12 şirketi 400’ün üzerinde çalışanı bulunan; 35 yıllık yolculuğu boyunca çeşitli sektörlerde başarılı yatırımlar gerçekleştirip, günümüzde tüm paydaşları için değer yaratan ve sermaye yapısı güçlü bir şirket konumuna gelen Karanfil Group CEO’su Fatih Sarı Deniz Ticareti Dergisi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Öncelikle Karanfil Group’u kısaca anlatır mısınız? Ağırlıklı olarak hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorsunuz?
Karanfil Group olarak 12 şirketimizle 17 farklı sektörde hizmet veriyoruz. Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatına katkı sağlıyoruz. Ticaretimizin ilk adımlarını Libya’da attık. Libya coğrafyasını ve kültürünü yakından takip ettiğimiz için bu bölge ilk ana pazarımız haline geldi. Günümüzde uluslararası arenada erişilemez noktanın kalmadığını ve dünyada ciddi fırsatların olduğunu düşündüğümüz ülkelerden Cezayir ve Afrika’yı da ana pazarlar arasına ekledik. Lojistik, denizcilik, tekstil, gıda, inşaat, mobilya, madencilik, savunma, güvenlik teknolojileri, yedek parça ve sağlık malzemelerini de kapsayan çok geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz.
Uluslararası taşımacılıkta Libya ve tüm Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere; denizyolu taşımacılığı, havayolu taşımacılığı ve karayolu nakliye hizmetleri ile kıtaları birbirine bağlayan, uluslararası taşımacılık ağına sahibiz. Bunun yanı sıra başta tekstil, mobilya, gıda, ilaç ve mutfak eşyaları gibi ihracat mallarının depolanmasına yönelik İstanbul Buna ek olarak yurtiçinde farklı bölgelerdeki depolama alanlarımız ile müşterilerimiz için güvenilir bir çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz. Libya’nın Tripoli, Bingazi, Misurata, Bayda, Zliten, Tobruk, Zultun, Hums ve Zawia şehirlerinde şubeleri bulunan şirketimizin, bölgedeki güçlü organizasyonel yapısını ve etkin iletişim ağını her geçen gün genişletiyoruz.
KRN Lines olarak Libya’ya hangi yükleri taşıyorsunuz? Türk ve Libya limanlarına dair yatırım çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Yük grubu; yürür ve çekilebilir araçlar, iş makinesi, dorse, treyler, tank, tüm konteyner çeşitleri, statik-proje ve konvansiyonel yüklerden oluşuyor. İstanbul, Kocaeli, Samsun, İzmir, Mersin, İskenderun limanlarından Libya’ya direkt RORO & Konteyner taşımacılığı yapıyoruz.
Türkiye’nin Libya ve Afrika’ya ticaretini arttıracak bir hamle yaptınız. KRN Lines olarak Libya’ya düzenli RO-RO seferleri başlattınız. Bu seferler Türk üreticisine, sanayicisine nasıl avantaj sağlayacak? Konteyner taşımacılığı alanında yeni yatırım planlarınız ve projeleriniz var mı?
Filoya katılacak yeni konteyner gemilerimizle Türkiye-Libya arasında haftalık düzenli konteyner hat servisine başlamayı amaçlıyoruz. Böylece iki ülke arasındaki ticari hacmi artırmayı ve Türkiye ihracatına önemli ölçüde katkı sağlamayı hedefliyoruz. Teknolojik yatırımlarımızla beraber yarattığımız katma değerler doğrultusunda deniz taşımacılık sektöründe sürdürülebilir büyüme hamleleri gerçekleştireceğiz. KRN Lines özelinde 2 yılda 10 gemiye ulaşma hedefimiz var. Deniz taşımacılığında tüm dünyayla irtibatta kalarak Türk denizciliğinin daha ileri seviyelere gelmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
Libya’daki şubeleşme faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Türkiye’de son olarak Gaziantep’te bir şube açtınız. Geniş coğrafyada önemli bir marka olma vizyonuyla açtığınız şubeler Türk ekonomisine ve bölge halkına ekonomik anlamda nasıl yansıyacak? Sırada hangi illere yatırımlarınız olacak?
Geniş coğrafyada önemli bir marka olma vizyonuyla yatırımlarımıza ivme kazandırdık. Bu kapsamda Gaziantep şubemizi açtık. Akabinde İzmir, Bursa ve Konya’da şube açılışları yapacağız. Bu sayede Libyalı iş insanlarını bu şehirlerin üreticisiyle buluşturmayı amaçlıyoruz. İllerde konumlandıracağımız temsilciler sayesinde orada üretilen ürünlerin Libya’ya gönderimini kolaylaştıracağız.
Libya Türkiye için Afrika kıtasında nasıl bir geçit kapısı olacak?
Ülkenin jeopolitik açıdan sunduğu avantajların farkındayız. Dolayısıyla kurulacak ticari üsle birlikte Libya, Kuzey Afrika’da o coğrafyadaki tüm ülkelerin ekonomik anlamda rahatlıkla yaşayabileceği bir ülke haline gelebilir. Türkiye’den Libya’ya ürünler deniz yolu ile üç günde gidiyor. Libya’dan Afrika’nın içine doğru açılacak güvenli bir ticaret yolu, ürünlerin iç kısımlara teslimini bir iki haftaya indirecektir. Gümrük vergisi oranlarının düşük kalması, ulaşımın daha az maliyetli olması gibi kolaylıklar da düşünülünce kesinlikle iş insanlarımızın dikkat kesilmesi gereken bir coğrafyadan söz ediyoruz.
Libya, enerji, savunma sanayi, kimyevi madde ve maden yataklarıyla stratejik coğrafi konumuyla da Türkiye için öneme sahip. Sizce Türkiye, Libya ile hangi stratejik sektörlerde iş paydaşlığında bulunması gerekli?
Libya’ya bir ülkenin ihtiyaç duyduğu tüm alanlarda ürün ihracatı gerçekleştiriyoruz. Yaş sebze ve meyveden kimyevi ürünlere, hazır giyimden mobilyaya, mücevherden makine ve aksanlarına, elektrik ve elektronikten inşaat yapı malzemelerine, demir çelikten petro-kimya ürünlerine, bilişim altyapı malzemelerinden sağlığa ve gıdaya kadar hemen hemen bütün sektörlerde ürün ihracatımız mevcut. Son dönemde ise demir ve demir dışı metaller, elektrik-elektronik, halı, hububat ve tohum benzeri ürünler, mobilya, yaş meyve, kuru meyve ihracatında artış yaşanıyor.
Ülkenin kuzeyde 1.900 km Akdeniz’e sahili bulunuyor, bu da jeopolitik açıdan oldukça önemli bir avantaj. Ayrıca 30 km içeriye girdikçe tarım yönünden elverişli araziler, devamında petrol bölgeleri ve güneyinde ise zengin maden yatakları mevcut.
Türkiye'nin Libya'ya ihracatı yılın ilk 6 ayında 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 72,3 artarak 1,19 milyar dolara yükseldi. Sizce Libya’ya kurulacak lojistik üs Türkiye’yi tedarik zincirinde stratejik bir konuma getirir mi?
Akdeniz çıkışlı bir ürün, Süveyş Kanalı’ndan geçerek Cibuti Limanı’na iniyor ve uzun bir kara yolculuğunun ardından tüketiciye ulaşıyor. Eğer varış noktası Orta Afrika ise ulaşım daha da zorlaşıyor. Tüm bu etkenler ihracat ürünlerinin tesliminde 1-2 aylık sürelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Lojistik maliyeti bir yana, zamandan doğan büyük bir kayıp söz konusu. Oysa Libya, Türkiye’ye deniz yolu ile 3 günlük mesafede yer alıyor. Türkiye’den Libya’ya 3 günde giden ürünler, sonrasında hava yolu kullanılması halinde 4’üncü günde Afrika’da oluyor. Kara yolu tercih edildiğinde ise Orta, Doğu ve Batı Afrika’ya Libya üzerinden ürünler 1 hafta içerisinde ulaştırılabilir. Dolayısıyla 10 milyar dolarlık ihracat hedefimizi yakalayabilmek için Libya’da hayata geçirilecek lojistik üs projesini önemsiyoruz.
Vira Haber