Lojistik sektörünün uzun süredir gündeminde olan 'konteyner tartımı' konusu için geri ayım başladı. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) onayladığı, SOLAS hükümleri uyarınca 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe girecek olan olan uygulama ile gönderici statüsündeki ihracatçıya konteynerin brüt ağırlığını beyan etme zorunluluğu getiriliyor. Uygulamayla konteynerlerin ağırlıklarının yanlış beyan edilmesinden kaynaklanan kazaların önüne geçilmesi amaçlanıyor. Henüz yeterli ahzırlıkların yapılmadığını ifade eden sektör temsilcileri uzun süreli beklemelerin yaşanmasından endişeleniyor. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur, “Ulusal mevzuatın yayınlanması haziran ayını bulacak gibi görünüyor. 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda liman önlerinde kaos yaşanmamasını umuyoruz. Bu nedenle ulusal mevzuatın sektörün görüşleri ve önerileri doğrultusunda bir an önce yayınlanmasını ve ardından konteyner armatörleriyle acentelerinin süreci nasıl uygulayacaklarını duyurmalarını bekliyoruz” dedi.
Kazaların önlenmesi amaçlanıyor
Konteyner taşımacılığında yanlış ağırlık beyanlarından kaynaklı yanlış yüklemelerden dolayı meydana gelen deniz kazalarının önüne geçmek isteyen IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi olan SOLAS'a dâhil edilen ve gemilere yüklenecek tüm dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine ilişkin (VGM-Verified Gross Mass of a Container) direktifin uygulanmasına 2014 yılında karar vermişti. Doğrulanmış Brüt Ağırlık (DBA) beyanlarının verilebilmesine yönelik olarak sektörün gerekli hazırlıkları yapılabilmesi içinse 1 Temmuz 2016’ya kadar süre tanınmıştı. 1 Temmuz'da SOLAS kuralları konvansiyonunun herhangi bir erteleme olmadan tüm dünyada yürürlüğe girmiş olması bekleniyor. Konu lojistik sektörünün en tepedeki sivil toplum örgütlerinden FIATA ve CLECAT’ın da ana gündeminde. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur, SOLAS hükümleri gereğince uygulamaya girecek olan konteyner tartımı konusunda UTİKAD'ın uzun süredir çalışma yürüttüğünü ve son olarak Deniz Ticaret Odası'nda (DTO) kapsamlı bir sunum yaptıklarını belirtti. Uğur, yaşanan çeşitli gemi kazalarından sonra yapılan incelemelerde önemli sayılabilecek oranda konteynerlerin beyan edilenden farklı ağırlıklarda bulunduğunun tespit edildiğini aktardı. Göndericilere gemilere dolu olarak yüklenecek konteynerlerin toplam brüt ağırlığının tartımlar yoluyla tespit ederek ağırlık beyanını gemi armatörü veya acentesine iletme sorumluluğu getirirken armatörlere, acentelere, gemi işletmecilerine ise gönderici tarafından DBA beyanı verilmemiş dolu konteynerleri gemiye kabul etmeme ve liman operatörlerine de kendilerine DBA beyanı iletilmemiş dolu konteynerleri işletmesini yaptıkları limanlarda gemilere yüklememe sorumluluğunu yüklüyor. Uygulama, SOLAS Konvansiyonu’na taraf olan ülkelerin limanlarında ve bu ülkelerin bayrağını taşıyan gemilerde geçerli olacak.
Ek maliyet getirecek
Uygulamanın avantajlarına ve dejavantajlarına değinen Uğur, şöyle konuştu: "Öncelikle denizyoluyla konteyner taşımacılığının daha güvenli olması zincirin tüm halkaları için çok önemli. Hem çevrenin, hem de gemilerin, gemi çalışanlarının ve yüklerin güvenliğinin sağlanması tedarik zincirinin kalitesinin artmasını sağlayacak. Ancak ulusal mevzuatlar hazırlanırken uygulamayı doğru kurgulamak çok önemli; uygulamada lojistik akışları aksatacak, limanlarda ve gemilere yüklemelerde sıkışıklıklar yaratacak aşırı kısıtlayıcı uygulamalar belirlememek ve ayrıca ülkeler arasındaki uygulama eşitliğini ve rekabeti bozacak hükümler getirmemek önem arz ediyor.”
Uygulama, konteynerlerin türüne ve ebadına bağlı olmaksızın sadece limanlarda gemilere yüklenecek dolu konteynerler için geçerli. Tek istisnası bir şasi veya treyler üzerinde olmak kaydıyla, “kısa mesafeli uluslararası sefer” yapacak Ro-Ro gemilerine yüklenecek olan konteyner. Uygulamanın ek maliyetleri de beraberinde getireceğini söyleyen Uğur, “Her ihraç dolu konteyner ulusal mevzuata göre tartım cihazları ve kantarlarda tartılacak ve tartımı takiben DBA beyanı gemi işletmecisine ve onlar tarafından da liman operatörüne iletilecek.r. Bu hem her konteynerin tartılacak olması nedeniyle yeni maliyetler hem de iş akışlarına yeni bir adım ekleyecek olması nedeniyle Shipper/göndericilere ek maliyetler yaratacak” dedi.
Konteynerler iki yöntemle tartılacak
Konteyner tartma işleminin iki yöntemle yapılacağını açıklayan Cavit Uğur, “Konteynerlerin, tarttırılarak, konteynerin Doğrulanmış Brüt Ağırlığının (DBA) bu konvansiyona taraf olan ülkelerin bayraklarını taşıyan gemilere yüklenmeden önce 'shipper' yani gönderici tarafından beyan edilmesi şartı geldi. Tartım iki yöntemle yapılacak. Birici yöntem yüklenmiş dolu konteynerin kalibrasyonlu ve sertifikalı tartım cihazlarıyla tartılarak toplam brüt ağrılığının belirlenmesi. İkinci yöntem ise ambalaj, palet, istifl eme ve sabitleme malzemeleri de dâhil olmak üzere konteyner içerisindeki tüm mal ve diğer ağırlıkların yine sertifikalı tartım cihazlarıyla tartılarak toplanması ve bunun üzerine konteynerin dara ağırlığının eklenerek toplam brüt ağırlığa ulaşılması" dedi.
Türkiye uygulamaya henüz hazır değil
Dünyanın ve AB ülkelerinin çoğunda olduğu gibi Türkiye de uygulamaya henüz hazır olmadığını aktaran Uğur, “Uygulamaya birkaç ay kalmış olmasına rağmen belirsizliğini koruyan pek çok husus var. Bu nedenle de gemi sahipleri, işletmecileri uygulamayı nasıl yapacakları hakkında göndericilere henüz net bildirimler yapabilmiş değiller. Ulusal mevzuatın bir an önce yayınlanması gerekiyor ki Türkiye’ye uğrak yapacak gemi armatörleri de bir an önce uygulama esaslarını belirleyip duyurabilsinler. Bunu takiben Türkiye’deki gemi acenteleri DBA beyanlarını Shipper’lardan hangi iletim yöntemleriyle alacaklarını ve liman operatörlerine nasıl ileteceklerini belirleyecekler. Bunlar belirlendikten sonra armatörler, onların acenteleri, liman operatörleri ve taşıma işleri organizatörleri iş akışlarında ve bilgi işlem sistemlerinde düzenlemeler yapacak. Tüm bu hazırlıklar zamanında tamamlanmalı” diye konuştu.
Kaynak: Dünya Gazetesi
ViraHaber.com