İzmir’in yetiştirdiği Türkiye’nin en iyi denizcilerinden Sibel Karasu ve Özkan Gülkaynak, Yaşar Üniversitesi Denizcilik Topluluğu’nun konuğu oldu. Daha önce hiçbir Türk’ün gitmediği dünya denizlerinden geçerek Türk denizcilik tarihine isimlerini yazdıran ikili söyleşide önemli mesajlar verdiler. Yol arkadaşı Osman Atasoy’la birlikte Antarktika’ya Türk bayrağını diken ilk Türk denizci olan Sibel Karasu, 2048 yılına dek zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarının işletilmesine ilişkin alınacak kararlarda Türkiye’nin de söz sahibi olması için bu kıtada mutlaka bilimsel bir üssümüzün olması gerektiğini vurguladı.
HAYALLER AĞIR BASTI
Yaşar Üniversitesi Deniz ve Liman İşletmeciliği Programı ile Marina İşletme Programı öğrencileri tarafından kurulan Denizcilik Topluluğu’nun düzenlediği Denizcilik Haftası’na İzmirli denizciler Sibel Karasu ve Özkan Gülkaynak katıldı. Söyleşide, 2008 yılında yelkenci Osman Atasoy ile birlikte 14 metrelik ‘Uzaklar 2’ teknesiyle denizcilerin Everest’i sayılan Horn Burnu’nu aşma hayaliyle yola çıktıklarını ancak daha da zoru başararak Antarktika’ya ulaştıklarını belirten Sibel Karasu zorlu geçen 4 yıllık deniz yolculuğunu ve gelecek hayallerini gençlerle paylaştı. Osman Atasoy’la birlikte Antarktika’ya Türk bayrağını diken ilk Türk denizciler olarak tarihe geçen Sibel Karasu, “Herkes bu zorlu yolculuğa nasıl karar verdiğimi merak ediyor. Hayallerim ağır bastı ve yola çıkmaya karar verdim diyebilirim. Karar vermek karaya ulaşmaktan daha zor. Ama siz de hayallerinizin peşinden gitmekten korkmayın”
ANTARKTİKA’DA TÜRKİYE DE SÖZ SAHİBİ OLMALI
Güney Kutbu’nda yeryüzünün en soğuk yeri olarak bilinen Antarktika’da tam 1 buçuk ay zaman geçirdiklerini belirten dalış eğitmeni Karasu önemli bir uyarıda da bulundu. Karasu, “42 ayda 22 bin deniz mili yol kat ettik. En zor anlarımız Horn Burnu’ndan geçerken yaşadık. O zaman kendimi Tanrı’yla baş başa hissettim. Antarktika’da ise 1 buçuk ayımız geçti. Gerçekten muhteşem bir yer. Saf, temiz, el değmemiş ve kimseye ait olmayan bir yer… Ancak pek çok ülkenin bu eşsiz kıtada bilimsel araştırmalar yaptığını gördük. Burada Türkiye’nin de mutlaka bir bilimsel üssü olmalı. Biz Türk Bayrağı’nı diktik ve burada bir Türk üssünün olması için girişimlerde bulunduk. Küçücük bir tekne buraya gelmeyi başardı bir Türk üssü neden olmasın. İleride söz sahibi olabilmemiz için bir an önce bir üssümüzün olması şart” dedi.
4 yıllık deniz deneyimini bir kitapta toplayacağını belirten Karasu şimdiki en büyük hedefinin ise Kuzey Kutbu’na gidebilmek olduğunu söyledi.
DENİZLER BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
2006-2009 yılları arası kendi imkanlarıyla inşa ettiği ‘Kayıtsız 3’ isimli ahşap yelkenli ile hiçbir elektronik seyir aygıtı kullanmadan dünyayı dolaşan Özkan Gülkaynak ise söyleşinin ikinci konuğu olarak katıldı. Dünya çevresindeki 3 yıllık anılarını “Özgürlük Hattının Batısına” ismini verdiği kitapta toplayan Özkan Gülkaynak, “Denizler, insanlara karadaki düzeni anlatabilmek için çok büyük fırsatlar sunuyor. Yolculuğum esnasında Atlas Okyanusu’nda tamamen tek başına kalarak karadaki tüm etkilerden arındım. Karadaki insanların yarattığı düzensizlikleri ve hataları daha iyi anladım.
Çocukluğumuzdan beri bize öğretilen üretimin erdemi denizdeyken anlamsız geldi. Bozmadan üretmenin marifet olduğunu, gerekirse üretmemenin daha büyük erdem ve başarı olduğunu denizdeyken öğrendim” dedi.
virahaber.com