CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu üyesi Melda Onur, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, incelemelerde bulunmak ve 'Karadeniz Çevre Sorunları Raporu' hazırlamak için Rize’ye geldi. Milletvekili Melda Onur, 3 gün boyunca Karadeniz Çevre Sorunları Raporu kapsamında Rize ve Artvin’de çalışma yapacaklarını söyledi. Raporu CHP Genel Başkanlığı’na sunacaklarını kaydeden Onur, şöyle konuştu: "Çevre yaşam hakkıdır. Çevreden birçok kişinin anladığı; insanların dışında doğa, hayvan, su, çiçek, böcek ve ağaç değil, onlar bir bütündür. Rize’de dereler kuruyorsa bunun anlamı; sadece oradaki ‘ağaçlar kuruyor, hayvanlara su kalmıyor’ değildir. Orada hayvancılık yapamayan, tarım arazileri yok olan, yaşam alanları yok olan insan mecburen kente göç ediyor. Kentte kendisi inşaatların taşeron şirketlerinde çalışacak, karısı binalarda, evlerde temizlik yapacak. Kendi topraklarında özgür bir hayat varken büyük şehirlerde ne yazık ki açık cezaevine girmiş gibi çalışacak. Onun için her insanın yaşam yerinde desteklenmesi gerekiyor. Bunun mücadelesindeyiz. Bu bölgedeki HES’ler, madenler ve termik santralleri bir rapor haline getirmeye çalışacağız. Karadeniz’de çeşitli çevre sorunları var. Bu sorunların üzerine giderseniz, mücadele ederseniz ve davanızın delisi olursanız bu işi kurtarıyorsunuz. Biz de davamızın delisi olmaya devam edeceğiz."
UĞUR BAYRAKTUTAN’DAN CERATTEPE İDDİASI
Artvin Cerattepe’de çıkarılmak istenen altın madeni ile ilgili Rize İdare Mahkemesi’nde görülecek davayı hatırlatan ve bu davada nihai karar aşamasına geldiklerini bildiren CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Cerattepe altın maden ihalesi ile bir iddiayı gündeme getirdi. Bayraktutan, "Maden ihalesi baştan aşağıya suç içeren bir rezaletti. Maden ihalesini Öz Altın Şirketi’nin aldı. Ancak daha sonra Cengiz Holding'e devretti. Bu ihalenin bir büyük ağabeyi daha var. Bunu TBMM kürsüsünde açıklayacağım" dedi.
"SUYUN PARTİSİ OLMAZ"
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise, Bizim gidecek başka dünyamız yok. Bu gemi batarsa hep birlikte batacağız. Çevre hakkı da bunun ayrılmazsa ayrılmazıdır. Tüm canlı alemleri bu dünyada yaşıyor. Suyun ticarileşmesine karşıyız. Su bir yaşam hakkıdır, bir insan hakkıdır. Suyu ticarileştirdiğinizde insan hakkını ticarileştirmiş olursunuz. Suya olan erişim hakkının engellenmesi demek ekmeğe erişimin engellenmesi anlamına gelir. Suyun partisi olmaz. Su isteyen bütün canlıların bir paydada buluşması gerekiyor." diye konuştu.
virahaber.com