Greenpeace’in efsane gemisi Rainbow Warrior, hafta sonu İstanbul’daydı. Yüzlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan gemi, futbol stadyumlarında güneş enerjisi kullanımı için planlanan “Güneş için Omuz Omuza’ kampanyasını tanıttı.
Greenpeace’in simge haline gelen gemisi Rainbow Warrior geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Paşalimanı’na demirledi. İki gün boyunca her yaştan ziyaretçiyi ağırlayan geminin Türkiye’yi üçüncü ziyareti, Greenpeace Akdeniz’in güneş enerjisi kullanımını teşvik eden “Güneş için Omuz Omuza” projesini tanıtmayı ve hayata geçirmeyi hedefliyor.
‘Güneş için Omuz Omuza’
Greenpeace Akdeniz olarak Türkiye Süper Ligi’ndeki tüm kulüplerin stadyumlarını güneş enerjisine geçirmeye davet ettiklerini belirten Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Projesi Sorumlusu Duygu Kutluay,“Bu stadların enerji kaynağı olarak güneşi kullanmaları içinde bulundukları kentler için önemli bir örnek teşkil edecek, temiz enerji üretimi ile hava kirliliği sorununa çözüm sağlayacak, kent sakinlerine, yerel yönetimlere ve ulusal aktörlere ilham olacak” dedi.
Türkiye’nin yılda toplam 2 bin 700 saat güneşlenme süresiyle güneş enerjisi potansiyeli açısından çok zengin bir ülke olduğuna vurgu yapan Kutluay, şunları söyledi: “Türkiye mevcut güneş enerjisi potansiyelini kullandığı takdirde dünya lideri olma gücüne sahip ve bunu gerçekleştirebilir. Süper Lig’deki 18 kulübün de güneş enerjisiyle sahalarını aydınlatması mümkün. Böyle bir dönüşüm gerçekleştiği takdirde 18 kulübün stadı yılda 35 bin evin elektriğini sağlayacak kadar elektrik üretebilir. Böylece statlar gücünü temiz enerjiden alarak iklim değişikliğinin en büyük sebeplerinden biri olan karbon emisyonlarının azalmasını sağlayarak iklim değişikliğiyle mücadelenin bir öncüsü olabilir.
Stadyumlar seragazı emisyonuna katkı sağlıyor
Dünya nüfusunun yarısı ve Türkiye nüfusunun yaklaşık %90’ı kentlerde yaşıyor. Kentler gün gittikçe artan fosil yakıt bağımlılıkları nedeniyle bugün küresel seragazı emisyonlarında en büyük paya sahip olduğu gibi aynı zamanda iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek mekanlar. Şu an hissedilen ve zamanla daha da fazla hissedilecek olan etkiler ise şöyle:
1) Fosil yakıt kullanımına bağlı atmosferde biriken gazların artışı aynı zamanda kentlerde hava kirliliğinin çok daha ciddi bir sorun haline gelmesine neden olacak.
2) Kuraklık ve sel olaylarının artışı kentsel su kaynaklarını ve altyapısını olumsuz etkileyecek.
3) Kentsel altyapının zarar görmesi ve aşırı iklim koşulları halk sağlığını tehlikeye sokacak.
4) Kıyı bölgelerindeki yerleşimler su altında kalma riski ile karşı karşıya kalacak.
Futbol stadyumlarının konumları itibariyle her kentin merkezinde yer alan, kitleleri çeken ve varlığıyla kent kimliğini tanımlayan yapılar olduğuna vurgu yapan Greenpeace Akdeniz, enerji kullanımları nedeniyle de kentsel seragazı emisyonlarında da kayda değer bir paya sahip olduğuna işaret ediyor: “Greenpeace olarak, Süper Lig’deki tüm kulüplerin stadyumlarını güneş enerjisine geçirmeye davet ediyoruz. Bu stadların enerji kaynağı olarak güneşi kullanmaları içinde bulundukları kentler için önemli bir örnek teşkil edecek, temiz enerji üretimi ile hava kirliliği sorununa çözüm sağlayacak, kent sakinlerine, yerel yönetimlere ve ulusal aktörlere ilham olacak.”
Greenpeace Akdeniz halihazırda spor kulüpleriyle temas halinde ve kulüplerin güneş enerjisine geçmek için neler yapabileceğini anlatarak onlara rehberlik etmeye ve bir yol haritası çizmeye çalışıyor. Görüşmelerde güneş enerjisinin kulüplere ve dünyamıza olan faydaları, iklim değişikliğinde futbol kulüplerinin rolü gibi konular ele alınıyor. Görüşmeler, futbol sezonu açılana kadar sürecek.
İklim aktivistleri de gemideydi
Rainbow Warrior’ın iki günlük ziyaretinde İstanbullular gemiyi bir an olsun boş bırakmadı. Gruplar halinde gemiyi gezenler hem Rainbow Warrior’ın tarihini ve eylemlerini öğrenme hem de “Güneş için Omuz Omuza” projesi hakkında bilgi sahibi olma fırsatı yakaladı. Geminin mürettebatı da ziyaretçilerle temas kurarak kişisel deneyimlerini ve Greenpeace ve Rainbow Warrior’a katılma hikayelerini anlattı.
İklim aktivisti Greta Thunberg’in çağrısıyla Türkiye’de ‘okul grevi’ni başlatan Fridays 4 Future ve Parent 4 Future aktivistleri de gemiyi ziyaret edenler arasındaydı. İklim grevlerinin sözcüsü Atlas Sarrafoğlu ve arkadaşları, Rainbow Warrior’la tanıştı. Oyuncular Meltem Cumbul ve Önder Açıkbaş ise Rainbow Warrior deneyimlerini sosyal medya hesaplarından aktardı.
Üçüncü nesil Rainbow Warrior
Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı), 1985 yılında Fransa’nın nükleer denemesini protesto etmek amacıyla Yeni Zelanda’nın Auckland limanında demirlediği bir akşam, Fransız gizli servisinin bombalı saldırısına uğradı. Gövdesinde açılan büyük bir delikle sulara gömüldü. Greenpeace fotoğrafçısı Fernando Pereira bu saldırıda hayatını kaybetti. Gemi tekrardan yüzdürülse de, tam anlamıyla tamir edilemedi. Çevre suçlarıyla 20 yılı aşkın süre boyunca mücadele eden Rainbow Warrior II ise 2011 yılında emekliye ayrıldı. İstanbul’a demirleyen Rainbow Warrior III ise 2011 yılından beri çevre mücadelesini tüm gücüyle sürdürüyor. Büyük oranda kendi kendine yetebilen bu gemi, 8 tona kadar olan ekipmanları taşıyabilmesi ile, bilim insanlarına geniş imkanlar sunuyor. Yüzen bir iletişim merkezi görevi üstlenen gemi, çevresel yıkım gerçekleşen bölgelerden tüm dünya medyasına canlı yayın yapabiliyor.
En çevre dostu gemi
Rainbow Warrior’un mümkün olan en çevre dostu gemi olabilmesi için alanlarında uzman mühendisler çalıştı. Bu sayede oraya çıkan geminin özellikleri ise şöyle:
– Geminin gövdesi enerji verimliliği için özel olarak tasarlandı. Böylece gemi almış olduğu enerjiyi en yüksek performansla kullanmaya odaklanıyor.
– Gemi verimli ve yüksek hızda yol alabilmek için tasarlandı. Rainbow Warrior genellikle yelken kullanarak yol alıyor ve rotasını rüzgarın rotasına göre belirliyor.
– Rüzgarın sürüşe izin vermediği durumlarda elektrikli motor devreye giriyor.
– Gemide bazı noktalarda yer alan güneş panelleri elektrik üretilmesini sağlıyor.
– Sıcak su motor ısısını kullanarak üretiliyor.
– Rainbow Warrior çevre dostu bir boya sistemi ile boyandı.
– Gemide biyolojik arıtma sistemi var ve bunun yanında atıklar için bir depo da yer alıyor. Böylece atıkların geri dönüşümü de sağlanıyor.
Vira Haber