Türkiye kültür balıkçılığında, hedef büyütüyor. 1987 yılında Bodrum'da Güllük Körfezi'nde temelleri atılan kültür balıkçılığı, geçen 30 yıllık süreç içerisinde Türkiye'de yıllık balık üretiminin yarısına yakın bölümünü gerçekleştirirken, hem istihdam hem de ihracat rekoru kırdı.
Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği (SUYMERBİR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, Türkiye'nin AB ülkelerine, hayvansal gıda ürünü kaleminde tek ihracatının kültür balıkları olduğunu belirterek yıllık satış rakamlarının 800 milyon doları aştığını söyledi. Bozan, "Üretim ve ihracat konusunda 2015 yılında Yunanistan'ı geride bıraktık. 2023 hedefimiz 1 milyar dolardı, ancak sektör bu 2023 hedefini 1.5 milyar dolara çıkardı. Sektör olarak Türkiye'de ilk kez 'Bizim devlet desteğine ihtiyacımız yok, gıda alanında başka üretim sahalarına destek verilmesini isteyerek, devletin verdiği teşvik desteklerini durdurmasını' STK olarak biz kendimiz talep ettik. Sanırım bu talep Türkiye'de bir ilk oldu" dedi…
YILLIK ÜRETİM 253 BİN TONU GEÇTİ
Türkiye'de denizlerden yılda 335 bin ton balık avlanırken, açık denizlerde kurulan balık çiftliklerinde üretimin, 253 bin 395 tona dayandığını belirten SUYMERBİR Başkan Yardımcısı Bozan, Bodrum Güllük Körfezi'nde kurulu çok sayıda kültür balığı üretim tesislerinin, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda yetersiz kaldığını söyledi. Bozan, üretimin artırılmasının binlerce kişiye istihdam ve Türkiye'ye döviz girdisi sağlayacağını belirterek Mersin'de kurulacak olan kültür balığı üretim alanlarına büyük önem verdiklerini söyledi. Türkiye'de 18 üretici birliğini tek çatı altında toplayan SUYMERBİR üyelerinin yeni üretim alanlarına ihtiyacı bulunduğunu belirten Bozan, yerli tüketiciye de "Kültür balığı tüketmesi" çağrısında bulundu.
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI NERELERDE YAPILIYOR?
Kültür balıkçılığının Türkiye'de bir planlama yapılmadan turizm bölgesi olarak nitelendirilen koylarda iptidai tesislerde başladığının altını çizen İhsan Bozan şu bilgileri verdi; "Ama altını çizerek ifade etmekte fayda var, kültür balıkçılığı sektörü hiçbir zaman illegal olmadı, kaçak olmadı, her daim devlet tarafından ilgili mevzuatlar çerçevesinde lisanslandırıldı, devlet tarafından kiralanmış deniz sahalarında üretim yapıldı. Tabi zaman içerisinde sektörün ileri görüşlü önderleri tarafından, bu durumun koylarda ilerleyemeyeceği ön görüldü ve 2000 yılından itibaren çiftlikler koylardan çıkarak daha açık denizlere çıktı. 2008 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın çıkardığı mevzuatlarda koy ve körfezlerdeki çiftlik sahaları için bir takım yeni kriterler belirlendi. Balık çiftlikleri bugün kıyıdan en az 0.6 deniz mili uzakta ve 30 metreden daha deniz alanlarda, akıntısı olan alanlarda kurulmak zorunda. Bugün üretimin yüzde 65'i Muğla'nın Bodrum ve Milas ilçelerinde yapılıyor. Muğla, Aydın İzmir Mersin'de planlanan üretim alanlarının yanısıra Karadeniz'de Ordu ve Samsun'da üretim alanları için çalışmalar yapılıyor."
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI İÇİN MEVZUAT NE DİYOR?
Türk deniz ve göllerinde kültür balıkçılığı üretimi için 14 ayrı kurumdan ön izin alınarak ÇED sürecinin başlatıldığını söyleyen Bozan, üretim aşamasına kadar zamanın uzadığını belirterek "Bunun önüne geçmek için bütün kurumlar bir araya gelerek bir komisyon oluşturarak, bu alanlarda bir saha çalışması yapıldı. Muğla bölgesinde sorun olmadı, çünkü burada zaten balık çiftlikleri vardı. Aydın bölgesinde Turizm Bakanlığı blokaj koydu. 4 bölgeden bir tanesi için çalışma yapılabiliyor. Mersin'de 8 bölgeden 4'ünde mutabık kalındı. Bu arada Mersin'de bazı STK'ların açtığı davaların tamamında mahkeme üretici şirket lehinde karar verdi, Danıştay kararı ile bu durum kesinleşti. Bu süreçte Mersin'e yapılması planlanan yatırımlar Aydın'a kaydırıldığı için, Mersin'deki tesis kurulumu biraz gecikti." Diye konuştu.
SEKTÖRÜN BÜYÜMESİ İÇİN YENİ ALANLARA İHTİYAÇ VAR
Muğla ve Aydın'da kültür balığı üretimi için ayrılan alanların tamamen dolduğunu belirten Bozan "Sektörün büyümesi için yeni alanlara ihtiyaç var. Yıllık ihracatımız 800 milyon dolar. 2023 hedefimiz 1 milyar dolardı, ancak sektör bu 2023 hedefini 1.5 milyar dolara çıkardı. Bugün deniz kültür balıkçılığının toplam kapasitesi 180 bin ton civarında, hedefin en az 350 bin tona çıkarılması planlanıyor. Suudi Arabistan iki yıl önce kültür balıkçılığı üretimi için harekete geçti, 2020 hedefini 600 bin ton olarak ortaya koymuş, tabi fantastik bir rakam. Çin tek başına 25 milyon ton su ürünleri üretebiliyorsa, 3 tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin bunu başarması hayal değil.
Muğla'da 135 bin dönüm alanda yılda 90 bin ton üretim yapılıyor. Mersin'de 4 bölgenin tamamı 179 bin dönüm ve planlanan üretim miktarı 45 bin ton, aslında bu da o bölgeler için çok az, o bölgelerde daha yüksek üretim yapılabilir...
Türk aqua kültür sektörü 2002 yılında en yakın rakibi Yunanistan'ın 5' de biri kadardı. Yunanlı üreticiler AB desteğiyle cebinden beş kuruş harcamadan tesislerini kurdu üretime geçti. Aradan geçen zaman zarfında, mevcut hükümetimizin hayvancılığı destekleme kapsamında aqua kültür sektörü de doğrudan devlet desteği aldı. Bu destek sektörün önünü açıp, büyüme yönünde ivme kazanmasını sağlaması açısından bizler için önemli bir kilometre taşıdır. O yıllarda almış olduğumuz bu destek, bugün bizi dünya piyasalarıyla rekabet edebilir hale getirdi. 2015 yılına geldiğimizde ise sektör kendi talebiyle rekabet edebilir güce ulaştı. "Devlet desteğine ihtiyacımız yok, devlet başka gıda alanlarını, destek bekleyen sektörleri desteklesin düşüncesiyle desteğin kaldırılmasını talep etti. Bu da herhalde dünyada ilktir."
YUNAN ŞİRKETLERDEN 'BİZİ SATIN ALIN' TEKLİFİ
Türk kültür balıkçılığının 2004 - 2012 arasında sağladığı destekleri çok iyi değerlendirdiğinin altını çizen İhsan Bozan, "Biz bu süre içerisinde üretim gücümüzle, üretim teknolojimizle Yunanistan'ı çoktan geçtik. Hatta Yunanistan'da yaşanan kriz sonrası bazı şirketlerin Türk işletmeler tarafından satın alınması teklifi geldi, bu teklifleri bir yıl süreyle değerlendirdik. Ancak Yunanistan'daki yapısal problemler bize güven vermediği için geçtiğimiz Eylül ayında bu satın alma sürecinden vazgeçtik.
Biz yeterince güçlüyüz kendi ülkemizde üretim yapabilecek yeterince alanlar varken Yunanistan'da üretim yapmayı çok da mantıklı bulmuyoruz. Bizim suyumuz, bizim insan kalitemiz, iş gücü kalitemiz dünyanın hiçbir yerinde yok, Dünyanın değişik yerlerinde üretim yapıyoruz, gerek çalışma gerekse üretim konusunda üstümüze kimse yok."
BALIK ÇİFTLİKLERİ ÇEVREYİ KİRLETMİYOR
Türk denizlerinde üretim yapan kültür balığı çiftliklerinin deniz kirliliğine yol açtığı iddialarına da cevap veren Bozan, Güllük Koyu'ndaki son durumu örnek olarak gösterdi. Bozan Bodrum Güllük Koyu'nda yer alan balık çiftlikleri ile birlikte, denizdeki balık türü sayısının arttığına dikkat çekerek çevre kirliliğine neden olacak hiçbir ürün kullanılmadığını söyledi.
Bozan, "Bir yerde aktivite varsa, bu aktivitenin sıfır etkisi olacağını iddia etmek doğru bir yaklaşım değil, önemli olan bu aktivitenin kontrollü ve sürdürülebilir olmasıdır" diyor.
SUYMERBİR Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, bu konudaki iddiaları cevaplandırırken şu bilgileri verdi;
"2006 yılında Çevre Bakanlığı yönetmeliği, balık çiftlikleri için izleme yönerge kapsamında her yılın Mayıs ve Ağustos aylarında akredite laboratuarlar tarafından incelenir. Balık çiftliklerinin bulunduğu sularda, satıhtan, suyun orta kesiminden ve dipten numuneler alınarak özellikle azot, fosfor, nitrat gibi kirlilik parametrelerine bakarak akredite üniversiteler ve bakanlığın TRİX diye adlandırdığı formülle raporlar açıklıyorlar. Bu raporların tamamında su kalitesi çok iyi olarak karşımıza çıkıyor.
Halen üretim yaptığımız bölgelerde sadece balık çiftlikleri yok. Bodrum'un yaz mevsimi boyunca 9 milyonu bulan nüfusu ağırladığını, tur tekneleri, binlerce turistik yatın kullandığı bölgede su kalitesinin TRİX değerinin (Uluslararası standartlarda deniz suyu kalitesinin brim değeri) 4'ü geçmemesi çok önemlidir."
BİZ MERSİN'E TAŞINMIYORUZ, ORADA YENİ TESİS KURUYORUZ
Balık çiftliklerinin Bodrum'u kirletip, kapatıldığını ve Mersin'e taşındığına dair yalan iddialar ortaya atıldığını ifade eden SUYMERİR Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, "Bir yerde kirlilikten bahsedebilmek için mutlaka bilimsel veriler olmalı, biz ölçtük biçtik, matematiksel olarak sonuçlar olmalı, Mersin'de böyle bir algı yanılgısı var. Mersin kamuoyunun bilerek yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Bodrum'daki balık çiftlikleri çevreyi kirletti, kapatıldı ve balık çiftlikleri Mersin'e taşınıyor iddiaları ortaya atılıyor. Bu tabi ki tamamen yalan. İnsanlar bu açıdan baktıkları için, Mersin'de bir kamuoyu tepkisi oluşturulmak istendi. Biz son bir aydır bütün Mersin STK'ları ile görüşüyoruz, basınla temas halindeyiz, görüştüğümüz her kesime bunu izah ettik. Mersin'in bize bakış açısı değişiklik içinde. En azından direk karşı çıkan arkadaşlar durumu sorgulamaya başladı. Bunun içerisinde üniversiteden tutun, Büyükşehir Belediyesi'ne kadar, baroya kadar, bu işin nasıl yapılacağını kendisine sormaya başladı. Özetle bu sektörün büyümesi yeni alanların açılmasına bağlı. Bu alanların içerisinde gerek su kalitesi, gerekse yapılabilir alan olarak Mersin bölgesinin açılması gerekiyor" diye konuştu.
Vira Haber