İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) 61. Meclis toplantısı Meclis Başkan Vekili Faruk Ürkmez Başkanlığında 15 Şubat Perşembe günü (dün) gerçekleştirildi. Toplantıya konuk olarak katılan ve bir konuşma yapan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener’in açıklamaları sonrası 61. Meclis oldukça gergin bir havada seyretti.
UTİKAD Başkanı Emre Eldener’in UTİKAD ile DTO’nun daha fazla iş birliği içinde olması gerektiğini belirterek kendilerine destek veren Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit’e teşekkür etti ve ‘’Ordino savaşında Deniz Ticaret Odası’nı daha fazla yanımızda görmek isterdik’’ dedi.
Ordino konusunda Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile görüştüklerini de belirten Eldener; “Yaklaşık 1-1.5 ay önce Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’dan randevu alıp yanına gittik. Ordino konusunda kendi pozisyonumuzu anlatmamız gerekliydi. UTİKAD ordino ve diğer masraflar konusunda kısıtlama getirilmemesi gerektiğini düşünen bir dernek. Şu anda çıkarılan ve çıkarılmakta olan birtakım yönetmeliklerde devletin ihtiyaç gördüğü alanlarda özellikle lokal masraflara müdahale etme hakkı olduğunu görüyoruz. Ordinonun fiyatının sınırlandırılması konusunun nereden çıktığını anladık,” şeklinde konuştu.
2000 yılından beri ordino konusunun gümrükle ilgisi kalmadığını vurgulayan Eldener; “Ordino savaşında Deniz Ticaret Odası’nı daha fazla yanımızda görmek isterdik. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda kurumsal anlamda daha fazla iş birliği yaparız. Kendimizi Deniz Ticaret Odası bünyesinde daha güçlü hissedeceğiz. Bundan sonraki dönemlerde inşallah birlikte daha çok çalışma şansımız olacak,” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bu sözler, UTİKAD Başkanı Emre Eldener’in ardından kürsüye gelen İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan tarafından yanlış bir zamanlamayla söylenmiş hatalı sözler olarak değerlendirildi. Kalkavan konuşmasında “Burada UTİKAD Başkanından UTİKAD’ın ne olduğu ve ne iş yaptığıyla ilgili kapsamlı bir sunum beklerdik. Fakat kendisi bunu yapmak yerine ordino konusunu açtı ve bize teşekkür etmesi gerekirken sitemde bulundu. Benim önüme gelip bana sitem edilmesi hoş değil,’’ dedi.
Kalkavan konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Ordino konusu çok hazin. Siz Deniz Ticaret Odası ile temas kurdunuz mu? Kurmadınız. Vapur Donatanları 278 üyemizi temsil ediyor. Biz bin 150 üyeyi temsil ediyoruz. Sizde olmayan ama bizde olan üyeler var. Siz kavga ediyorsunuz. Denizcilik Müsteşarlığı Bakanlığımızla çalışıp Recep Akdağ’ı ikna eden biziz. Ordinonun sonuna yetiştiniz ayrıca işin başında provokasyon yaptınız. Bunun çözümü basın önünde kavga etmek değildir. Bize sormanız gerekirdi ama sormadınız. Ordino bizim olayımız. Acenteler bizde, bu sebeple ordino da bizde. Bakanlıkla çalışıp biz çözdük. Ben devletimle medya önünde tartışmam. Sorunlarımı makul bir şekilde çözerim.”
Metin Kalkavan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu konusunda da çok çaba sarf ettiklerini ve ayrıca mecliste olan torba kanunda limanlarla ilgili çok ciddi bir madde olduğunu belirterek; “Mecliste olan torba kanununda limanlarla ilgili çok ciddi bir madde var. Ve tamamen yatırım ortamıyla ilgisi olmayan bir iyileştirme kanunu var. Yatırım ortamıyla zıt bir konu. Sağ olsun Altan Köseoğlu ve ARKAS’tan arkadaşımızla birlikte çok emek verdik. Kanun meclisten geçerse anlatacağım. İlaveten her önüne gelen ithal mala istediği tarifeyi uygulayamaz. Bu tarife yakında çıkacak. Çünkü kamu görevi yapıyoruz. Kamu menfaatine çalışan meslek teşekkülüyüz. Her şeyin bir formalitesi var. Her şeyin bir makulü var. Bunlara tarife gelecek ve destekliyoruz,” şeklinde konuştu.
“AFRİN OPERASYONU’NU DESTEKLİYORUZ”
Türk Silahlı Kuvvetlerince sınır güvenliğini sağlamak adına düzenlenen Zeytindalı Operasyonu’na ilişkin konuşan Kalkavan “Afrin operasyonu var. Zorunlu olan bir operasyon ve destekliyoruz. Biz terör kuşağıyız. Ama mücadele edeceğiz. Onlar orada bizler de burada ticari mücadele edeceğiz. Refahı arttırmaya devam edeceğiz. Şehitlere rahmet olsun,” dedi.
“KİMSE DENİZ TİCARET ODASI’NA YA DA METİN KALKAVAN’A DÜŞMAN DEĞİL”
Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit de, Metin Kalkavan’ın üslubuna vurgu yaparak "Türk toplumunun yerel kabullerinde kendisi misafirimizdir. Umuyorum kendisine karşı yapılan üslubu herkes görmüştür. Kurumlarla düşman olunmaz. Bir kurumun içindeki yöneticilerin tamamı ya da bir kısmı, bir yeri destekleyebilir. Zaten desteklediği kişi de biliyorsunuz İMEAK DTO üyesi. Dolayısıyla geçen yapılan seçimde bizi desteklemedi gibi şeyler konuşulmasının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Kimse Deniz Ticaret Odası’na, Metin Kalkavan’a ya da diğer meclis üyelerine düşman değil. Burada seçim var ve seçimin olduğu yerde adalet vardır. Bu demokratik bir süreç. Dolayısıyla cümlenin bir yerinde geçen ‘Vapurdan atanlara teşekkür ediyorum’ diye bir söz söylendi diye ‘Benim üslubum Recep Bey'le aynı değildir’ demek doğru bir üslup değil. Ben basın ile kavga mı yapıyorum? Ben basın üstünden beyan mı veriyorum? Yaptığımız hiçbir şey yok,” dedi.
“UTİKAD BAŞKANININ ZAMANLAMASI MANİDAR”
Türkiye Denizcilik Sektör Meclis Başkanı Erol Yücel ile TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete ise konuşmalarında Eldener’in sözlerini değerlendirdiler ve DTO’nun söylenenin aksine ordino konusunda son derece kapsayıcı ve yapıcı bir tavır sergileyip konuyu çözüme kavuşturduğuna dikkat çektiler.
Türkiye Denizcilik Sektör Meclis Başkanı Erol Yücel, UTİKAD Başkanı'nın “Sağ olsun VDA sahip çıktı, Oda bize sahip çıkmadı’ diyerek sitemde bulunduğunu aktarırken, TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete de, "UTİKAD Başkanı ile birkaç sistemde birlikte çalışıyoruz. Her yıl büyük bir toplantı yapılır. Neden bu kadar imkan varken bu konuyu dile getirmediler," diye sordu.
“MARİNALARA TALEPLER AZALDI”
İMEAK DTO Antalya Şubesi Başkanı B. İnanç Kendiroğlu ise Mavi Yolculuk ve Dalış Turizmi fuarlarından bahsetti. Bu sene Almanya'da ülke vizyonu olarak farklı bir şey gördüm diyerek sözlerine başlayan Kendiroğlu; “Her sene Almanya'ya gittiğimizde Türkiye aleyhine propagandalar, çalışmalar ve birtakım farklı olaylarla karşılaşıyorduk haberlerde özellikle televizyon kanallarında. Bu sene gittiğimiz zaman Afrin Operasyonu’nun yeni başladığı günlere denk geliyordu, kanalda sadece şöyle bir şey geçtiler. Bu da ülkemiz adına çok önemli bir şey diye düşünüyorum.”
Mavi Yolculuk ve Dalış Turizmi, açısından olumlu ve verimli bir fuar gerçekleştiğini de aktaran Kendiroğlu; “Arkadaşlarımıza birebir ürün satışımızla ilgili katılımcılardan bu sene çok güzel dönüşler oldu. Özellikle mavi yolculuk ve dalış turizmi açısından olumlu ve verimli bir fuar gerçekleşti. Fakat yanlış bilgilendirmeler ve yönlendirmelerden dolayı marinalara talepler azaldı. Tabi bu her sene farklılık gösterebiliyor. İki sene önce fuarda tamamen marinalarımıza talepler olmuştu. Çok ciddi anlamda Yunan tarafına eklenen marinalar açısından bir talep olmuştu. Antalya'daki STK Başkanlarımızın hepsi bizi ziyaret ettiler, onlarla birkaç gün orada vakit geçirdik. Verimli bir fuar oldu,” şeklinde konuştu.
ITB Berlin'de yer alacaklarını da söyleyen Kendiroğlu; “Bundan sonra ITB Berlin’de yer alacağız, bu sene yetiştirebildiğimiz kadar stant yeri aldık. ITB (Dünya Uluslararası Turizm Borsası)'da dünyanın turizminin fiyatı belirleniyor, bu çok önemli. Örneğin; bu sene Antalya Belek bölgesinde bulunan herhangi bir otelin, hangi ayda hangi fiyattan kiralanacağını, satılacak olan bütün turların fiyatları orada belirleniyor. Çünkü dünya genelindeki bütün acentelerin patronları orada. İlk üç gün sadece profesyoneller bulunuyor, dışarıdan bir ziyaretçi kabul edilmiyor. Oradaki profesyoneller, profesyonellerle doğrudan iletişim halinde. Bizde özellikle marinayı çok ilgilendiren bir kısmı olmadığı için, mavi yolculuk ve dalış turizm gruplarımızla Mart ayında katılacağız. Bundan sonraki fuarlara da yönetim kurulu ve başkanımızın desteğiyle devam ettireceğimizi umuyorum,” dedi.
“DENİZ TİCARETİNDE DAHA GİRİŞKEN, DAHA AKTİF OLMALIYIZ”
Toplantıda söz alan konuşmacılardan biri de Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Yusuf Ziya Çakır’dı. Çakır; Deniz Ticaret Odası’ndan deniz ticaretinde daha girişken olmasını beklediklerini belirterek; “Deniz Ticaret Odası’ndan ricamız deniz ticaretimizde daha girişken, daha aktif olması. Karadeniz’de deniz ticareti bu eksiklerin giderilmesiyle gelişir. Çünkü bu bölgede daha ciddi yatırımlara ihtiyacımız var,” dedi.
Yusuf Ziya Çakır’ı ardından kürsüye çıkan Her Nevi Yolcu Taşımacılığı ve Turistik Amaçlı Gemi İşletmeciliği Komitesi Başkanı Barbaros Mete ise, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıtaların Bebek Koyu’nda teknelere yönelik yapmış oldukları toplama kararına ilişkin konuştu.
Mete; “Tekniklerimize bir operasyon yapıldı. Operasyondan 3 gün önce bize tebellür ettiler fakat kararın altında belediye başkanının imzası yoktu, usulsüzdü bu. Metin Kalkavan’ı aradım bu durumla ilgili. Başkanımız da Müsteşarımızı aradı ve böylece Belediye Başkanı’ndan çözüm süreci için yaza kadar müsaade aldık. Bize tebligat geldi. Bizim deniz araçlarımızın oraya demir atma ve durma iznimizin olmadığı yazıyordu. Tekneleri kaldırmak için emniyet güçleri gelecek demek oluyordu bu tebligat. Vali yardımcımızı aradım, cevap istedik. Valilik bize olumlu dönüş yaptı ve operasyonlar durdu. Bunun dışında liman başkanlığında izin olmadığı için bizim teknelerimiz kalktı. Biz kalktığımızda diğerleri de kalkacak mı? Öteki koylarda koyacak yer arayacağız, yer olmadığı için bir yere 6 kişi girmeye çalışacağız ve burada sıkıntı çıkacak, tekne terörü yaşanacak. Bu tekneler kalkınca yerine başka tekne gelecekse, biz neden kalktık o zaman? Çözüm süreçleriyle ilgili toplantılar gerçekleştirdik. Olumlu da geçti ama sonra bize tebligat geldi,” dedi.
Ayrıca Kabataş’ta ve Üsküdar’da da sorunlar yaşadıklarını vurgulayan Mete şu anda yolcuları alacak yerleri olmadığını ve bu durumun da mevcut tekneleri satışa çıkarmaya götüreceğini belirtti.
“BU ŞARTLARDA BEYAZ BAYRAĞI TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Cihan Ergenç kürsüde yaptığı konuşmada, "KOSTER filomuzdaki gemilerin yaş ortalaması 30’ların üstünde. Bu şartlarda denizcilik yapmak, Türk bayrağını beyaz bayrakta tutmak mümkün değil," dedi.
Piyasaların 2009 yılından beri ciddi bir krizde olduğunu dile getiren Ergenç, "Sektör 2010-2015 döneminde derin bir krizin ardından, iki sene önce de bir düzeltme ve yükselme sürecine girmişti. Bu aylarda her ne kadar biraz gerilese de Mart ayından itibaren piyasaların yeniden toparlanacağı ve önümüzdeki iki yıl piyasaların iyi gideceğini düşünüyorum. Bunun bir çok sebebi var; Piyasaların kötü olması, Uzakdoğu’da tersanelerin kapanması, batıdaki klasik kredi imkanlarının yok olması ve yeni kurallar bunların cabası," şeklinde konuştu.
Milli KOSTER Yenileme Projesi'ne katkı sağlandığını belirten Ergenç, "Eksiklikleri, ilave ya da katkı sunacaklarınız olabilir. Bunlar son derece doğal. Stratejik projeye tam destek ver. Gerçekten Türk bayrağındaki filoya baktığımız zaman bazı büyük tonajlı genç gemiler var. Onları çıkardığınız zaman, KOSTER filomuzdaki gemilerin yaş ortalaması 30’ların üstünde. Bu şartlarda denizcilik yapmak, Türk bayrağını beyaz bayrakta tutmak mümkün değil. Ne yaparsanız yapın. Türkiye’nin en iyi armatörlerini getirin yine de zorlanırız," dedi.
“DTO’DA BİZE YER VERİLMİYOR”
Kürsüde söz alan konuşmacılardan Kaptan Ömer Ketenci ise bir yatçı olduğundan ve Deniz Ticaret Odası toplantılarında yatçılarla ilgili herhangi bir konuşma yapılmadığından şikayetçi oldu. Türkiye’de yatçılar nasıl yetişir veya mevcut yatçıların bu sektöre nasıl girdiğiyle ilgili bilgilendirme yapılmasını talep etti.
Türkiye Yat Kaptanları Derneği’nin 12 bin üyesi olduğunu ve bu kadar sayıda kaptanın da nasıl yetiştiğine dair DTO toplantılarında sunumlar yapılmasını isteyerek konuşmasını sonlandırdı.
“STK’LAR KENDİLERİNİ DTO’YA EŞDEĞER VEYA RAKİP GÖRMEMELİ”
Toplantıda söz alan Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Ali Deniz Eraydın ise kürsüde yaptığı konuşmada bunker sektörünün son 5 yıldaki gelişiminden bahsetti.
Son 5 yılda boğazlarımızdan geçen gemi sayısının yüzde 10 azaldığını fakat yakıt ikmal miktarının arttığını vurgulayan Eraydın sözlerini şöyle sürdürdü; ‘‘İstanbul’un pazar payını artıracak şekle 25 yılda gelmişiz. Bu işi tersine çevirmemiz aşağı yukarı 23 senemizi almış. Pire’de yakıt ikmallerine katıldım. Olay müşteri değil, ikmalci memnuniyeti üzerine kurulduğu için bir terslik var. Tabi biz bunu müşteri memnuniyeti odaklı olacak ve İstanbul’un pazara payını artırtacak şekle 23 sende getirmişiz. Son 5 yılın rakamlarına bakarsanız daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum; 2013’de boğazlarımızdan 47 bin gemi geçti, 1.4 ton yakıt ikmali yapıldı. 2014’te 46 bin gemi geçti, 1.8 milyon ton ikmal yapıldı. 2015 43 bin gemi geçti, 2 milyon tonun biraz üzerinde ikmal yapıldı. 2016 yılında 42 bin 500 gemi geçti, biz 2.3 milyon tonun biraz altında yakıt ikmali yaptık. 2017 yılında ise 43 bin gemi geçti ve 2.8 milyon civarında yakıt ikmali yapıldı.”
Bunker sektörünün özellikle son 5 yıldaki başarısının, yurtiçi ve yurtdışında yapılan organize çalışmalara dayandığını aktaran Deniz Eraydın; “Yaklaşık üç senedir krizden geçiyoruz, ona rağmen iyi durumdayız. Bunun arkasında yurtiçinde ve yurtdışında yaptığımız organize çalışmalar yatıyor. Bu sadece bunker sektörümüzün değil, Türk denizciliğimizin başarısı. Bu başarının başlangıç noktası yaklaşık 5 yıl önce 2013 yılında bu salonda yapılan bir toplantıya dayanıyor. Bunker başlığını yenilemek istemeyenler eski başlığını cidarlı kullanılması için baskı yapıyorlar. Sektör ne isterse onu yaparız ama önce beni dinleyin dedim. Bunker başlığımızı yenilemenin operasyonel faydalarını anlattığım bir sunum yaptım. O toplantıda birtakım tahminlerde bulunmuşum. Denizcilik krizinin önümüzdeki 5-6 sene durulmasını beklemeyiniz. Önümüzdeki fırsatları inceleyip yatırım yapmamız gerek eğer bunları yaparsak 2017 yılı itibariyle 2 milyon ton ikmale ulaşabiliriz demiştim. Arkadaşlar tepki gösterdiler. Daha sonra toplantıya katılan herkes süreyi uzatmak yerine başlıkları yenileme kararı aldı,” dedi.
Çalışmalarımızda bizi destekleyen bir sektöre sahibiz diyen Eraydın; ‘Komitelerimizde ve derneklerimizde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız çok şanslı. 2013 sonlarında limancılarla yakıtçılar arasında tartışma çıkmıştı. Limanlarda yakıt ikmali yapamaz hale gelmiştik. Suat Hayri Aka’nın ve Altan Köseoğlu’nun desteğiyle bu sorunu çözdük.’ şeklinde konuştu.
Yurtdışında ve yurtiçinde sunumlar yaparak, bunker sektörünü anlattıklarını aktaran Eraydın; “Bazı arkadaşlarımızın yurtdışında sektörümüzü kötülemekten vazgeçmesi lazım. Yurtiçinde birkaç sunum verdik hem sektörümüzü hem devletimizi bilgilendirdik. Gemi adamlarımızı eğittik, bunker başlıklarımızı modifiye ettik. Sektörümüzle ilgili yurtdışı basınına günbegün bilgi verdik. Dubai, Atina gibi şehirlerde sunumlar verdik. Bu sunumlarda özellikle son 3 senede Deniz Ticaret Odamızın Türk denizciliğine desteğini anlattık. Bunun aksini iddia edenleri gerektiği yerlerde afişe ettik,” dedi.
Son zamanlarda gündemde olan Koster Yenileme Projesi’nin bunker sektörü için çok önemli olduğunu belirten Eraydın, ikmal unsurlarını bu proje ile yenileyeceklerini ve bu projeyle beraber 30’a yakın tanker inşa edebileceklerini dile getirdi.
Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Ali Deniz Eraydın; ülkemizin bölgesel süper güç olacağını düşündüğünü aktararak; ‘Bölgesel süper güç olacağımızı düşünüyorum. Bunun için güçlü ekonomi gerek, güçlü ekonomi için uluslararası ticarette güç şart. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği; uluslararası ticarette rekabet ederken, yatırım yapar halde kalan sektörlerimize bağlıdır görüşündeyiz,” dedi.
Uluslararası ticarette, denizcilik sektörümüz için DTO’nun ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşları’nın belirleyici rol oynadığını düşünüyorum diye sözlerini sürdüren Eraydın; “STK’lar kendilerini DTO’ya eşdeğer veya rakip görmemeli, işbirliği içinde olmalıdır. Ancak bu kendi kişisel çıkarları için, bedeli ödenmiş deneyimle kazanılmış kazançlarımızı devam ettirir,” şeklinde konuştu.
Vira Haber