Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetinin, Karadeniz'in kirliliği ve kirliliğin önlenmesi ile ilgili yapılacak faaliyetlere büyük önem verdiğini bildirdi.
Bayraktar mesajında, belediye atıkları, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirleticilerle denizcilik faaliyetlerinin deniz ekosistemini ve su kalitesini olumsuz yönde etkilediğini, doğal kaynakların sürdürülebilirliği ve insanların geleceği üzerinde büyük problem oluşturduğunu belirtti.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de, tüm dünyada olduğu gibi deniz kirliliği ve kıyılarla ilgili sorunların önemli gündem maddelerinden biri olduğunu ifade eden Bayraktar, Karadeniz'de deniz ve çevresinde kirliliğin önlenmesinin, koruma-kullanma dengesinin gözetilmesi ile mümkün olacağına işaret etti.
Bayraktar, Karadeniz'in Avrupa ile Asya arasında paha biçilmez bir transit koridoru olması, üzerinde enerji ulaşım hatlarını bulundurması, Hazar Havzası'nın enerji kaynaklarına olan yakınlığı, Orta Asya'ya ve genişletilmiş Ortadoğu'ya açılan kapılardan biri olması, çok zengin bir ekosisteme sahip olması gibi siyasi, ekonomik ve farklı çevresel zenginlikleri bünyesinde bulundurduğunu anlattı.
Karadeniz'in, bu özellikleri nedeniyle uluslararası ilişkilerde ve küresel güvenlik bağlamında öneminin her geçen gün arttığına işaret eden Bayraktar, başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri için çok önemli bir yaşam kaynağı olan ve sayısız imkanlar sunan Karadeniz'in çevre güvenliğinin korunması ve kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı konusunda, son yıllarda artan bir uluslararası hassasiyetin oluştuğunun gözlendiğini aktardı.
Bayraktar, deniz çevresinin kirliliğinin önlenmesi ve canlı kaynaklarının korunması amacıyla 21 Nisan 1992'de Bükreş'te kabul edilen ''Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi''nin, Karadeniz'e kıyıdaş ülkeden akit tarafların icra organı niteliğinde her bir temsilcinin yer aldığı ''Karadeniz Komisyonu'' tarafından yürütüldüğünü ifade etti.
Bu ülkeler arasındaki koordinasyonun ''Karadeniz Daimi Sekreteryası'' tarafından yapıldığını anımsatan Bayraktar, Türkiye'nin, Karadeniz Komisyonuna ve Daimi Sekreteryaya ev sahipliği yaptığını belirtti.
Karadeniz'in kirliliğine karşı çevre hareketlerine ivme kazandıran ''Odessa Deklarasyonu''nun 1993'te ve İstanbul'da düzenlenen Bakanlar Konferansı'nda Karadeniz ekosisteminin rehabilite edilmesi, korunması, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve geliştirilmesi amacıyla hazırlanan politika ve eylemleri ihtiva eden ''Karadeniz'in Korunması ve İyileştirilmesi Stratejik Eylem Planı''nın 30-31 Ekim 1996 tarihinde kabul edildiğini hatırlattı.
Bu ülkelerin, yapacakları çalışmalara ilişkin bir yol haritası belirlediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
''Bu kabul ile birlikte 31 Ekim tarihi 'Uluslararası Karadeniz Günü' olarak ilan edilmiştir. 1992 yılında imzalanan Bükreş Sözleşmesi kapsamında taraflarca yapılan çalışmalar, işbirliği ve bu konuda gösterilen gayretler takdire şayandır. Ülkelerin Bükreş Sözleşmesi ve eylem planları kapsamında görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi ve işbirliği içerisinde olması, kirliliğin giderilmesi ve deniz çevresinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.
Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti olarak, Karadeniz'in kirliliği ve kirliliğin önlenmesi ile ilgili yapılacak faaliyetlere büyük önem vermekteyiz. Bakanlığımız bu kapsamda, özellikle son yıllarda Bükreş Sözleşmesi gibi taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerden ve ulusal mevzuatımızdan kaynaklanan görevlerini yerine getirmek ve Karadeniz ekosistemini korumak için birçok faaliyeti hayata geçirmeye başlamış ve ilgili birçok çalışmayı da planlamaktadır.
Bükreş Sözleşmesi kapsamında ülkemizde deniz kirliliğini önlemek amacıyla 69 noktada kirlilik izlemesi yapılmaktadır. Karadeniz Bölgesi'nde Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Bartın ve Kastamonu'da bir limanda, Zonguldak'ta 2, Ordu ve Samsun'da 3 limanda olmak üzere toplam 13 adet lisanslı atık kabul tesisi bulunmaktadır. Samsun ve Ordu'da 2 adet atık alım gemisi bulunmaktadır. 12 kıyı tesisinin muafiyet belgesi vardır. Karadeniz'e gelen gemilerin yüzde 95'i bakanlığımızca belgelendirilen limanlara gelmektedir.
Gemi ve kıyı tesislerinin neden olabileceği kazalara müdahale amacıyla 2 tanesi Karadeniz'de olmak üzere 6 Bölgesel Acil Müdahale Planı hazırlanmıştır ve çevre denetimleri etkin bir şekilde yapılmaktadır. Atık su yönetimi ile ilgili olarak Giresun, Trabzon, Karabük, Düzce, Adapazarı atık su arıtma tesisleri tamamlanmıştır. Bölgede yer alan 11 ile ait atık su arıtma tesisinin fizibilite, ihale ve inşa işleri devam etmekte, atık yönetimi ile ilgili olarak Samsun, Bayburt, Bolu, Sinop, Trabzon-Rize katı atık sahaları tamamlanmıştır. 5 ile ait katı atık sahası yer seçimi ve inşa aşamasındadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak geçtiğimiz yıl içerisinde bölge illerine, çevresel yatırımlar ve yerel yönetimlere yapılan yardımlarda kullanılmak üzere toplam 84 milyon 605 bin 189 lira aktarılmıştır.''
Bayraktar, 2010 yılında ''31 Ekim Karadeniz Günü'' kutlamalarının Trabzon'da uluslararası ve ulusal kurum, kuruluşların katılımı ile yapıldığını hatırlatarak, kutlamaların bu sene Ukrayna'da düzenlenmekte olduğunu bildirdi.
Karadeniz deniz ve çevresi kirliliğinin önlenmesi için verdikleri katkıdan dolayı ilgili ülkelere, Karadeniz Komisyonu Daimi Sekretaryasına, uluslararası organizasyon ve sivil toplum örgütlerine, belediyelere, üniversitelere, ilgili tüm kurum-kuruluşlara teşekkür eden Bayraktar, mesajında, ''Herkesin Karadeniz Günü kutlu olsun'' ifadelerine yer verdi.
A.A.