Kıbrıslı Rumlar’ın “1974’teki Türk işgalinden beri yaşadığımız en büyük felaket” diye niteledikleri patlamaya, güney sahillerindeki Limasol yakınlarında, turistik Mari köyü ve Evangelos Florakis Deniz Üssü civarında sabaha karşı çalılıklarda çıkan yangının neden olduğu sanılıyor.
Rum itfaiye yetkililerinin verdiği bilgiye göre dün sabah 04.27’de üs yakınlarında yangın çıktı. İtfaiye araçları bölgeye hareket ederken, 04.47’de bir patlama yaşandı. Yangın bir türlü söndürülemedi. Asıl büyük patlama, 06.00 sularında meydana geldi. Çevre köylerdekiler, uçak düştüğünü veya deprem olduğunu sandılar. Oysa yangın, Evangelos Florakis Deniz Üssü’nün cephaneliğine ulaşmıştı.
20 metre derinliğinde krater
Üç yıl önce İran’dan Suriye’ye giderken Rum makamları tarafından durdurulan bir gemiden çıkan barut dolu 98 adet konteynır, söz konusu üste tutuluyordu. Alevler bu konteynırlardan ikisine ulaşıp havaya uçurduğunda, büyük patlama da tetiklendi. Yerle bir olan askeri üste 600 metre çapında, 20 metre derinliğinde bir krater açıldı. İtfaiye araçları bile metrelerce havalanarak savruldu. Kesif duman nedeniyle Limasol-Lefkoşa otoyolu bir süre trafiğe kapatıldı.
Üs yakınlarında bulunan Vasiliku enerji santrali, ses dalgalarının etkisiyle ağır tahrip görerek devredışı kaldı. Çevre yerleşimlerde tek bir pencerede bile cam kalmadı. Üsten savrulan şarjör ve benzeri askeri malzemeler, şarapneller ve camlar yüzünden 2 kişi öldü. Görgü tanıklarının ifadesine göre bölge “bombalanmış” gibi. Çoğu evin yıkıldığı turistik Mari köyü ile çevresindeki üç tatil köyü tahliye edildi.
Elektrik, su, telefon...
Ölenlerin en az 5’i, üs yakınlarındaki yangına müdahale eden itfaiyeciler. Rum Sağlık Bakanlığı vatandaşlara kan bağışı çağrısı yaparken, acil hastalar haricinde kimsenin Larnaka, Limasol ve Lefkoşa’daki hastanelere gitmemesini istedi. Ayrıca ülkenin elektrik ihtiyacının yarısını karşılayan santralin devredışı kalması nedeniyle klimaların olabildiğince az çalıştırılması istendi. Santralde çıkan yangın, 60 itfaiyecinin çabasıyla saat 09.30’da kontrol altına alındı, ama onarımın aylar sürebileceği bildirildi. Ülkede havalimanlarına jeneratörlerle elektrik verilmeye başladı.
Zarar 2 milyar Euro
Elektrik kesintisi, sular idaresini de çökertti. Elektrikle çalışan tuzlu su arıtma tesislerine bağlı olan ülkede, Lefkoşa’nın Rum kesimine her 48 saatte ancak 12 saat su verilebileceği açıklandı. Su kesintileri nedeniyle tarım da darbe alacak. Ayrıca dün Ada’da telefon şebekeleri kilitlendi, hatta internet bile yavaşladı. Maddi zarar 2 milyar Euro’yu aşabilir.
Hristofyas: Kara temmuza kara bir gün eklendi
Olay yerine giden Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 15 Temmuz 1974 darbesi ve 20 Temmuz Barış Harekatı’na atıfta bulunarak, “Kara temmuza bir kara gün daha eklendi” dedi. Patlamadan sonra üs çevresini gören az sayıda insandan biri olan Hristofyas, “Bombalanmış gibi görünen o coğrafyanın manzarası nasıl tarif edilir? Kutsal kitaplarda görülen türden bir felaket, yıkım mı? Bu tarif gerçeği yansıtıyor” dedi.
Üç günlük yas
Rum yönetimi İçişleri Bakanı Neoklis Silikiotis de bölgede inceleme yapmasının ardından, Mari sakinlerinin bir süre otellerde barındırılacağını, Psematismeno (Yalancıköy), Maroni, Dohni (Taşkent), Kalavason ve Pendakomo (Beşevler) köylerinin de patlamadan hafif şekilde etkilendiğini açıkladı.
Hristofyas başkanlığında olağanüstü toplanan bakanlar kurulu, patlama dolayısıyla üç günlük yas ilan etti.
Bakan ve komutan hemen istifa etti
Felaket üzerine Savunma Bakanı Kostas Papakostas ile Güney Kıbrıs Milli Muhafız Komutanı Petros Çalıklıdes istifalarını sundu. Rum lider Dimitris Hristofyas, dün öğleden sonra yapılan olağanüstü bakanlar kurulu toplantısında istifaları kabul etti. Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, Çek Cumhuriyeti ziyaretini yarıda kesip ülkesine dönerek toplantıya katıldı. İstifa eden bakan ve komutanlar, halefleri belirleninceye kadar göreve devam edecek.
Üs komutanı öldü
Deniz üssünün Yunan komutanı Andreas İoannidis de ölenler arasında. Üsteki yaralıların dahi güvenlik çemberinin sınırına kadar taşındıktan sonra ambulanslara alındığı bildirildi.
SABOTAJ MI
Rum yetkililer, sabotaj ihtimali bulunmadığını vurguluyor. Ancak Rum internet sitelerinde aksi yönde iddialar da mevcut. Defencenet.gr sitesinin güvenilir kaynaklara dayanarak verdiği bilgilere göre dün sabaha karşı, yangından önce sözkonusu deniz üssünden bir işaret fişeği ateşlendi. Bunun üs çevresindeki “şüpheli hareketler” nedeniyle nöbetçi bir asker tarafından ateşlenmiş olabileceği bildirildi. Rum ordusu için stratejik öneme sahip, yerden yere Exocet MM-40 füzelerinin de havaya uçan üste tutulduğu bildirildi. National Forum adlı blogda ise “Rum ordusunun en seçkin komandoları bu üste kalıyordu. Şans eseri patlama sırasında tatbikat için gittikleri Aya Napa’da bulunuyorlardı. Belki de olası sabotajın hedefi onlardı” ifadeleri kullanıldı.
Geçen hafta yangın çıkmış
Rum devlet televizyonu CNA’ya göre bazı komutanlar, İran kaynaklı mühimmatın Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde saklanma koşullarıyla ilgili endişelerini son haftalarda birkaç kez dile getirmişlerdi. Geçen hafta da üste yangın sonucu küçük bir patlamanın yaşandığı, ancak bunun gizli tutulduğu öne sürülüyor.
İran’ın barutu kıyamet oldu
DÜNKÜ patlamadan saatler sonra İran büyükelçisi Lefkoşa’da Rum Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti. İran’dan Suriye’ye gizlice Rus malı barut taşıyan Rum bayraklı M/V Monchegorsk gemisi, 29 Ocak 2009’da ABD’nin talebi üzerine Rum makamları tarafından durdurulmuştu. BM’nin İran’a yönelik silah ambargosu gereği Limasol’a çekilen gemiden 98 konteynır dolusu barut çıkmıştı. BM Güvenlik Konseyi bu nakliyatla İran’ın ambargoyu çiğnediğini 2009 martında açıklamıştı.
2010’da satılıp jilet yapılan Monchegorsk gemisi ile ilgili bir iddia, geçen ay ortaya çıkmıştı. WikiLeaks’e sızan bir Amerikan diplomatik yazışmasına göre Kıbrıslı Rumlar’ın bu konuda bir süre ABD’ye direnmelerinin arkasında, KKTC var. Rumlar, gemiye el koyarlarsa Suriye’nin KKTC’yi tanıyabileceğinden korkmuşlar.
Hürriyet