Malay Yarımadası’nın güney ucunda, 1891’de İngiliz ticari kolonisi olarak kurulmuş olan Singapur, bugün neredeyse 10 milyon turist çeken zengin bir şehir devleti. Güneydoğu Asya’nın bu en küçük devleti, yüzölçümüyle ters orantılı bir şekilde gelişme gösteriyor. Küçük bir balıkçı köyü olarak kurulmuş olmasına rağmen bugün gelişmiş bir ekonomiyi akla getiriyor. Öyle ki Londra, New York ve Tokyo’dan sonra dünyanın dördüncü büyük ticaret merkezi sayılıyor. Bu özelliği de onu Asya Kaplanları’ndan biri yapıyor.
Liman kenti Singapur
Dünyanın en işlek limanlarından birine sahip olan Singapur, ülke ekonomisinin nasıl işlediğinin en canlı kanıtı. Dünyadaki tüm konteynerlerin beşte birinin bu limandan geçtiği düşünüldüğünde, Singapur Limanı’nın ne kadar işlek olduğu anlaşılabilir. Sayılarla vurgulamak gerekirse, bu limanın toplam 123 ülke gemisi ve 600 limanla sıkı bir bağı bulunmaktadır. İşte bu planlı gelişimi sayesinde Singapur, sadece ekonomik olarak değil, turistik olarak da ilgi görür. Geleneksel olanla modern olanı birleştiren ve ziyaretçilerine batıyla doğunun bir sentezini sunan bu küçük ülkeyi gezmek hiç de zor değildir. Tıpkı gelişimi gibi, şehir planlamacılığının da üst noktalara ulaştığı Singapur, kimi zaman biyonik bir kent izlenimi yaratır. Elbette bunda ülke insanlarının çalışkan karıncalar gibi yaşaması, araba bile kullanırken saat ve yol hesabı yapmak zorunda kalınması, kendinize ait bir evi satın alabilmenin birçokları için neredeyse imkânsız olması gibi sebepler etkilidir.
Yaşam kurallarla iç içe
Singapur, gökdelenleri ve koloni mirası binalarıyla yeşilin iç içe geçtiği bir şehir. Singapur’a ismini veren, yarı aslan yarı balık heykel birçok yerde görülebilir. En çok ilgi göreni ise nehrin ağzında bulunmaktadır. Ülkeye, turistleri etkilemek ve ülkeyi transit geçişten çok, son varış noktası haline getirmek için büyük yatırımlar yapılmış. Bu yatırımların yoğunlaştığı Sentosa, Singapur’un en büyük adası. Adanın yüzde 70’i yağmur ormanı. Güneydoğu Asya’nın flora ve faunası hakkında bilgi sahibi olmak için doğru adres. Sentosa Adası’nda sayısız eğlence var, ama bunlar arasında akvaryumu mutlaka görmek gerekir.
Singapur’da yaşam, kurallarla iç içe. Sıkı kuralların olduğu bu şehir devletinde karınca misali çalışan ve kurallara harfiyen uyan insanlar, Singapur’u daha da geliştireceğe benziyor. Ülkede turizm yatırımcılarının öngörüleri arasında sağlık turizmi de bulunuyor. Öyle ki, Sivas’taki balıklı kaplıcamızda yaşayan balıklar, buraya getirilip, çoğaltılmış. Bugün doktor balıklarımız Singapur’da da hizmet vermekte. Üstelik bambaşka koşul ve fiyatlarla.
Singapur’da nehir gezisi
Singapur ziyaret edildiğinde hayranlık uyandırıcı derecede düzenli görünse de, hayat şartları zor. Burada kuralları bilmeden yaşam mümkün değil. Bu kurallar başta güzel gelebilir, ama ziyaret sıklığı ve uzunluğu arttıkça, isyan etmemek de elde değil. Örneğin, bir araba satın almak istiyorsanız, arabanın fiyatını sadece markası belirlemiyor. Arabayı hangi saatlerde kullanacağınız fiyatı değiştiren bir etken. Eğer gündüz 07:00 - 19:00 saatleri arasında kullanacaksanız araba size pahalıya patlıyor, ama 19:00 - 07:00 saatleri arasında daha makul bir fiyata araba sahibi olabiliyorsunuz. Taksi kullanıyorsanız, aynı mesafeyi yoğun ve sakin trafik saatlerinde farklı fiyata gidebiliyorsunuz. Ev alabilmek için neredeyse bir ömür taksit ödüyorsunuz ve o ev sizin olmuyor, devletin oluyor. Ev aldım, çocuğum rahat etsin diyebilmek için çok daha fazla ödemeniz gerekiyor. Bunlar gibi sayısız kural var.
Tüm bunlar dışında Singapur’un birçok güzel yönü de var. Orchard Road olarak bilinen cadde; en modern ve lüks mağazaların bulunduğu, çok katlı alışveriş merkezlerinin süslediği ve Singapur ahalisinden çok gençlerin ve turistlerin tercih ettiği bir nokta. Nehirde gezinti yapmak çok klasik bir turist davranışı olsa da, tavsiye edilebilir. En azından ülkenin simgesi olan yarı balık yarı aslan heykeli bir de nehirden görmüş olur ve bol fotoğraf çekebilirsiniz.