Türkiye'nin dünya enerji politikasındaki ağırlığı giderek artıyor. Ortadoğu, Hazar, Basra Körfezi ve Orta Asya'daki enerjiden sonra Doğu Akdeniz havzasında yeni keşfedilen dev rezervlerin de yine Türkiye üzerinden dünya pazarlarına aktarılmasının yolları aranıyor. Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama ve çıkarma çalışmaları hız kazandıkça Türkiye'ye dair yeni ittifak arayışları da netleşmeye başladı. İsrailli siyasetçiler doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasını politik nedenler ile riskli bulurken İsrail özel sektörü Türkiye üzerinden geçecek boru hattının maliyetleri dörtte bire düşürebileceğini belirtiyor ve tercihin Türkiye'den yana kullanılmasını istiyor. Siyasi karar vericiler NATO ve diğer ittifaklar nedeniyle Kıbrıs Rum kesimini sürece dahil etmekte ısrarcı olsa da İsrailli şirketler Türkiye ve İsrail özel şirketlerinin bu süreci siyasetçilerden bağımsız yürütebileceği görüşünde.
TEL AVİV'İ ES GEÇELİM
Son iki senedir enerji şirketlerinin temasları devam ederken İsrail tarafı siyasilerin bu projeyi ekonomik değil siyasi bir karar olarak göreceklerini, bu nedenle özel şirketlerin kendi aralarında harekete geçerek projeyi hayata geçirmelerinin doğru olacağını belirtiyor. Kudüs'te gerçekleşen bir toplantıda İsrail tarafı bunun için bazı fizibilitelerin yapıldığı, Avrupa Yatırım Bankası EIB'nin finansman sağlayabileceği bir model üzerinde çalışıldığını ifade etti.
ALTERNATİF ÇOK AMA…
Doğu Akdeniz'deki enerji hazinesinin keşfinden sonra İsrailli yetkililer ve sahada çalışan enerji şirketleri gazı Avrupa'ya taşımak için alternatif yollar önermişti. Boru hattı ile önce Kıbrıs Rum kesimi ve ardından Girit üzerinden Yunanistan'a ulaştırılmasını öngören proje daha ilk baştan elendi. Shell'in gündeme getirdiği 'yüzen LNG' terminali yani FLNG alternatifi ise İsrail açısından güven arz etmiyor. İsrail, kıyılarının hemen açığında olabilecek FLNG terminali modeli Hizbullah'ın hedefinde olur endişesiyle gündemden düştü.
İDDİALI RUMLARIN İŞİ ZOR
Tamar ve Leviathan gaz sahalarından çıkan doğal gazın Türkiye'ye ulaşması için İsrail-Lübnan-Suriye açığından yukarı doğru Türkiye'ye uzanan bir boru hattıyla taşınması söz konusu. Ancak İsrail bu hatla ilgili güvenlik endişeleri taşırken Kıbrıs üzerinden Türkiye'ye ulaşacak bir boru hattını tercih ediyor. Fakat Türk ve Rum kesimleri arasındaki münhasır ekonomik bölge ihtilafı ve 12. parselde bulunan Afrodit gazının paylaşımı ise bunun önündeki en büyük engel.
Ayrıca bu gazın ihracı da zor. Eco Energy Finans ve Stratejik Danışmanlık'ın CEO'su ve Dünya Bankası eski danışmanlarından Amit Mor, İsrail'in Kıbrıs'ın kendi doğal gazını işlemesi ve ihraç edebilmesi konusundaki çabaları için 'Kıbrıs Rum Kesimi için Afrodit'ten gazı adaya taşıyıp LNG'ye dönüştürüp tekrar gemilerle Asya ve Avrupa'ya ihraç etmek hem çok zaman alır, hem de çok maliyetli' yorumunu yaptı. Öte yandan Türkiye'ye 500 deniz mili mesafeden gelecek boru hattı ise sadece 3,5 milyar dolara mal olabilecek. Diğer alternatif hatların maliyeti ise 10 milyar dolardan az değil.
Türkiye'den geçen boru hatlarının maliyeti 3,5 milyar doları bulurken Türkiye dışındaki alternatif rotaların maliyeti ise 10 milyar dolara ulaşıyor.
Boru hattı barış hattı olacak mı?
İsrail-Kıbrıs-Türkiye ya da İsrail-Türkiye hattı üzerinden Avrupa'ya uzanabilecek boru hattının yıllardır süre gelen Kıbrıs probleminin ve hatta Türkiye-İsrail gerginliğinin çözümü olabileceği ileri sürülüyor. Ancak ekonomisi dipte olan Kıbrıs Rum kesiminin şu an elindeki tek ekonomik ve siyasi koz doğalgaz. Özellikle AB nezdinde Türkiye'ye karşı söylemek istediklerini bu kozu kullanarak söylemeye çalışıyor. İsrail-Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan arasındaki askeri, güvenlik ve stratejik ortaklığı ise Rum kesimine cesaret veren bir diğer faktör. Türkiye İsrail ilişkileri açısından bakıldığında ise iş dünyası söz konusu boru hattı projesinin bir an önce sonuçlanmasını bekliyor. Fakat yine de her şey siyasetçilerin iki dudağının arasında. Türkiye'nin Filistin meselesindeki duruşu oldukça net ve kırmızı çizgileri var.
Yeni enerji ittifakları doğuyor
Yeni yılın ilk günlerinde, 6 Ocak'ta Leviathan ortakları (ABD Merkezli Noble Energy, Delek Group ve Ratio Oil Exploration) ile Filistin enerji şirketi Palestine Power Generation Co ile 1 milyar 200 milyon dolarlık 20 yıl süreli doğal gaz satışına yönelik anlaşmaya imza attı. Uzun zamandır yüksek enerji fiyatları yüzünden Cuma protestolarına sahne olan Ürdün'de enerji ihtiyacı bitmezken İsrail'in Ürdün'e 15 km uzunluğunda bir boru hattı döşeyecek olması da söylentiler arasında. Türkiye ile siyasi ilişkilerin bir süredir gergin olmasından ötürü tüm yumurtaları aynı sepete koymak istemeyen İsrail, Mısır'a gaz satabilmek için Mısır yönetimi ile sıkı görüşmeler yapıyor. Bir sürpriz gelişme de geçtiğimiz yılın son günlerinde 25 Aralık'ta Suriye ve Rusya arasında imzalanan offshore gaz anlaşması oldu. Rusya bu anlaşmayla Suriye'nin Akdeniz sularında gaz arama hakkı elde etti. İsrail komşu ülkeler ve Avrupa'dan oluşan bir pazara yönelirken Rusya doğu Akdeniz'de oyunda ben de varım diyor.
İsrail'den 'gazlı zeytin dalı'
Çin'den sonra dünyada enerji ihtiyacı en çok artan ikinci ülke Türkiye. Son 10 yıl içerisinde Türkiye'nin enerji ithalatı iki katına çıkarken 2001-2011 arasında doğal gaz talebi de 3 kat arttı. 2030 yılına kadar bu talebin 2011 rakamlarını ikiye katlaması bekleniyor. İsrail ise Türkiye'ye Rus ve İran'dan daha ucuz fiyata gaz satabileceğini belirtiyor. Ancak Ankara da Türk enerji şirketleri de petrole endeksli gaz fiyat tekliflerini kabul etmeyi düşünmüyor.
Bu arada Avrupa'ya gaz satmayı hedefleyen İsrail açısından doğalgazın Rum kesimindeki Vasiliko terminalinde LNG'ye çevrilip Avrupa'ya ulaştırılması çok gerçekçi gözükmüyor. İsrail'in LNG devi Katar ve Shell ile rekabeti oldukça güç.
2011'den itibaren kimden ne kadar gaz alıyoruz?
Rusya: 6 milyar metreküp
Azerbaycan: 5 milyar metreküp
Cezayir: 4 milyar metre küp (LNG/sıvı gaz)
Nijerya: 1 milyar 200 milyar metre küp (LNG)
Trthaber