3. Mustafa’nın 1772’de kurduğu Mühendishane-i Bahri Hümayun yani Türkiye’nin ilk denizcilik eğitimi veren kurumdayız. Osmanlı – Rus Savaşı’nda bahriyemizin yaşadığı ağır yenilgiler sonrası dünya standartlarını yakalamak için kurulmuş bu okul: İstanbul Teknik Üniversitesi. Yani denizcilerin kurduğu bir okul burası. İTÜ’nün, Maslak kampüsündeki KSB binasındaki küçük bir atölyede, geneli 2. ve 3. Sınıf öğrenci olan gençler CalTech, Berkeley gibi dünyanın en önemli üniversitelerinin katıldığı bir yarışmaya hazırlanıyorlar.
Atölyenin ortasındaki büyükçe masada yarışmaya hazırladıkları araç var. Şimdilik ismi “Turkuaz”. Neden şimdilik diyorum çünkü ekip gelecek bir sponsorluk desteği ile aracın ismini değiştirebilecekleri esprisini yaptı. Onlardan sonra ise NASA’nın düzenlediği bir yarışma için Mars’a gönderilmek üzere uzay araçları tasarlayan bir ekip burada toplantı yapacak. Ekipte yazılımcılar, mekanikçiler, elektronikçiler beraber çalışıyor. Mekanik ekibi ağırlıklı olarak gemi inşaat fakültesi öğrencilerinden yazılım ve elektronik ekibi ise elektrik-elektronik fakültesi öğrencilerinden oluşuyor. Takımın organizasyon ekibi ise fuarlara, PR çalışmalarına, dergi-broşür ve sponsorluk gibi birçok görevle uğraşmakta. Bütün disiplinler koordineli olarak çalışıyor ve haftada bir kere bu atölyede toplantı düzenliyorlar. Toplantıda herkes kendi tarafında ne kadar yol aldığı ile ilgili ekibe rapor veriyor. Aslında ekip 2013 yılında kurulmuş ARIGE’nin mirasçısı. 2016 yılında kurulan ROV takımından ayrılarak, 2 senelik tecrübenin ardından 2018 yılında AUV takımını kurmuşlar.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi bünyesinde, Dr. Öğr. Üyesi Bilge Tutak danışmanlığında farklı birçok bölümden öğrencinin bir araya gelerek, geçtiğimiz iki senede Amerika’da düzenlenen MATE ROV (Remotely Operated Vehicle) yarışması için ortaya projeler çıkartan ve Türkiye’de düzenlenen çeşitli yarışmalarda birincilik elde eden İTÜ AUV (Autonomous Underwater Vehicle) Takımı bu sene de San Diego, California’da düzenlenecek olan Robosub’19 a katılmak için çalışıyor.
Takım Spare Parts isimli filmden etkilenerek kurulmuş. Film takımın katılacağı aynı yarışmaya maddi imkânsızlıklar ve manevi problemleri aşıp, katılan ve yarışmada başarı elde eden bir ekibin öyküsünü anlatıyor. Spare Parts filmi İTÜ AUV takımına ilham vermiş.
Üniversitelerin tasarladığı otonom su altı araçlarının hünerlerini sergilediği bu yarışma aslında ülkemizde sanayiye doğrudan hizmet edecek teknolojilerin geliştirilmesi için desteğe muhtaç. Aselsan gibi firmaların, geçmişte Deniz Ticaret Odası’nın sponsorluk desteği verdiği ekibe ise daha fazla maddi destek gerekiyor.
ELON MUSK’IN ŞİRKETİ SPACE X SPONSORLAR ARASINDA
RoboSub yarışmasından bahsedecek olursak; ilk defa 1997 yılında ABD’nin California Eyaleti San Diego şehrinde Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne ait TRANSDEC’te düzenlenen yarışma, dünyanın en prestijli otonom su altı yarışması AUVSI derneği ve Robonation tarafından gerçekleştiriliyor. Yarışmanın SpaceX, Northrop Grumman, Nvidia gibi alanlarında önde gelen sponsorları var. İTÜ AUV Takımı bu sene 22.si düzenlenecek bu büyük yarışmada ülkemizi temsil edecek.
Takımın tasarladığı Turkuaz bir AUV(Autonomous Underwater Vehicle). AUV otonom su altı aracı anlamına geliyor. Bu araçlar karadan direkt olarak yönlendirilmeden görevlendirildikleri bölgede otonom olarak hareket etme ve programlandıkları görevleri yerine getirme kabiliyetine sahipler. Çeşitli alanlarda çalışıp, alanlarına göre özel olarak donatılabiliyorlar. Son dönemde su altı teknolojisinin ön plana çıkmasıyla birlikte petrol endüstrisi, su altı araştırmaları ve özellikle savunma sanayi için AUV’ler daha çok ilgi çekmeye başladı. Özellikle Cumhurbaşkanlığı ve TÜBİTAK gibi kurumlar verdikleri desteklerle bu teknolojiyi yakından takip edip, ilgi gösteriyor. Yapay zekâ ürünü olan insansız su altı araçları, belirli bir mesafeden ve belirli bir derinlikte torpido fırlatabilme, robot kollarıyla nesneleri taşıyabilme ve renkleri ayırt edebilme gibi çeşitli özellikleri bünyesinde barındırıyor. İTÜ ekibinin hazırladığı “Turkuaz”, yapılan testlerde bu görevleri şimdilik başarı ile yürütüyor.
SENSÖR İÇİN SPONSOR ARAYIŞI
Fakat “Turkuaz”ın yarışmada daha iddialı hale gelebilmesi için lokalizasyonu sağlayacak bir sensöre ihtiyacı var. Ekibin DVL denilen su altında ses ile çalışan bir sensöre ihtiyacı var. Başka sensörlerde doğruluğu düşük sonuçlar almışlar. “İvmenin iki kez integralini aldığınızda aracın konumuna ulaşabiliyorsunuz ama bu yöntemle hata çok birikiyor. Farklı sensörle yapılan testte konum, doğru noktadayken bir anda burada olan araç sanki Amerika’daymış gibi olabiliyor. Bu şekilde aracın lokalizasyonunu su altında yapmayı planlıyoruz. 15 ila 20 bin dolar arası bir fiyatı var bu cihazın. 3 bin metre derinlikte çalışan versiyonları da var fakat bizim için 150-300 metre derinlikte çalışanları makul” diye durumu izah ediyorlar.
Ekibin Amerika’da katılacağı RoboSub’19 yarışmasında verilen birçok görev için yazılım ve mühendislik çalışmaları sürüyor. Bu görevler; görüntü işleme ile herhangi bir objenin bulunması, kapıların altından geçme tüm bunlar için lokalizasyonun iyi olması gerekiyor. Görevler önceden belirlenip yayınlanmış, ekip bu görevlere göre yazılımlarını yapıyor. Yarışma komitesi haziran ayına kadar tasarlanan aracın temel bazı hareketleri yaptığına dair bir video bekliyor. Yarışmada oldukça zorlu görevler var; yarışmaya pek çok takım katılmasına rağmen bu görevlerin hepsini yapan takım neredeyse yok.
AUV teknolojisi denizcilikle doğrudan alakalı ve tüm dünyada yeni yeni ilgilenilen bir dal. Türkiye’nin bu teknolojide dünyayı yakalamak için gerçekten vakti var. Ekip Türkiye’de bu işi çok daha üst endüstriyel seviyelere getirebileceğine inanıyor. AUV ve ROV; enerji sektöründe petrol arama çalışmalarının yanı sıra, askeri alanda mayın arama çalışmalarında da kullanılabiliyor…
“DOĞU AKDENİZ’İN GELECEĞİ SU ALTINDA”
Ekip, “Biz buraya hobi için gelmiyoruz. Maddi imkânsızlıklara rağmen, gerçekten emek veriyoruz” diyor. İTÜ takımının rakipleri arasında Berkeley, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü gibi rakipler var. Özel sektörün verdiği destek bir yana Amerika ve Çin Üniversiteleri için devletin bu tarz çalışmalara ayırdığı Ar-Ge bütçeleri bizimle kıyaslanamayacak kadar üst seviyelerde olsa da gereken destek sağlanırsa İTÜ takımının onlardan geri kalacak hiçbir yanı yok. Geçen sene şampiyon olan Mısır takımı da kendi özel sektörlerinden ve devletten ciddi destekler almış. Mısır’ın son yıllarda bu tarz çalışmalara özellikle destek vermesini Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına paralel olarak değerlendirebiliriz. Türkiye’nin de özellikle gelecekte Doğu Akdeniz’de milli teknolojileri ile ben de varım diyebilmesi için bu tarz çalışmalardan elde edilecek know-how’a daha fazla yatırım yapması elzem görünüyor.
“GELİŞEN BİR ALANA YATIRIM YAPILMALI”
Ekip bu projenin neden desteklenmesi sorusuna oldukça net bir cevap veriyor: “Özellikle otonom bir araç olması, bu tip araçların son zamanlarda fiziksel yeterliliklerinin artması, küçük hacimlerin içine çok güçlü bilgisayarların sığdırılması ile görüntü işleme odaklı, yapay zekâ odaklı sistemler geliştirebiliyoruz. Bunların hepsini şu gördüğünüz aracın içerisine sığdırabiliyoruz. Şu anda bu teknolojilerin bütün dünyada gördüğü ilgi artmakta. Dolayısıyla, tamamen otonom bu aracı yapıyor olmamız yeni bir teknoloji. Bugün Amazon su altı olmasa da kendi deposunda ürün getirip, götürmek için otonom robotları kullanıyor ve bunları kendileri geliştiriyor. Otonom hava araçları geliştirilerek askeri amaçlar da kullanılıyor. Su altı da gelişmekte olan ve ilgi gören bir alan. Şirketlerin bize sponsor olmasındaki bizim gördüğümüz en büyük sebep onların bu yeni teknolojiye yatırım yapmaları olur. Aynı zamanda bu teknoloji ile çalışabilecek, onları kullanabilecek insanlar yetişiyor burada. Ülkemize de bu projeye destek olarak uzun vadeli bir yatırım yapmış oluyorlar. Günümüzde kalkınmaların temelinde bu tarz bu projeler yatıyor.”
Kemal Can Kayar - Vira Haber