Tekne ve yat sahiplerinin en büyük sorunlarından biri teknelerin suyun içinde kalan kısımlarının bakımıdır.Zamanla bu kısımları, deniz yaşamının vaz geçilmezleri olan, yosunlar, kabuklu midyeler veya balçık organizmalar ve türevleri kendilerine yer edinirler. “Kekamoz” adı verilen bu canlılar suyun teknenin altında akışını zorlaştırırlar. Bunları engellemek için kullanılan zehirli boyalar büyük önem taşımaktadır. Tekneler için zehirli boya ve kaplama hizmeti sağlayan Seajet Türkiye Temsilcisi Erkan İşler ve Seajet Türkiye Pazarlama Müdürü A.Ceyda Tuğlu, Türkiye’deki mevcut pazarı değerlendirirken aynı zamanda Seajet servis ve eğitimiyle ilgili merak edilen sorularımızı yanıtladı. Ürünleri ve kaliteleriyle ilgili bilgiler verirken, gelecek projelerinden de bahsetti.
Öncelikle sizi tanıyalım?
Sektöre girişimden bu yana30 yıl geçti. İlk işe Cerrahgil’de başladım. Acente veişletme bölümlerinde çalıştıktan sonra boya işine girdim. Bu sektör hoşuma gidince bir daha hiç değiştirmedim ve 1989’dan beri boya sektöründeyim. Kendim için çok büyük tecrübe olarak gördüğüm İstinye Tersanesi dönemlerini de gördüm. Kendi işimde de Türkiye’deki ilk enspektörüz.
Seajet’le birlikteliğiniz ne zaman başladı?
Seajet’le daha yeni çalışmaya başladık. Neredeyse bir sene oldu. Seajet Türkiye sekiz sene kendine bir yol aradı. Türkiye’nin önemli bir pazar olduğunun farkındaydılar.Seajet’le olan birlikteliğimiz sonrasışu anda tamamen yat sektöründe hizmet veriyoruz ve bu hizmetin kapsamı da sadece mega yatlar.
Seajet servis ve eğitim konusunda nasıl?
Eğitim ve teknik servise önem veriyoruz, bu yönde de daima kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Biz daha çok teknik ve eğitim alanında marina ve çekek yerlerinde destek veriyoruz. Şuana kadar Türkiye genelinde altı tane farklı marinada seminer verdik. Bu eğitimi uygulayıcı firma ve onların çalışanlarına verdik. Bizim bu eğitimlerde amacımız olayın doğrusunu göstermeye çalışmak. Mesela sadece bizde olan bir pervane ürünümüz var, bunun nasıl uygulanacağı hakkında bilgi veriyoruz. Teknik müdürümüz Mert Bey’le bu eğitimleri verdik. İlk önce Pendik Marinturk’te başladık.Ardından Ayvalık Setur, Kuşadası Setur,Marmaris,Turgutreis ve Göcek’te eğitim verdik. Çeşme ve Didim’de devamını yapmayı planlıyoruz. En son Tezmarin ile Seajet arasından bir anlaşma sağlandı. Burada önce teorik eğitimlerini verdik, daha sonra pratik eğitimlerine de devam edeceğiz. Firmalar bizden bir şey talep ettiği sürece her zaman yerine getirmeye çalışıyoruz. Boyamıza çok güveniyoruz. Piyasadaki en iyi boyalara, ürünlere sahibiz. Diğer ürünlerimize de güveniyoruz.
Özellikle İMO’nun boya içerikleriyle ilgili kısıtlamaları var? Bu sizi nasıl etkiliyor?
Yat teknolojisinden kullanılan boyalar kalaysız. Burada bir avantaj var. Japonlar kalaysız boya üretimine 1992’de başladılar. Biz Japon firması Chugoku’nun ürünlerini sattığımız için bu konuda yüksek bir kalite sunuyoruz.
Chogoku’yu Türk müşteriler tanıyor mu?
Chugoku’nun Türkiye pazarına girişi 1995. Onların da katkıları oldu. Daha sonra kendileri devam etmek istediler. Bayrağı Chugoku bize teslim etti. Diğer firmalar ise IMO kısıtlamaları çerçevesinde 2008’de kalaylı boyayı sonlandırdılar. Japonlar bu teknolojiye 1992’de başladılar ve bunun üzerine çok kafa yordular. Bunun için de teknolojileri çok ileride. Gemide de aynı uygulama geçerli. Japonlar da çok fazla reklamını yapmadılar bu uygulamanın. Bizim öyle gemilerimiz çıkıyor ki raspa çıkmıyor. Bir gemimiz üç sene sonunda bile raspa girmedi. MetzFaurı’nda yeni teknolojilerden bahsedildi. Şuan AB dolayısıyla yeni regülasyonlar geliyor. Türkiye de elbette etkilenecektir. Boyaların içindeki biyosit maddeler yavaş yavaş yasaklanacak. Seajet de bununla ilgili çalışmalarını tamamladı ve önümüzdeki yıl bu boyaları piyasaya sürecek. Diğer firmaların çok önündeyiz. Chugoku’nun üç temel çalışma prensibi vardır; ekoloji,inovasyon ve kalite. Ekolojiyle ilgili konularda özellikle gelen yeni uygulamaları çok yakından takip ediyor. Bununla ilgili önemli riskler de alıyor. Ticari kaygıdan sıyrılıyor.
Türkiye’deki mevcut pazarın geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye Japonlar için her zaman önemli. Bizleri kendilerine çok yakın hissediyorlar. Vize bile uygulamıyorlar. Pazar olarak değerli görüyorlar. Burada her zaman üretim yapmak istiyorlar. Bunun içinde adım attılar ama olmadı. Japonların gemi inşayla ilgili Türkiye için planları var. Chugoku’nun dünyada 38 tane fabrikası var. Mallar Türkiye’ye Hollanda’daki fabrikadan geliyor. Japonlar da Türkiye’ye çok sık geliyorlar. Japonların esas hedefi Türkiye’de üretim yapmak. Türkiye’yi bu konuda merkez olarak düşünüyorlar ama Japonların güvenini kazanmak lazım.
Ürünlerinizi farklı kılan unsur nedir?
Ürünlerdeki farklılıklarla beraber bizim satışa bakışımız farklı. Çok önemli firmalarla çalışıyoruz.Geminin özelliklerine göre boya vermek istiyoruz. Geminin neye ihtiyacı varsa onu satmaya çalışıyoruz. Eğer siz 6-7 firmalık bir rekabetteyseniz bunu yapmanız mümkün değil. Armatör de aldığı boyadan performans sağlamalı. Bunun için çok büyük paralar ödememeli. Kalite ve ihtiyacı olan ürünü almalı. Tüm bunların dışında sonucunu da izlemeli. Armatörler de performans sonuçlarını takip etmeliler.
Yeni yapılan Tuzla Marina’nın hemen yanındasınız. Marinayla ilgili hedefleriniz var mı?
Biz öncelikle burada görünmek istiyoruz. Buradaki amacımız birebir satış değil. Seajet’in burada olduğunu göstermek, insanlar buraya geldiği zaman Seajet’le ilgili her türlü bilgiyi almalarını istiyoruz. Burası bir merkez olacak. Satışımız Eastmarine üzerinde olacak. Başka yerde de faaliyet göstermeyi düşünmüyoruz. Şuan bütün Eastmarine’de ürünlerimiz satılıyor. Eastmarine’nin olmadığı yerde de disbritörlerler aracılığıyla satış gerçekleştiriliyor. Bunun dışında Eastmarine’ninonline satışı mevcut. Ayrıca bizim iddiamız bu ürün nereden alınırsa alınsın tek fiyat üzerinden alınacağı.
Katıldığınız ve katılacağınız fuarlardan bahsedersek eğer…
CNR Boat Show’a geçen sene olduğu gibi yine Eastmarine’yle katılacağız. Bu sene çok daha farklı bir boyutta olacak. Bu sene bir etkinlik yapmayı da düşünüyoruz. Bu seneki fuarda Seajet’in adı daha fazla duyulacak. CNR önemsediğimiz bir fuar. Europort’ta da yine Eastmarine’yle ortak bir çalışmamız olur. Bizim için en önemli olan etkinlik Metz. Çünkü merkezimiz orada.
Çevreyle ilgili çalışmalarınız var mı?
Chokogu çevreye çok fazla önem veren bir firma. Bakırsız boyalar üretti. 1992’den beri kalaysız boya satıyoruz. Çevre regülasyonlarını çok iyi takip ediyoruz. Çevre eğitimleri de veriyoruz. Ürünün nasıl kullanılmasını anlatmamız gerekiyor çünkü. Gerekli miktarda boya satmamız bile çevreye önem verdiğimizin bir göstergesi.
Deniz Ticareti ve Vira dergilerini nasıl buldunuz?
Deniz Ticareti Dergisi’ni çok eskiden beri takip ediyorum. Sektöre girdiğimde sektörü tanıma adına Deniz Ticareti Dergisi’nden çok fazla faydalandım. Örgütlü bir dergi. Vira’yı da gittiğimiz her yerde görüyoruz.
Deniz benim için özgürlük demek. Haftanın dört günü balık yiyorum. Deniz tatilini tercih ediyorum. Babam da denizci. Baş mühendis olarak görev yaptı yıllarca. Ben bir denizci ailesi olmak demek iyi bilirim. Çok zor bir hayattır. Denizin bereketinden faydalanmış insanlarız.
virahaber.com