Dolar kurunda psikolojik seviye olarak görülen 2 TL seviyesinin aşılması halinde doların daha da artacağı kaygısı, döviz borcu olan firmaları daha da düşündürüyor. Zira kur arttıkça durduk yerde döviz borcu olan firmanın borcu da katlanıyor.
Örneğin 1 milyon dolar kredi alan bir firmanın TL bazında borcu 1 milyon 870 bin TL iken dolar 2 TL’ye çıktığında borcu da 2 milyon TL’ye çıkmış oluyor. Arada geçen kısa sürede bu şirketin ana kalem borcu 130 bin TL artmakta. Tabi söz konusu borcun birde ödenmesi gereken faizi var. Hesaplamaya bunu da dahil ettiğimizde artan maliyettin ciddiyeti daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
İstanbul Genç İşadamları Derneği (İGED) Başkanı Hüseyin Ataol, yurtdışından ürün, mal ve hizmet satın alarak dövizle borçlanan firmaların şimdide Merkez Bankası’nın faiz artırımı ile birlikte hem döviz borçlarının arttığını hem de bankalardan kullandıkları faiz oranlarının yükseldiğini söyledi.
Ekonomik istikrar için Türkiye’nin yüzde 5 büyümesi gerekiyor
Faiz artırımı demek büyüme hedeflerin revizyona gidilmesi demek. Türkiye'nin istikrarı için yüzde 5 üzerinde büyümesi gerekli. Politika faiz oranının iki kattan fazla artırılmış olması, mutlaka büyümeyi olumsuz etkileyecektir Yükselen faiz firmaların yatırım maliyetini de ister istemez artıracak.
KOBİ’ler şimdiden iç talebin düşmesi riski ile karşı karşıya
Bir yandan yüksek faiz, öte yandan yüksek kur reel sektörü ciddi sıkıntıya sokacak. Faiz maliyeti ciddi oranda artacak olan üretici KOBİ’leri zor günler bekliyor. Küresel konjonktürdeki sıkıntıların ihracatı olumsuz etkileyeceği bu donemde KOBİ’ler şimdiden iç talebin düşmesi riski ile karşı karşıya. İstanbul Genç İşadamları Derneği (İGED), “Ümidimiz Faiz oranlarındaki artışın ekonomiye istikrar getirmesi ve siyasi tansiyonun artık düşmesi ” dedi.
Kur yükselmesi ve faiz artırımı beraberinde iflaslar getirebilir
İstanbul Genç İşadamları Derneği (İGED) Başkanı Hüseyin Ataol artan kurların ise döviz borcu olan firmalar için önemli bir risk olduğuna işaret ederek bazı firmaların iflas durumu ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Reel sektörde yer alan ve döviz borcu olmasa dahi girdileri döviz cinsinden olan şirketler de ister istemez düşünceli. Artan maliyetlerini nasıl finanse edeceklerini ya da satış maliyetine ne oranda yansıtabileceklerinin kaygısını taşıyorlar.
İnşaat, tekstil, perakende başta olmak üzere çok sayıda sektörde benzer durumun olduğuna işaret eden İstanbul Genç İşadamları Derneği (İGED) Başkanı Hüseyin Ataol, özellikle ithalat girdileri olan firmaların büyük sorun yaşayacağına işaret etti.
virahaber.com