Küresel iklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklığının artması ve plastik kirliliği, Maldivler'deki mercan resiflerinin geleceğini tehdit ediyor.
İklim değişikliğinin etkisiyle oluşan kuraklık, sel, şiddetli kasırga gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddetinin artması, deniz seviyelerinin ve okyanuslardaki asit oranlarının yükselmesi ile buzulların erimesi gibi nedenler, ekosistemleri olumsuz etkiliyor.
Bilim insanları, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için ortalama sıcaklıklardaki artışın sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyle sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Bu hedefin tutturulamaması durumunda ise deniz yaşamı için hayati önemdeki mercanlar yok olabilir.
Deniz ekosisteminin yaklaşık yüzde 25'i, türlerin barınması, yuvalanması ve yumurtlaması için habitat meydana getiren mercan resiflerinin etrafında oluşuyor.
Mercan resifleri, deniz ekosistemini sağlamlaştırmanın yanı sıra fırtına ve kıyı şeridi aşınmasından korunmayı sağlıyor.
Hint Okyanusu'nun ortasında, Hindistan ve Sri Lanka'nın güneybatısında yer alan 26 atolün çevresindeki 1192 mercan adasından oluşan Maldivler Cumhuriyeti'ndeki mercan resiflerinin geleceği ise iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında.
Deniz suyu ısındığında, dokularında yaşayan algleri dışarı atan resiflerin tamamen beyazlamasıyla meydana gelen "mercan ağarması", Maldivler'deki mercan kayalıklarının yaklaşık yüzde 60'ında etkili oluyor. Ağarma, yüksek sayıda mercan ölümüne yol açabiliyor.
Mercan resiflerine yönelik bir diğer tehdit ise Hint Okyanusu'nun maruz kaldığı plastik kirliliği oluyor. Plastikler, üstünü kapladıkları mercanları, ışık, besin ve oksijenden mahrum bırakarak organizmalarının sayısını azaltıyor.
"Bilinçsiz plastik kullanımı su altındaki ekosisteme zarar veriyor"
Maldivler'in Van'garu Adası'nda rehber dalgıçlık yapan Alexander Davydov, yıllar içinde çok çeşitli balık türlerini, deniz kaplumbağalarını, yüzlerce vatozu ve mercan resiflerini gözlemlediğini söyledi.
Son yıllarda mercan resiflerinde gözle görülür değişim olduğunu belirten Davydov, şöyle konuştu:
"Dalışlarda yanımda taşıdığım bir torbam var, her türlü atığı o torbada topluyorum. Hiçbir dalışımdan çantam boş çıkmıyorum. Bu anlamda halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Dünyanın ısınmasının en büyük nedenlerinden biri tüketim toplumu olmamız. Çevreyi ve dünyayı kirletiyoruz. Artık herkesin bilinçlenmesi gerekiyor yoksa ilerleyen yıllarda daha fazla problemle karşı karşıya kalacağız."
Bundan 30 yıl öncesinde bu kadar kirlilik olmadığına dikkati çeken Davydov, "Dünya nüfusu arttıkça atıkların miktarı da artıyor. Bunların birçoğu denize atılıyor. Yaptığımız dalışlarda araba lastiği, pet şişe gibi birçok atığa rastlıyoruz. Atık yönetimi konusunda mutlaka bir şeyler yapılmalı. İnsanlarımız bilinçsizce plastik kullanıyor ancak bu plastikler su altındaki ekosisteme zarar veriyor." ifadelerini kullandı.
İşletmeler önlemleri sıkılaştırıyor
Van'garu Adası'ndaki bir otelin müdürü Marc Gussing, iklim değişikliğiyle mücadele ve plastik kirliliğini azaltmaya yönelik aldıkları önlemlere ilişkin, "Güneş panelleri kullanarak, plastik şişeleri cam şişelerle değiştirerek ve deniz suyunu temiz suya çevirerek bir geri dönüşüm sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda odalarımızda kullandığımız sabun, şampuan gibi malzemeleri ve onları içine koyduğumuz plastik poşetleri de değiştiriyoruz. Zamanla sadece geri dönüştürülmüş ürünler kullanmaya başlayacağız." dedi.
Ada çevresinde su altı temizliği yaptıklarını ancak bunun çok zor olduğunu vurgulayan Gussing, şunları kaydetti:
"Buraya çöplerin çoğu sürüklenerek ya da dalgalar sebebiyle dışarıdan geliyor. Her ay 25 kişiyle dalış yapıp belirlediğimiz noktaları temizliyoruz. Ada etrafında yeni mercan ekimleri de yapmaya başladık. Mercanların korunması için deniz biyologlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Mercan ekimleri ve mercanların korunması bizim için önemli. Biz bu noktada geleceğimize yatırım yapıyoruz."