Pek çok kaynakta, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin gemi inşaatı ve deniz haritalarının yapılması konusunda ve ülkede ilk kez Batılı anlamda mühendislik eğitimi vermek üzere 1773 yılında Mühendishane-i Bahri-i Hümayun olarak kuruluşunun temeli olarak işaret edilen Tersane-i Amire (İmparatorluk Tersanesi); 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet’in emri ile inşa edildi. Kuruluşunda Osmanlı donanmasının merkez üssü olarak görev yapan tersanede, 17. yüzyılda yoğun bir şekilde gemi yapım, bakım ve onarım işleri yapar duruma erişirken aynı zamana bahriye ve mimarlık eğitimi ile denizcilik işleri gerçekleştirilmekteydi. 18. yüzyılda Avrupa’daki benzerlerinden daha büyük "Kuru Havuzlar" ile "Taş Kızaklar" kullanılmaya başlanmış, 19. yüzyıl sonrasında ise imalathane, fabrika ve sanayi yapıları inşa edilmişti.
Tarihteki Türk denizciliği ve gemi inşaatının günümüze ulaşan bu değerli hediyesi Tersane-i Amire için pek çok farklı disiplinden konuşmacının değerlendirmeleri bu seminer ile bir araya geldi.
Etkinlik, geçmişten günümüze başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm denizciler ve deniz sevdalıları ve aynı zamanda çok yakın tarihte yaşadığımız terör saldırısında hayatını kaybetmiş olan şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Deniz-Der Başkanı Abdullah Demirdöven’in açılış konuşmasını, Deniz-Der Onursal Başkanı Ali Can’ın konuşması izledi ve hem tarih hem de kültürümüze sahip çıkmak konusuna vurgu yapıldı.
Tarihin önemli gemilerinin değerlerinin bilinmesine vugu yapıldı
Etkinlik programı Prof. Dr. Reşat Baykal’ın Tersane-i Amire’nin tarihi ile ilgili sunumu, İzTV yapımcısı Savaş Karakaş’ın kısa filmi ve Amiral Cem Gürdeniz’in konuşmaları ile devam etti. Karakaş’ın kısa filmi ile Nusrat Mayın Gemisi, Muavenet-i Milliye ve Sultanhisar gibi tarihimizde önemli yere sahip gemilerin; satılıp, sökülüp, parçalanarak yitirildiği; ancak miraslarının Cumhuriyet olması sebebiyle bu gibi değerlerin korunması gerektiği konusuna dikkat çekildi.
Amiral Cem Gürdeniz’in konuşmasında ise; milletlerin kaderlerinin coğrafyaları ile belirlendiği, Anadolu’nun kaderinin de denizci olmak ve gemi inşa etmekte yattığı belirtilerek, Denizcilik ülküsünü başaran Anadolu’nun daha bağımsız, başarılı ve zengin olacağının altı çizildi.
Tersane-i Amire işleyen bir müze olmalı
Seminerin ikinci oturumunda Yüksek Mühendis Ozan Yurdugül’un sunumu ile Haliçport süreci, Haliç Dayanışması faaliyetleri ve Tersane-i Amire’nin son durumu ifade edilirken, dünyadaki örneklerine gönderme yapılarak Tersane-i Amire’nin işleyen bir müze olarak korunması gerektiği belirtildi. Takiben Yar. Doç. Dr. Murat Koraltürk’ün sunumunda Türk denizcilik kültürü ve dünya deniz ticaretindeki yeri özetlendi ve Yüksek Mühendis Tansel Timur’un sunumunda ise Tersane-i Amire’nin işleyen üretimine devam eden yaşayan bir tersane olarak faaliyetinin sağlanmasının önemine dikkat çekildi.
Etkinlik katılan konuşmacılara dernek yetkililerince gerçekleştirilen plaket takdimi ile son buldu.
ViraHaber.com