Güneşin doğuşuyla birlikte Ege'nin mavi sularına demirlediği balıkçı teknesinde alıyor soluğu 43 yaşındaki Semiha Başak. Yüzme bilmese de uçsuz bucaksız denize salıyor 10 metrelik teknesini.
Gece denize attığı ağları toplayıp, Allah ne verdiyse satmak üzere limanın yolunu tutacak. Tek derdi var Semiha Hanım'ın; vefat eden eşinin yokluğunu çocuklarına hissettirmemek ve karınlarını doyuracak kadar para kazanmak. Korkusu ise denizde fırtınaya yakalanmak. "Hayat çok zor, yüzme bilmediğim için fırtınaya yakalanmaktan çok korkuyorum. Ama eve ekmek parası götürmek için mecburum" diyor. Bugün Dünya Kadınlar Günü olduğunu bile bilmiyor.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen haberler kadının vefakârlığını, azmini ve başarısını anlatmaya yetiyor. Zira kimi yüzmeyi bilemediği halde balık avlamaya çıkıyor, kimi çöplerden topladığı kağıtla ev geçindiriyor. Biz de Dünya Kadınlar Günü'nde yurdumuzdan kadın manzaralarını sunalım istedik. İlk durağımız Muğla'nın Gökova Körfezi'nde avlanan kadın balıkçıların teknesi. Güneşin doğuşu ile birlikte Ege'nin mavi sularında balığa çıkan kadın balıkçılar, kazandıkları para ile aile bütçelerine ve çocuklarının eğitimine önemli katkı sağlıyorlar. Eşi ölünce 2 çocuğuna bakabilmek için balıkçılığa başlayan ve tekneyi tek başına kullanan 43 yaşındaki Semiha Başak, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte soluğu denizde alıyor. Eşinin 10 yıl önce hayatını kaybettiğini ve o günden beri tek başına balıkçılık yaptığını aktaran Başak, "Hayat, yaşanan zorluklara rağmen çok güzel. Kadın olarak yaşamın zorluklarının üstesinden gelmek için sabır gerekiyor." diye konuşuyor.
Adana'da yaşayan 54 yaşındaki Zekiye Bolat ise 17 yıldır sokaklardaki çöp konteynerlerinden topladığı kâğıt atıkları satarak hayatını sürdürüyor. Kendi kilosunun üç katı ağırlıktaki yükü taşıyan Bolat, günlük 20-25 lira kazanıyor. En büyüğü 34; en küçüğü 18 yaşında 5 çocuk annesi Bolat, "Her gün sabah çıkıp, akşam eve yorgun bir şekilde dönüyorum. Ama böyle de olsa geçinmek mecburiyetindeyim."diyor.
AA