, Çin, her ne kadar Arktik'e bir sınırı olmasa da, kendisine Arktik pazarlık masasında yer bulmaya çalışıyor. İzlanda'ya bir takım ekonomik desteklerde bulunan Çin, bu ülke vasıtasıyla bir Arktik sınırı oluşturmak istediği de iddialar arasında.

The Arctic Institute'ten Marc Jacobsen, Arktik bölgesinde Çin'in menfaatlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Çin'in Arktik'teki en büyük hedefinin, Kuzey Denizi Ulaşım Güzergahı'ndan (NSR) faydalanmak olduğuna dikkati çekti. Bu güzergahın, Roterdam ve Şangay arasındaki mesafeyi, şu an kullanılan Suez Kanalı ve Malakka Boğazı ile karşılaştırıldığında, yüzde 40 oranında kısaltacağını kaydeden Jacobsen, "Düşüncemi destekleyen nedenlerden birisi de Çin'in kutupta buz kırıcı bir makineye sahip olması ve şu an yaklaşık 1 milyon dolara mal olacak bir buz kırıcı daha yapıyor olması gösterilebilir" dedi.

NSR'nin, yılın sadece birkaç ayında kullanılabilir olduğunu ve 2013'de sadece 58 geminin bu güzergahı kullanabilme izni alabilmiş olmasına dikkati çekmekte fayda var. Bu nedenle bu güzergahın yakın gelecekte mevcut Suarez Kanalı ve Malakka Boğazı'na alternetif olması beklenmese de artan küresel ısınma ile eriyecek Arktik buz tabakası, ilerde alternatif güzergahın oluşmasına neden olabileceği ifade ediliyor.

-Rusya-Danimarka ile çekişiyor-

Rusya, BM Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu'na 2001 yılında kıta sahanlığının belirlenmesi için başvurusunu yapmıştı. Moskova, 2001 yılında bir BM komisyonu önünde, kuzey kıyıları açığındaki karasularının kendisine ait olduğunu iddia etmişti. Ruslar, bu iddiayı bölgede yer alan ve Lomonosov sıradağlarının, Rusya topraklarının bir uzantısı olduğu savına dayandırmıştı. Moskova'nın bu iddiası reddedilmiş ve daha fazla kanıt getirmesi istenmişti.

Danimarka da Rusya gibi Lomonsov Tepeliği üzerinden hak iddiası yürütüyor. Kopenhag'ın iddiasına göre şerit, Grönland'ın bir uzantısı. Grönland'ın batısında yer alan adacıkların da kendisine ait olduğunu düşünen Danimarka, Kanada ile bu konuda sıkıntı yaşıyor.

-Kuzey Kutbu için anlaşmanın yolu: UNCLOS-

Jacobsen, Arktik deniz yatağının çok büyük miktarda doğal kaynaklar barındırmakla bölgenin içinde doğal kaynakları da barındıran yüzde 95'lik alanın, bölge ülkelerinin sınırları içerisinde yer aldığının altını çizerek, "Asıl tartışma, kaynaklar üzerinde kimin tasarruf hakkına sahip olacağıdır. Geriye kalan yüzde 5'lik alan ise Kanada, Danimarka, Norveç, Rusya ve ABD arasında egemenlik çekişmesi yaşanmaktadır" ifadelerini kullandı. Bu sorunun, UNCLOS çerçevesinde önümüzdeki 10 yılda çözülmesinin beklendiğini söyleyen Jacobsen, "Çözüm yöntemi, her ülkeden toplanacak olan o ülkenin kıta sahanlığına dayalı batimetrik bilgilere dayalı olacak" dedi.

virahaber.com

DÜNYA Haberleri

AB, Kızıldeniz’deki Çok Uluslu Koalisyona Katılacak
Kızıldeniz’de ABD Savaş Gemisine ve Ticari Gemilere Saldırı
Milli Yas İlan Edildi
İsrail-Filistin Savaşıyla Güvenli Rota Türkiye Oldu
Dünyanın En Büyük Konteyner Gemilerinden Birine "Türkiye" Adı Verildi