Artan rekabet ortamında şirketler için oluşacak fırsatları ortaya koyan rapora göre küresel ticaret, yeni trendlerin de etkisiyle 2050 yılında dördekatlanarak 68,5 trilyon dolara ulaşacak.
HSBC’nin Oxford Economics ile birlikte hazırladığı ‘Ticaret Rüzgârları’ raporu, büyümek ve rekabetçi konumunu korumak isteyen şirketlerin dünya ticaretinin 150 yıllık tarihinde yaşanan gelişmelerden ders çıkararak, 2050 yılına kadar olan planlamalarını nasıl yapacaklarını ortaya koyuyor. Rapora göre üçüncü küreselleşme dalgasının eşiğinde olduğumuz bu dönemde özellikle hizmet sektörü dünya ticaretinin ana dinamosu olarak ön plana çıkarak, şirketler ve bireyler için lokasyon ve ölçekten bağımsız büyüme fırsatları yaratacak. Rapor 2050 yılında Çin, ABD ve Almanya’nın ncülüğünde
küresel ticaretin 2015 yılı seviyesini dörde katlayarak 68,5 trilyon dolara ulaşmasını öngörüyor.
Ticarette öncü olan ülkelerdeki son 150 yıla ait verileri ve iş dünyasındaki kanaat önderlerinin görüşlerini içeren rapor, dünya ticaretinde geçmişi ve geleceği şekillendiren trendlere ve temel büyüme lokomotiflerine işaret ediyor. Raporda sanayileşme, nakliye ve lojistik maliyetlerinin azalması, şirket işletme modellerinin değişmesi ve ticaret politikalarındaki liberalleşme dünya ticaretinde bugünü şekillendiren dört tarihsel trend olarak belirleniyor. Dünya ticaretini değiştirecek trendler ise dijital dönüşüm, ticarette maliyetlerin azalması ve ticaretin hızlanması, dinamik işletmemodelleri ve ticaretin libarelleşmeye devam etmesi olarak tanımlanıyor.
Dijital dönüşüm ticari engelleri azaltacak
İnovasyonun değişimin öncü faktörü olmaya devam etmesi bekleniyor. Farklı pazarlara uyarlanabilir işletme modelleri ve yeni ürünler yaratacak teknolojilerin ortaya çıkması hem şirketler hem de bireyler için büyük fırsatlar yaratacak. Rapora göre ekonomilerin birbirlerine bağlı oluşu hızlı değişimi ve fikirlerin dünya geneline süratle yayılabilmesini sağlayacak. Ayrıca, dijital teknolojilerin uluslararası etkileşimi arttırması ve girişimciler için daha eşitlikçi bir alan yaratmasının yanı sıra her daim işleyen bir küresel ekonomi için temel oluşturacağı öngörülüyor.
Ticarette maliyetler gerileyecek, hız artacak
Rapora göre 2050 yılına gelindiğinde, taşıyıcı gemilerin boyut olarak büyümesi ve sevkiyat rotalarının genişlemesi ile nakliye maliyetlerinde düşüş görülecek. Ayrıca yeni havaalanlarının inşa edilmesi, enerji verimliliğindeki gelişmeler ve sınır kontrol süreçlerinin daha düzenli hale gelmesi ticareti hızlandıracak ve hava taşımacılığı maliyetlerini de azaltacak.
İşletme modelleri dinamikleşecek
Özellikle hızlı aksiyon alan şirketlerde ters inovasyonun artışı görülecek. Gelişmiş piyasalar yerine ilk olarak gelişmekte olan piyasalar için ürün vehizmet geliştiren şirketler, farklı pazarlara açılmaları ile birlikte ürünlerini kişiselleştirecek. Bu trendin gelişmesi ile seri imalattan, müşteri eksenli üretime doğru bir değişim yaşanacak. Şirketler böylece daha büyük hacimli tüketici verileri analiz edecek ve müşteri gereksinimlerinin anlamak için
sofistike pazarlama teknikleri kullanacak. Gelecekte, uzmanların, rekabet edebilmek ve piyasaya kişiselleştirilmiş ürün sağlamak adına alanında en iyi olan şirketlerle işbirliklerini artırması bekleniyor.
Ticarette libarelleşme, lokasyonun önemi azalacak
Ticarette libarelleşme, ticarete engel oluşturan bariyerlerin azaltılması için oluşturulan standartlar ve yasal düzenlemeler ile devam edecek. Politik ortamın ve kurların genel olarak daha istikrarlı bir seyir izlemesi, ticaretin küresel şirketler için kolaylaşmasını sağlayacak. Üç boyutlu yazıcı gibi yeni teknolojiler piyasadaki küçük oyuncuların dünyanın herhangi bir yerine ürün göndermesini mümkün kılacak. Bunun yanı sıra, şirketin kurulduğu yer veya merkezinin önemi, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler arasındaki yetenek açığının daralması ve veri kullanımının yeni pazarlara erişimikolaylaştırması ile azalacak.
ViraHaber.com