Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nın bu ayki gündemlerinden biri de kriz sonrası gemi inşa sanayisi için büyük bir umut kaynağı olan koster yenileme projesiydi. Gürdesan A.Ş yöneticilerinden Mustafa Gürsoy, koster projesinde Hollanda’dan kredi sağlanması durumunda yapılan gemilerin yan sanayisinin tamamen Hollanda’dan geleceğini, bu durum yerli yan sanayiciyi bitirme noktasına getireceğini dile getirdi.
“Yok olmaya giden yan sanayi hepten ölür”
“İddia ediyorum Hollanda’dan bir parça 100 liraya geliyorsa ben bunu 60 liraya ve aynı kalitede yapıyorum” diyen Gürsoy konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Bizim krizden önce 650 çalışanımız vardı. Şu an 300 çalışanımız var. Bizim sektörümüzde eleman çok zor yetişiyor. Bu yetişmiş elemanları dağıttığınız zaman bir daha toplayamıyorsunuz. Biz koster projesinde eğer Hollanda’dan kredi alacağız diye bütün ekipmanları Hollanda’dan getirmeye kalkarsak biteriz. Yani bu krizden dolayı yok olmaya giden yan sanayi hepten ölür. Bunu açık ve net söylüyorum. Ya devletimiz bize belli kredi imkânları sağlayacak. Gemi yaptıracaklar en az yüzde 30 sermaye ile gemi yaptırmalı. Yüzde 10 sermaye ile gemi yaptırılmaz. 50 değil de 100 gemi yaptırırsın ama gerçek olur. Hepimizin gerçekçi olması lazım. Devlet büyüklerimizin de biraz daha hepimizin önünü açması lazım. Biz devletten bağış değil geri ödemek şartı ile kredi istiyoruz.”
“Ne yerli banka kredi veriyor ne de öz kaynak var”
Mustafa Gürsoy’un ardından konuyla ilgili bir açıklama yapmak için kürsüye gelen koster projesi çalışmasını başlatan isimlerden GİSBİR Başkan Vekili Salih Zeki Çakır, 2009 yılında bu çalışmayı hazırladıkları zaman planlarının yerli imkânlarla, yerli bankalarla projeyi tamamlamak olduğunu ancak bu konuda başarılı olamadıkları için yurtdışından kredi sağlamak zorunda kaldıklarını ifade etti.
“Biz yatırım planımızı yüzde 20 öz kaynak ve 14 yıl bir vade ve belli bir maliyet üzerinden yaptık” diyen Çakır Mustafa Gürsoy’un telaffuz ettiği yüzde 30-40 öz kaynağın kimsede olmadığını yapılabilecek, ideal olanın bu olduğunu düşündükleri için bu şekilde yaptıklarını söyledi.
Çakır konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Yerli banaklarla görüşmeye başladık fakat birkaç temastan sonra yerli bankalar ve yerli teşvik ümitsiz vaka gibi geldi. Zaman kaybından başka bir şey olmadığını anladık ve yurtdışı kaynaklarını araştırmaya başladık. Ve Hollanda gündeme geldi. Bu koyla çok ilgilendiler ve 35 yan sanayiciden oluşan bir şirket kurdular. Hollanda’da kendi yan sanayisini korumak için bir yöntem uyguladı. Ancak onlar daha sonra bu krediyi tek başlarına karşılayamayacaklarını ve bir Türk bankasının da devreye girmesini istediler. Biz de bu kapsamda dört banka ile görüştük bunlardan sadece Yapı Kredi’den olumlu yanıt alabildik. Ancak o da yüzde 30 öz sermaye konulursa kredi verileceğini ve en fazla 12 yıl vade yapabileceklerini söyledi. Bu nedenle oradan da bir sonuç alamadık. Şu anda proje de bir tıkanma yaşıyoruz. Öz kaynak sıkıntısı yaşıyoruz çünkü. Biz hala orijinal yatırım planına sadık kalınmasını vurguladık Hollanda’ya. Hollanda ile görüşmelerimiz devam ediyor ancak şu anda bir tıkanma noktasındayız. Onlar şimdi kendi imkânlarıyla bunun yüzde 20 yapılıp yapılamayacağını görüşüp 14 Kasım’da bize yanıt verecekler. Tabi yan sanayicimizin şöyle bir kaygısı var. Hollanda yan sanayisi bu projede devreye girerse bizim kendi yan sanayimiz ölür diye bir düşünce var. Bunun çok doğru olduğunu düşünmüyorum çünkü biz zaten bu sektörde belli sayıda bir tonajın yenilenmesi ile ilgileniyoruz.”
“Yan sanayiciye de teşvik verilmeli”
Yan sanayiciye yönelik bir teşvik taslağının olduğunu, bu konunun GİSBİR’in de gündeminde olduğu bilgisini aktaran Salih Zeki Çakır, Yan sanayinin de gemi inşa gibi bir teşvike ihtiyacı olduğu kesin. Yan sanayiden başlayarak bana göre işin kontrol sağlansa daha yararlı olur. Ben şahsen yerli malından yanayım. İthalata bağlı yan sanayi ile gemi inşa sanayinin rekabetçi olması zaten mümkün değil. Gemi inşanın zaten en büyük gider kalemi ithal yan sanayi” diye konuştu.
“Yan sanayi teşviki ana teşvik içinde alabilir”
Konuyla ilgili bir açıklamada DTO Başkanı Metin Kalkavan’dan geldi. Kalkavan, yan sanayicinin kaygısını anladığını ancak, koster projesinin son zamanlarda üzerinde durdukları en önemli konu olduğunu ve hayata geçme şansı giderek yükselen en büyük proje olduğunu ifade etti.
Kalkavan, “Çok emek verildi. Tıkandı, uzadı, kısaldı, yaklaştı ama çok emek harcandı. Proje tabi yan sanayiyi engellemek diye bir şey söz konusu değil. Projenin nasıl hayata geçirileceği önemli. Baktığınızda projenin tamamını da Hollanda alacak diye bir maddesi yok. Öyle bir şart yok ama bir kısmının oradan alınması gibi bir durum var. İyi niyet mektubunda olduğu gibi. Bir kısmını yani fiyatını uygun gördüğümüz şeyi oradan alacağız” şeklinde konuştu.
Böyle bir proje için yüzde 40 öz kaynağın gerçekçi bir rakam olmadığın dile getiren Kalkavan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Yüzde 40 ile ancak birkaç gemi yaptırırsınız. Bu nedenle öz kaynağın 15-20 arasında olması lazım. Uzun vadeli ve düşük faizli olması lazım. Yan sanayicilerin şu şekilde bakması lazım. Burada ne yaparsak yapalım iş yaratmamız lazım. İnşa edilecek bir geminin yan sanayiye de fayda sağlamama ihtimali sıfır. Bu projede olduğu gibi yüzde 43 ya da yüzde 47 büyük bir rakam mutlaka faydası olur. O açıdan Salih Bey’e katılmıyorum. Yan sanayi teşviki ancak ana teşvik içinde alabilir. Ama burada gemiden ne kadar uzaklaşırsak o kadar kolay bertaraf ederiz teşvik girişimlerini. Burada teşvik verilmesi gereken gemidir. Dünyada da böyle olmuştur. Zaten gemi olduğunda çark dönecek kazanım olacak. Dolayısıyla yan sanayi ana sanayiye gelecek olan teşvikten yararlanabilir.”
denizhaber.com.tr