Transbosphor Denizcilik Y.K Başkanı ve İMEAK DTO Yönetim Kurulu eski Üyesi Kapt. Mustafa Can, Kahramanmaraş merkezli depremlerin arama kurtarma, barınma ve sağlık hizmetleri için deniz araçlarının önemli olduğunu bir kere daha gösterdiğinin altını çizdi.
Kapt. Mustafa Can, beklenen İstanbul depremi öncesinde hızlıca kamu ve özel tüm deniz araçlarının afete göre planlanmasının bir mecburiyet haline geldiğini söyledi.
Deniz taşımacılığının depremlerde ne kadar önemli olduğuna değinen Kapt, Mustafa Can, “Deniz yolları her zaman açıktır. Hiç kimse kara yolu ile ulaşamazken binlerce tır, malzeme ve inşaat makineleri ro-ro ile iki gün gibi kısa bir sürede yüklenip İskenderun Limanı’na taşındı. Yine Türk Deniz Kuvvetleri’nin iki çıkarma gemisi hastane gemisine çevrildi ve şu ana kadar 50 bine yakın hastamızı sağlığına kavuşturdu. Karadeniz Holding’e ait iki gemi hem yüzlerce insanımızı ağırlıyor hem de sınavlara hazırlanan depremzede öğrencilerimize çalışma olanağı sunuyor” dedi.
Anadolu’dan yardım gelmeyecek
Kapt. Mustafa Can, İstanbul’da olası bir depremde yardımların ulaşamayacağını belirterek denizciliğin önemine dikkat çekti. Devamında şunları söyledi: “İstanbul devasa bir şehir ve deprem olduğunda Anadolu’dan İstanbul’dan gittiği gibi yardım gelmeyecek. Bunun için denizin, denizciliğin önemi on kat daha artıyor. İstanbul’daki bir depremde denizden ulaşım rahatça sağlanabilir. Bunu için de askeri gemiler, ro-ro’lar, yolcu gemileri en yakın şehirler de göz önüne alınarak planlanmalı.”
Cruise yatırımı yapılmalı
Yabancı firmaların gönderdiği cruise gemileriyle normal zamanda yolcu gemisi olarak kullanılan bu deniz araçlarının deprem zamanında kolayca barınmayı sağlayan evler haline gelebildiğini hatırlatan Kapt, Mustafa Can, “Eğer devletimiz kruvaziyer gemisi olan armatörlerimizi teşvik ederse – TDİ zamanında olduğu gibi - hem kendi limanlarımızda, Akdeniz’de, Yunan adalarında dolaşan yolcu gemilerimiz olur hem de bir afet durumunda barınma ve sağlık hizmetlerini hızlıca sağlayabilmek için ciddi bir adım atmış oluruz” diye kaydetti.
Hurdaya çıkan gemiler kullanılabilir
İTÜ Denizcilik Fakültesi’nde öğretim görevlisi iken Akdeniz adlı bir okul gemisi bulunduğunu, hem eğitim gemisi olarak kalması hem de çok hızlı bir şekilde hastane gemisine dönüşebilsin, depremlerde yara sarabilsin diye çok uğraştıklarını dile getiren Kapt, Mustafa Can, hurdaya çıkan kruvaziyer gemilerinin alınıp yolculuk yapılabilecek hale getirilebileceğini ifade etti.
Aynı zamanda denizcilik eğitimi alan öğrencilerin de stajlarını da yapabileceğini belirten Kapt, Mustafa Can daha önemlisinin ise acil ihtiyaç halinde de çok hızlı bir şekilde dönüştürülebileceğinin altını çizdi.
Yakın lokasyonlar kritik
Beklenen İstanbul depreminde şehre en kolay ulaşılacak yerlerin Şile, Ağva, Kandıra bandı olduğunu ve buralardan fay hattı geçmediği için depremden etkilenmeyeceğini söyleyen Kapt, Mustafa Can sözlerine şu şekilde devam etti: “AFAD gibi kuruluşların merkezlerini bu bölgelere taşıması elzemdir. Buradan şehre afet sonrası ulaşım da bu bölgelerden gemilerle çok rahat bir şekilde yapılabilir.”
Yüzlerce denizci enkaza koştu
Deprem bölgesindeki 3 bine yakın denizcinin hayatlarında ilk defa arama kurtarma faaliyetlerine katıldıklarını ve çok başarılı olduklarını belirten Kapt, Mustafa Can, “Lojistik bölümünde çalıştılar, enkazda çalıştılar. Unutmamalıyız ki biz denizciler depremlere her zaman hazırız, çünkü denizlerde her zaman en kötüsüne göre hazırlıklarımızı yapıyoruz” diye konuştu.
Türk Loydu’na yetki verilmeli
Son olarak Türk Loydu’na yetki verilmesi gerektiğine vurgu yapan Kapt, Mustafa Can, “Çelik yığını saclar nasıl dayanıyor? Nasıl hesaplanıyor ve neden bu gemiler batmıyor? Çünkü biz gemilerimizi loyd denen kuruluşlar test ediyorlar. Örneğin Türk Loydu bunu o kadar titizlikle yapıyor ki, bugün Akkuyu Nükleer Santrali’nden milli savaş gemilerimiz olan MİLGEM’lere, 1915 Çanakkale Köprüsü’ne kadar tüm denetlemelerde Türk Loydunu görüyoruz. Bu nedenle bina ve inşaat denetlemelerinin belediyelerden alınıp Türk Loydu gibi kuruluşları verilmesi yerinde olacaktır. Çünkü belediyeler oy kaygısı ile bazı şeyleri görmezlikten gelebilirler. Ancak bu Türk Loydu gibi firmalar öyle bir kaygıları olmadığı için denetlemelerini harfiyen yaparlar” dedi.
Vira Haber