Keşfedilmeyi Bekleyen Çin

COŞKUN ARAL

Çin, arı gibi çalışan insanların yaşadığı dünyanın en kalabalık ülkesi… Hızla gelişen ekonomisiyle birçok ülkeye parmak ısırtırken, değişen dünya düzeni içinde yeni bir denge taşı. Nüfusuna yakışır bir şekilde devasa projeleri hayata geçiren Çin, dünyanın en büyük barajına sahip. Yangtze Nehri üzerindeki Üç Boğaz Barajı, aslında Çin’in 100 yıllık rüyası. Bu rüyayı gerçekleştirmenin gururunu yaşayan ülke, şimdi bu dev projenin ekonomik ve turizm açısından meyvelerini topluyor. Türkiye’den kilometrelerce yol tepip Çin topraklarına ayaklarını basan Coşkun Aral, Üç Boğaz Barajı’nı gezip gördü. İşte Çin’nin taze kan taşıyan damarı…


Dünya ülkelerinin ekonomik bir krizin eşiğine gelmiş olmaları herkesi endişelendiriyor olsa da, arı gibi çalışkan insanların ülkesi olan Çin’de korku ve endişe batıdaki kadar yoğun değil diye düşünüyorum. Bu düşüncemi de Çin Hükümeti yetkililerinin büyüme hızının biraz düşeceğini ama bu krizi bir fırsata dönüştürebileceklerini söylüyor olmalarına bağlıyorum. Her ne kadar aynı argümanı biz de kullanıyor olsak da.

Ekonomik olarak sarsıcı günler yaşanıyor olsa da, Çin gibi 1 milyar 300 milyonluk bir devin yaratmış olduğu projeleri farklı sektörlerde kullanarak kar elde edilebileceği gerçeğini gözler önüne seren bir ülke oluşu, içimizi ferahlatabilir. Bu projelerden biri olan Üç Boğaz Barajı Yangtze Nehri’nde bulunuyor.

Yangtze: Göz kamaştırıcı bir nehir

Çin’in Yangtze Nehri böyle bir başlıktan fazlasını hak ediyor aslında. Sadece doğal güzelliğiyle değil, aktığı coğrafyada suladığı kültürel zenginliklerle, ekonomi ve ulaşım alanında da Çin için büyük önem taşır Yangtze Nehri.

Nil ve Amazon’dan sonra dünyanın bu en uzun üçüncü nehri, Çin’in turist çeken önemli noktalarından biri. Dünyanın en büyük barajı Üç Boğaz Barajı da bu nehir üzerinde. Batıdan doğuya akan Yangtze Nehri’ndeki baraj, Çin’in 100 yıllık rüyasıydı. Barajın tam kapasiteyle çalışmasının 2011 yılını bulacağı tahmin ediliyor. Baraj sayesinde, ormanlık alanlar azaldı, yeni yerleşim yerleri ortaya çıktı ve olanlar da kalabalıklaştı. Üstelik mayıs ayında meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremi bile, barajın büyüklüğüne mal edenler var. Oysa 100 yıllık bu rüyanın gerçekleşmesi Çinliler için gurur verici bir tablo ve bu tablo, nehirdeki gemi seyahatleriyle çok daha yakından izlenebiliyor. Yichang’dan gemiyle yola çıkıp, batıdaki Chongqing’e ulaştığınızda, bambaşka bir insan olarak gemiden iniliyor. Bunun nedeni de beş günlük bir gemi seyahatinin sizi, hayatınız boyunca unutamayacağınız doğal ve kültürel zenginliklerle buluşturmuş olması.

Yichang’dan hareket eden gemi, baraja ulaştığında 62 metreden 139 metreye çıkmasını sağlayacak bir gemi asansörüne biniyor. Beş kademeden oluşan suyla dolu havuzlar, dev kapakların kapanması ve içindeki suyla birlikte geminin yükselmesi sayesinde bir sonrakine geçiş imkânı sağlıyor. 280 metre uzunluğunda ve 34 metre enindeki odalar aynı anda 6 gemi alabiliyor. Gemi asansörü sayesinde yukarı çıkan gemi, Chongqing’e kadar dört gün yol alıyor. Bu dört gün, birkaç durakta durup, doğal ve kültürel güzelliklerle buluşmak için de fırsat yaratmakta.

Böyle büyük bir projenin hem ekonomik hem de turizm açısından fayda getiriyor olması Çin için büyük bir avantaj. Gemi seyahatleri de turistler için gerçekten de eşsiz bir deneyim sunmakta. Yine de madalyonun bir de karanlık yüzü var. Çin’in hızla büyüyen ekonomisi için elektrik yükünü sırtlanacak böyle büyük bir barajın yapılmış olması, 500 bin insanı yerinden etti. Kirlilik ve nehir kıyısındaki toprak kaymaları gibi çevre sorunları da cabası. Tibet platosundan okyanusa kadar uzanan 5600 km’lik bu uzun nehir, Çin’e taze kan taşıyan bir damar adeta.