İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığında açılışı yapılan toplantıda gündeme geçilmeden önce vefat eden kişilerin isimleri okundu ve kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilendi.
Toplantı 09.09.2021 zabıtları, 2021 ağustos ayı mizanı ve İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 8 nolu daimi takdir komisyonuna İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından 2 asil 2 yedek üye belirlenmesinin onaylanması ile devam etti.
Toplantıda, İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın eylül ayı faaliyetlerinin sunumu meclis üyeleri ile paylaşıldı. Sunumun ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran konuşmasını yaptı.
Tamer Kıran şöyle konuştu: "TOBB ile birlikte Amerika'daki muhattab kuruluşu ABD Ticaret Odası’nın Washington'da Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın teşrifleriyle gerçekleştireceği toplantı dolayısıyla bu ay ki meclis toplantısına ABD’den zoom aracılığı ile katılıyorum.
Burada bulunduğum sürece TOBB olarak Ticaret Bakanlığı'mızın desteği ile Şikago’da kurduğumuz Türk Ticaret Merkezi’ne ziyaret edeceğim. Ülkemizden ABD pazarına ihracat yapma potansiyeline sahip olduğunu tespit ettiğimiz küçük ve orta ölçekli sanayicilerimiz ABD pazarına getirmek için burada şirket kurulmasından satış sonrası hizmetlere kadar her alanda tek durak ofis prensibiyle çalışan Türk Ticaret Merkezi TOBB tarafından yurt dışında açılan ilk Türk ticaret merkezi olma özelliğini taşımaktadır.
Her ne kadar son dönemde bazı konularda fikir ayrılıklarımız olsa da Türkiye ve ABD’nin geçmişi uzun yıllara dayanan iki önemli müttefik olduğunu unutmamamız gerekiyor. Sayın bakanımızın buradaki temaslarının iki ülke arasındaki ilişkilerinin geliştirilmesine müsvet bir katkı sağlayacağına inanıyorum.
Küresel ekonomide tarihi bir büyüme yılı içinde olmamıza rağmen büyüme ivmesinde düşüş sinyalleri artmaya başladı. Denizcilik piyasalarımızda da bunu hissettik. Pandeminin etkisiyle ortaya çıkan tedarik zincirlerindeki sorunların artması ve enerji fiyatlarındaki artışın hızlanması ivme kaybının en temel nedenleri olarak görünüyor. Küresel ekonominin lokomotifi olan Çin’in hem pandemi etkisi hem de ağırlıklı olarak bazı iş dengesizlikleri nedeni ile beklenenden hızlı yavaşlaması diğer önemli bir faktör olarak da karşımıza çıkıyor. Tedarik zincirlerindeki sorunların maliyetler üzerindeki baskıyı arttırması ve yükselen enerji fiyatları küresel anlamda enflasyonu daha da yukarı çıkaracak unsur olarak ortaya çıkmaya başladı. Diğer taraftan ivme kaybı yaşansa bile büyümenin belli bir gücünü koruması durgunluk beklentilerini şimdilik biraz uzakta tutmakla birlikte enflasyondaki yükseliş eğilimi tüm dünyada çok daha fazla ortaya çıkıyor. Genel emtia fiyatları ve tedarik sorunları son bir yılda enflasyonu tüm dünyada zaten yükseltmeye başlamıştı. Enerji fiyatlarındaki yükseliş enflasyon kaygılarını daha da attırmış durumda. 2015 Paris İklim Anlaşması özellikle fosil yakıt arzını arttırmaya yönelik yeni yatırımları azaltmaya başladı. Küresel ekonomide normalleşme çabalarının artması ile yükselen enerji talebi arzın üzerine çıkmaya başladı. Örneğin İngiltere elektrik üretiminin yüzde 25’ini rüzgar enerjisiyle karşılamaya başlamış durumda. Eylül ayında Kuzey Denizi rüzgarlarının azalması elektrik tüketimini azaltınca İngiltere de doğalgaz ve kömüre yönelme oldu ve bu da fiyatları arttırdı. ABD’deki birçok ülkede de benzer durumlar yaşanıyor. Bu nedenle yenilebilir enerjiye daha güçlü geçiş sağlanana kadar enerji fiyatlarında benzer baskıları görmemiz kuvvetle muhtemel görünüyor. Küresel enflasyon beklenenden daha yüksek ve uzun olma ihtimalini unutmamamız gerekiyor. Bu tablo başka ABD Merkez Bankası olmak üzere tüm merkez bankalarının enflasyon ile mücadelelerini hızlandırabilir. Böyle bir süreç ülkemiz dahil birçok gelişmekte olan ülkeyi sermaye hareketlerinin yönü açısından etkileyebilir. Küresel enflasyon risklerinin arttığı bu ortam ülkemizde zaten yüksek olan enflasyon ile mücadelenin öncelikli olması ülkemizin makro ekonomik istikrarı açısından son derece önemli olmaya devam etmektedir.
burada iki noktaya dikkatinizi çekmek istedim. Birincisi tüm dünyada artan enerji fiyatları ve yine buna paralel olarak artan enflasyon endişeleri. Bu iki husus önümüzdeki dönemde hem küresel olarak piyasaların ne yöne doğru gideceğini dolayısıyla da denizcilik piyaslarının ne yöne doğru gideceğini gösterecek. Şu anda çok net bir tehtid olmamakla birlikte iyimser tedbirli olmakta fayda var.
Ülkemizde baktığımızda merkez 23 Eylül’deki toplantısında politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e düşürdü. Enflasyon ise yükselişini geçtiğimiz ayda sürdürdü ve yıllık TÜFE yüzde 19.58 olarak gerçekleşti. Enflasyon ve kur tarafında sıkıntılı seyir devam ederken tüketici güveninde ise yükselme devam ediyor. Ekonomik güven endeksi geçen sene eylül ayında 94.3 ve ağustos ayındaki 100.8 seviyesinde. Bu eylül ayında 102.4’e geldi. Dış ticaretimizdeki hızlanma da sürüyor. Eylül ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 30 artışla 20.8 milyar dolara, ithalat ise yüzde 12 artışla 23.4 milyar dolara ulaştı. İhracatımızın rekorlar kırarak devam etmesi ve büyümeye olan artan katkısı son derece memnuniyet verici. Bu gelişme cari işlemler açığımızın azalmasına katkıda bulunurken aynı zamanda rezerv artışımızı da destekliyor. Küresel ekonomide özellikle ABD’deki yavaşlama ülkemizdeki ihracat artış hızını önümüzdeki dönemde bir miktar yavaşlatabilir. Ancak önceki yıllara göre güçlü kalma ihtimali yüksel görünüyor. Turizmin katkısı da özellikle gelecek yıl artarak devam edecektir. Cari işlemler dengesine olumlu katkısı olan bu gelişmelerin istikrarlı kararlarla desteklenmesi durumunda kur riskleri azalarak makro ekonomik istikrara daha fazla katkı oluşacaktır.
Ticaretteki bu gelişmeler doğal olarak denizcilik piyasalarına olumlu yansımaya devam ediyor. Yılın ilk 9 ayı itibarı ile dökme yük ve konteyner piyasasında kazançlar canlı kalmaya devam etti. Özellikle konteyner tarafında talep artışının devamı liman sıkışıklıkları ve lojistik sıkışıklıklar gibi faktörler navlunları ve gemi kiralamalarını rekor seviyeye taşıdı. Dökmecilerde de keza Çin kaynaklı ticari büyümenin pozitif etkisiyle hareketli bir piyasa yaşandı. son bir haftadır bir düzeltme yaşanıyor.
Bir yandan covid-19 salgınındaki gelişmeler diğer yandan iklim değişikliği nedeniyle birbiri ardına alınan yeni kararlar nedeniyle gündemin hızla değiştiği bir ortamda sektörümüzü yakından ilgilendiren konuları da takip etmeye üyelerimizi ilgilendiren birçok konuda çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü bir süre önce hizmet sektörleri için sağlanmakta olan desteklerin değerlendirilmesi çerçevesinde 2023 yılı hedefleriyle önümüzdeki dönem ihracat hedeflerine ulaşmak amacıyla lojistik ve taşımacılık sektörünün talep ve ihtiyaçalrı doğrultusunda revize edilemsi yönünde çalışmalar başlattı. Odamız da çalışmalara katılarak lojistik ve taşımacılık sektörü için sağlanan desteklere ilişkin somut önerilerini bir yazı ile ilgili müdürlüğe iletti. Yazımızda denizcilik sektörünün kendine özgü dinamikleri, uluslararası kuralları ve çalışma koşulları göz önüne alındığında 2015 taksim 8 sayılı ve 2564 sayılı kararlarda lojistik ve taşımacılık sektörünün altında ayrı bir başlıkta ele alınması ile denizcilik sektörünün çalışma prensiplerine uygun destek unsurlarının belirlenmesinde yarar gördüğümüzü belirterek taleplerimizi sıraladık. Ticaret Bakanlı tarafında incelendikten sonra taleplerimizin büyük bir oranda kabul göreceği umudunu taşımaktayız.
Eylül ayı itibarı ile başta Ticaret Bakanımız Mehmet Muş ve bakanlık bürokratları ile sürdürdüğümüz görüşmeler neticesinde gemi tedarik sektörünü yakından ilgilendiren liman tek pencere sistemi ile ilgili yaşanan sorunlar, transit sevkiyatlarda beyanname onayı, transit beyannamelerde plaka ve süre sorunu, çoklu transit işlemleri, transit ihracat kapsamında kumanya yüklemeleri ve ihracat beyannamesi ve dop kapama işlemleri çözümleri ile ilgili sorunlar çözümlendi. Bu vesile ile sorunlarımızın çözülmesi konusunda yapıcı tutumları ve yardımları dolayısıyla başta Ticaret Bakanı Mehmet Muş olmak üzere ilgili bürokratlarımıza sektörümüz adına teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından Lojistik, Mobilite, Dijitalleşme temalı 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası düzenlendi. Üst düzey bir katılımla gerçekleştirilen şurada 55 farklı ülkeden hükümet temsilcileri, kamu ve özel sektör temsilcileri ufuk açıcı politika önerilerinde bulundu. Şuranın ikinci gününde sürdürülebilir lojistikte inovasyon yeni trendler ve yeşil lojistik uygulamaları konulu oturuma katılarak düşüncelerimi dile getirdim. Yeni lojistik rotalar ve Türkiye’nin stratejik önemi, yeşil lojistik uygulamaları ve sürdürülebilir ulaşım, yeni nesil ulaşım ve dijital çağda ulaştırmanın geleceği konularında kayda değer politika önerilerinin oluştuğu şurayı Başarı ile düzenleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mıza teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki ülkemiz şuradan çıkan sonuçları iyi değerlendirerek Ulaştırma ve Haberleşme teknolojilerini başarıyla uygulayan ülkeler arasında ön sıralardaki yerini alacaktır.
Hatırlayacağınız üzere ağustos ayından önce Manavgat, Marmaris ve Bodrum’da geniş alanlarda etkili olan orman yangınlarını yaşamış ardından Kastamonu, Sinop ve Bartın’da hasara yol açan sel felaketi ile karşılaşmıştık. Oda olarak her iki afette de yaraları sarmak için elimizden gelen tüm gayreti göstermiş orman yangınlarından zarar gören vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını giderilmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından başlatılan yardım kampanyasında 1 milyon TL, Batı Karadeniz’deki sel felaketi için İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kampanyasına da 1milyon TL nakdi yardımda bulunmuş ayrıca yangın bölgelerine de ihtiyaç duyulan malzemeleri de göndermiştik. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile bağlı oda ve borsalar tarafından doğal afetler için toplanan yarımlara ilişkin çek 29 Eylül’de AFAD yönetimi başkanlığında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AFAD Başkanı Yunus Sezer’e törenle takdim edildi. Törende İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun AFAD adına odamıza verdiği teşekkür plaketini sizler adına aldım. Deniz Ticaret Odası olarak ülkemizin zor günlerinde üzerimize düşen her türlü sorumluluğu her zaman yerine getirmeye hazır olduğumuzu bir kez daha teyit ederken ülkemizin bu tarz afetlerle bir daha hiç karşılaşmamasını temenni ediyorum.
Geçen ayki meclis toplantımızda Piri Reis Üniversitesi’ne kayıtlarla ilgili sonuçları bu toplantıda sizlerle paylaşacağımı belirtmiştim. Piri Reis Üniversitesi bugün de öğrencilerden büyük ilgi gördü. Üniversiteye yeni akademik yılda YÖK sınavı ilk tercihi, birinci ek kontenjan, dikey ve yatay geçiş, ERASMUS ve lisansüstü olmak üzere toplam bin 411 öğrenci kayıt olmuştur. En yüksek sayıda yapılan kayıt olmuştur. Bunun üzerine gelecek olan ikinci ek kontenjan ile tahminen bin 500’e yakın yeni kayıt yapmayı ön görüyoruz. Bugün itibarı ile öğrenci sayımız 5 bin 700’e ulaşmıştır. Üniversite sadece denizcilik fakültesi olarak değil Mühendislik, Hukuk Fakülteleri ve Denizcilik Meslek Yüksekokulunda da tam doluluk oranlarına ulaşmıştır. Bölümlerimizin çoğu bu sene kontenjanlarının tamamına yakınını doldurmayı başarırken giriş puanları açısından da önemli yükselmeler olmuştur. Çok yoğun geçen hazırlanma, tanıtım ve nihayetinde kayıtlanma sürecinde özveri ile çalışan üniversitemizin tercih edilmesinde emeği geçen başta rektörümüz Oral Erdoğan olmak üzere tüm akademik ve idari kadromuza huzurunuzda camiamız adına teşekkür ediyorum. 2021-2022 Akademik yılının Piri Reis Üniversitesi ve tüm denizci okullarımız için sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılarla dolu geçmesini temenni ediyorum.
Hatırlayacağınız üzere Türk Deniz Eğitim Vakfı 2019 yılı olağan genel kurulu ile 2020 olağan seçimli genel kurulunu 16 Haziran’da yapmış önemli gördüğümüz vakıf senedi değişikliğini gerçekleştirmiştik. Bu değişikliğin ardından vakıf senedi tadilinin kabulü ve tescili için 12 Temmuz tarihinde Anadolu 30. Asli Hukuk Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Mahkeme 16 Eylül tarihinde vakıf senedi tadilinin hukuka uygun bulunduğunun tespit edildiğine ve tesciline karar vermiş 20 Eylül tarihinde de karar kesinlik kazanmıştır. Bu karar sonucunda vakıf senedi değişikliği yasal süreci tamamlanmış olup oda seçimlerimizden önce taahhütte bulunduğumuz gibi TÜDEV ile Oda’mız arasında zaten var olan bağ bundan sonra hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde düzenlenmiştir.”
Vira Haber