İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Tersanesi’nde düzenlenen deniz taksinin tanıtım törenine katıldı. İmamoğlu’nun seçim vaatleri arasında yer alan vaadini hayata geçirmenin ilk adımı atıldı. “Deniz ulaşımının payını, toplu ulaşımda arttırmak” vaadi hayata geçiyor.
Şehir Hatları’nın 170’nci yıl dönümünde gerçekleştirilen programda CHP Parti Meclis Üyesi Eren Erdem, İBB Başkan Vekili Hüseyin Aksu, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, başta İBB Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Doğan Subaşı olmak üzere CHP Meclis Üyeleri ile İBB üst yönetimi hazır bulundu.
“DENİZ TAKSİLER, BÜYÜK BİR AÇIĞI KAPATACAK”
Törende ilk olarak konuşan Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, “Denizi etkin olarak kullanma hayalimizin bir parçası olan bu çalışmayı başlatıyoruz” dedi.
Toplu ulaşım olarak hizmet vermenin çok maliyetli olduğunu belirten Dedetaş, şöyle konuştu:
“Yaklaşık 1 ay önce 565. yılını kutladığımız Haliç Tersanesi’nde bugün, Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk anonim şirket olan Şirket-i Hayriye’nin 170. yaşını kutluyoruz. 170 yıl önce bugün yolcu taşımacılığını düzenlemek ve yabancı şirketlerin Boğaz sularındaki egemenliğine son vermek için kurulan İstanbul ulaşımının ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Şirket-i Hayriye’nin kuruluşunda emeği geçenleri rahmetle anıyor, saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca şirketi yaşatmak ve geliştirmek için emek vermiş tüm denizcilere, aklı, gönlü, icrası denizci olan tüm emekçi ve idarecilere de teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz. Kuruluşundan bugüne deniz ulaşımının ana aktörü olan Şirket-i Hayriye, günümüz adıyla Şehir Hatları, vapur ve iskeleleriyle ulaşımın yanında aslında kent kültürünün ve yaşamımızın bir parçası haline gelmiş sembol niteliğinde köklü ve çok değerli bir kurumdur. Fakat ne yazık ki, 15 ay önce geldiğimizde bulduğumuz Şehir Hatları, gerek vapur sayısı gerekse filosunun kondisyonu bakımından eski şaşalı günlerinden uzak, küçülmüş ve hatta kapanmaya göz kırpar duruma gelmiştir.
Ulaşım ve ulaşım altyapısı bakımından deniz ve denizcilikten uzak politikalar sonucu bu durum tabiki doğaldı fakat bizim açımızdan kabul edilebilir değildi. Sayın başkanımızın toplu ulaşımda denizin payının arttırılmasına verdiği karar neticesinde Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreterimiz Sayın Orhan Demir’in öncülüğünde tüm ulaşım birimleri ile ulaşım entegrasyon çalışmaları başlatıldı. Bu çalışmayı çok önemsiyoruz çünkü aslında bu bizim çatı projemiz, çalışmamız. Uzun vadede planlar ve çözümler içererek ulaşım entegrasyonunu sağlamayı ve denizin payını artırmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte göreve geldiğimiz günden bu yana yürüttüğümüz fizibilite çalışmaları ışığında ulaşımda denizin payını artırmak üzere sefer sayılarımızı artırmak, yeni açmak hatta dönemsel olarak deniz ulaşımını ücretsiz hale getirmek gibi iyileştirici ve özendirici faaliyetlerde bulunduk ve somut adımlar attık.
Filomuzdaki vapurların kondisyonlarını ve sayılarını artırmak üzere tamir ve inşa faaliyetlerimizi daha ekonomik ve sağlıklı olacak şekilde güncelledik, artırdık. Bu sayede Haliç Tersanemizde etkin ve yüksek katma değer üretir biçimde çalıştırmaya başladık. Bugünde aslında bu somut adımlara bir yenisini eklemek üzere bir araya geldik. Yeni projemiz, deniz taksi. Denizi etkin şekilde kullanma hayalimizin bir parçası olan bu çalışmayı başlatıyoruz. Toplu ulaşım olarak hizmet vermenin çok maliyetli olduğu ya da uygun olmadığı pek çok noktada ulaşımda geçirdiğimiz zamanı kısaltmaya ihtiyaç duyduğumuzda ya da tarifeli saatler size uymadığında artık yeni bir alternatifimiz var.
Tasarım ve üretim süreçlerini bünyemizde yaparak çevreci, Şehir Hatları kimliğini taşıyan, ilk yatırım maliyetleri düşük ve dolayısıyla son kullanıcı için ekonomik, ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir model olarak deniz taksiler, deniz ulaşımında filomuzun en küçük gemileri olarak hizmet verecek fakat büyük bir açığı kapatacak. Belli bir tarife ve güzergaha bağlı kalmaksızın hizmet verecek olan deniz taksiler umuyoruz ki, sevilerek kullanılacak ve ulaşımında bir parçası haline gelecek. Bununla birlikte bir sonraki hedefimizin mevcut veya açmayı planladığımız yeni hatlarımızda kullanılmak üzere klasik vapur kimliğinde deniz araçlarının tersanemiz olduğunu belirtmek isterim. Konuşmamı bitirirken denizci vizyonu, kararlılığı ile çalışmalarımızı yapmamıza imkan veren başkanımıza, denizcilik ve gemi inşa sektörümüz adına gönülden teşekkür ediyorum. İyi ki, varsınız.”
SOĞUK HAVA RAHATSIZ ETMİYOR
Ekrem İmamoğlu ise konuşmasına soğuk havanın genel olarak rahatsız edici olduğunu belirterek başladı ve devamında, “Ama şimdi bizi soğuk hiç rahatsız etmiyor. Hem kar, hem soğuk bizi mutlu ediyor. Zira gerçekten bir kuraklıkla baş başayız. Bu kuraklığın bir an önce bolluğa, berekete dönüşmesini diliyoruz. Bu pazar günü sevgili İstanbulluları belki de İstanbul’un en tarihi, en kadim yerlerinden birisi olan tersaneden selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Haliç Tersanesi’nin 600 yıllık geçmişiyle muazzam bir alan, çok güçlü bir mekan olduğunu dile getiren İmamoğlu, tersanenin geçmişinden bugüne gemi üretme merkezi olmasına dikkat çekti.
“İnşallah bundan sonra da varlığını sürdürecek kimliğe kavuşmasını istiyoruz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu vesile ile buradaki Şehir Hatları kurumunuzun 170’nci yılını bugün kutlayacağız. Bu güzel kutlama törenimize ve o töreni renklendirecek olan Deniz Taksi’nin imalat başlangıcını hep beraber yapacağız. Bence her eser ciddi bir ürün gibidir ve raflardan hiç inmez. Vapurlarıyla İstanbul kitabının da bir nevi lansmanındayız, bir aradayız. Çok kıymetli isimlerin katkısı var bu kitapta. Kıymetli bilgileri fırsat buldukça, heyecanla okuyorum. Onun için böyle üç vesileyle burada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
“ŞEHRİN KIYMETLİ NOKTALARINI ORTAYA ÇIKARMAK BENİ MUTLU EDİYOR”
Geçmiş ile geleceği buluşturmanın şehrin asaleti olduğunu belirten İmamoğlu, “Bu asaleti her zaman, her ortamda hissettirmemiz lazım ki bu şehrin kıymetini bilelim ve bu şehre zarar vermeyelim. Dolayısıyla böylesi kıymetli anları yaşamak ve kentin böylesi kıymetli yerlerini, noktalarını bulmak, ortaya çıkartmak, yaşatmak, yenilemek inanılmaz derecede beni mutlu ediyor. Her seferinde de bu anlamda inanılmaz bir heyecan yaşıyorum” dedi.
“İLLA PARA KAZANMAK ANLAMINA GELMEZ”
Deniz ulaşımını kullanırken geçirilen zamanı kaliteli kılmak istediklerini vurgulayan İmamoğlu, “Aynı zamanda, daha ucuz bir şekilde İstanbulluların hizmetine sunmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Yüzde üçlerin bile altına inmiş deniz ulaşımını, gerçekten yüzde onlara, hatta daha yukarılara taşıma arzusundayız. Bunun tabi, gerekleri var. Ulaşımı, çoğu zaman şöyle düşünebiliriz. Evet, kendi ekonomisini döndürmesi önemlidir. Ama bazen toplu taşıma, hele hele bizim kentlerde deniz ulaşımının devrede olması illa para kazanmak anlamına gelmez” dedi.
“DENİZ TAŞIMACILIĞI ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRDÜ”
İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Halkın ihtiyaçlarını karşılamak, topluma sağlıklı bir ulaşım aracı sunmak da bizim sorumluluklarımızın başında. İstanbul halkı, denizde seyahat etmenin keyfini yaşamalı, yaşayacak. Açıkçası 2005’de Türk Denizcilik İşletmeleri’ne bağlı olan Şehir Hatları İBB’ye devrolmuştu. Ama sanki tam olarak iç içe geçemediler. İstanbul’da deniz taşımacılığının biraz üvey evlat muamelesi gördüğünü düşünüyoruz. Bu bakış açısı aslında sıkıntılıydı. Biz Şehir Hatları vapurlarının gelişimine baktığımızda; kıyıya, kenara atılmış, neredeyse çürümeye terk edilmiş tarihi vapurları gördük. Hatta şehrin simgesi olan şehir vapurlarının yerine İstanbul’la hiç alakası olmayan, bütün İstanbulluyu mutsuz eden bir tasarımla vapurlar yapıldı. Londra’da telefon kulübelerin, taksilerine bakarsınız Londra dersiniz. İstanbul için de Şehir Hatları vapurları tam da böyle bir simge. Onlara baktığınızda burası İstanbul dersiniz. O keyfi yaşarsınız. Tabiri caizse korunacak miras. Korunmalı. Öncelikle korunması gereken miras. Biz de tamamen o gözle bakıyoruz. Bu işin çekirdeğini, ana hücresini korumak gerekiyor. Orası da burası, Haliç Tersanesi.”
“BURAYA İLK GELDİĞİMDE ÇALIŞANLARDA UMUTSUZLUK GÖRDÜM”
İmamoğlu, göreve geldikten sonra deniz ulaşımında yaptıkları yenilikleri, şu şekilde dile getirdi:
“Vapur hizmetlerinin kesintisiz olması lazım. 24 saat hizmet verme anlayışına geçtik. Adalar, vapurlar için İstanbul için önemli bir destinasyon. Oraya yapılan seferlerimizi artırdık. Anadolu yakası ve Adalar bağlantısını sağladık. Aynı zamanda Boğaz içerisinde farklı seyahat aşamalarını geliştiriyoruz. Beykoz ve Sarıyer bunlardan birkaçı. Her anında kentin ucuz ulaşımla halkın hizmetine sunduk. Belirli saat dilimlerindeki çok fayda verdi ve sayıyı artırdı. Kapanmaya yüz tutmuş Haliç Tersanemize ilk geldiğimde, çalışanların yüzlerindeki umutsuzluğu görmüştüm. Yüzleri asıktı. Burada hizmet veren emekçiler, ustalar, çıraklar 2-3 nesildir burada. İnanılmaz bir gelenek var. Keyifle gururla izliyorum.”
“DENİZ TAKSİ DAHA ÖNCE DENENMİŞTİ”
Deniz taksi uygulamasının daha önceki yönetimler tarafından denendiğini ama başarılı olmadığını da anımsatan İmamoğlu, “Tabanı iyi oturmadığından, sistemi iyi çalışılmadığından ne yazık ki bu işler olmuyor. Yıllar geçiyor aradan ve bu deniz taksilerin Haliç’te çöplüğe dönmelerini güçlükle temizliyoruz. Zar zor çürümeye terk edilen bu deniz taksileri bir depoya aldırdık” dedi.
İLK ETAPTA 20 DENİZ TAKSİ HİZMETE ALINACAK
Yeni üretilecek deniz taksilerin İstanbul’un ruhuna uygun olacağını belirten İmamoğlu, deniz taksi ve üretimine dair şu bilgileri de paylaştı:
“İBB’nin ana disiplini ile bir paydaş olacak. Bunun bir hizmet kadar kimlik olduğunun farkında olacak. Onu hissettiren kurumsal bir yapıyla bu yılın yaz aylarında sunmak istiyoruz. 50 adet deniz taksiyi sisteme katmak istiyoruz. Hem sayısal anlamada, hem daha sürdürülebilir ve hizmet vermesi anlamında deniz takside 50 yetmiyorsa daha fazlasını hedefimize koymalıyız. Deniz taksilerimiz, 10 kişi kapasiteli olacak ve sizi Adalar’dan Sarıyer’e, Beylikdüzü’nden Üsküdar’a, Pendik’ten Bakırköy’e taşıyacak. Bu taksiler, 565 yıl önce Fatih Sultan Mehmet’ten bize emanet bu tersanede üretilecek. Güncel, dijital teknolojik iletişimin de katkı sunduğu bir sistemle deniz taksi hayata geçecek. Kaygı duymayın, tereddüt etmeyin. Bu zor günleri aşacağız. Covid-19 mücadelesi bilim ve akılla aşılacak. Ve insanlığa hizmet noktasında en büyük coşkuyu yaşayacak merkezlerin başında İstanbul geliyor. Bütün arkadaşlarımızın bu heyecanı ve enerjiyi hissetmesini istiyorum. Zira, bizim her yönüyle hazır olmamız lazım. İstanbul’un metrolarıyla ve koca koca parklarıyla hazır olması lazım. İstanbul’a gelecek olan turistlere bu kenti hazır etmemiz lazım. Bütün bunları ilkelerimizle hazırlayacağız.”
BAŞKAN İÇİN İMZALADILAR
Konuşmaların ardından Ahmet Güleryüz’ün katkıları ile Adil Bali tarafından hazırlanan “Vapurlarla İstanbul” isimli kitabı bu iki isim tarafından imzalanarak Başkan İmamoğlu’na verildi.
İLK REÇİNEYİ SÜRDÜ
Bu törenin ardından İmamoğlu, Dedetaş ile birlikte deniz taksinin prototipine ilk reçineyi sürerek “Tüm İstanbul’umuza hayırlı olsun” dedi.
Deniz taksilerin rengini İstanbullular belirleyecek. Vapur iskelelerine konulan kiosklardan oy verecek vatandaşlar, deniz taksilerde görmek istedikleri renkleri belirleyecek. Programdan sonra kiosk başına geçen İmamoğlu, konuklar arasında yer alan Eren Erdem, Doğan Subaşı ve Kemal Çebi’nin oy kullanmasını isteyerek “Benim oy vermem doğru olmaz. Lütfen siz oy verin” dedi ve deniz taksi için ilk oylama yapıldı.
Tüm İstanbullular’ın oy vereceği sistem, 24 Ocak’a kadar devam edecek.
Vira Haber