"Hepimizin Odası Hareketi"nin seçim manifestosu

DTO seçimlerinde aday olan Tamer Kıran, "Denizcilerin sorunlarını sektöre uzak olanlar değil, zorlu denizlerde iş üreten denizciler çözecektir. Önümüzdeki dönemde hepimizin aklına, cesaretine, tecrübesine, ilişkiler ağına ihtiyacımız var." dedi.

Nisan ayında yapılması planlanan Deniz Ticaret Odası (DTO) seçimlerinde Yönetim Kurulu Başkanlığı'na aday olan Tamer Kıran 13 Aralık 2017’de Büyük Kulüp’te düzenlenen basın toplantısında Recep Düzgit, Salih Zeki Çakır ve Şadan Kaptanoğlu ile birlikte öncülük ettikleri "Hepimizin Odası Hareketi"nin seçim manifestosunu açıkladı. Sözlerine “Nisan 2018’de yapılacak seçime aday olan şahsımın ve benimle birlikte bu harekette olan arkadaşlarımın seçim manifestosunu açıklamak için buradayım,” diye başlayan Kıran, Hepimizin Odası Hareketi'nin Türk denizciliğinin kendi birikimlerinden güç alarak potansiyel kaynaklarını harekete geçirmek, dünya denizciliğinden hakkı olan payı almasını sağlamak ve itibarını daha yukarıya çıkarmak üzere yola çıkmış yüzlerce denizcinin başlattığı, her geçen gün daha da gelişip güçlenen bir hareket olduğunu vurguladı.

"Hepimizin Odası Hareketi"nin mevcut Oda yönetimine muhalefet amacıyla başlatılmış bir hareket olmadığının altını çizen Kıran, dünya denizciliğinde büyük şirketlerin iş birliği yaptığı bir dönemde, Türk denizcileri arasında anlamsız bir rekabet ortamı oluşturma amaçlarının bulunmadığını bildirdi.

Kıran, DTO'nun belirli grupların ve bir statüko oluşturan ailelerin değil herkesin odası olması gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Sektör mevcut sorunlarıyla boğuşurken, gelişen dünyada oluşacak ve belki bir daha oluşması mümkün olmayan fırsatları kaçıracağız. Bu dönemde bütün denizcilerin bilgi, beceri, tecrübe ve ilişkiler ağına ihtiyacımız var. Bütün dengelerin yeniden kurulduğu bir dünyada, Türk Denizcileri olarak hepimizin kazanacağı adil bir yol bulamazsak, hiçbirimizin kazanma şansının olmadığı açıktır. Hepimizin Odası Hareketi Türk Denizciliğinde yeni bir bakış açısı inşa etmek için yola çıkmıştır.

Dünya yeni bin yıla kanlı ve dramatik olaylar, adı konulmamış küresel savaşlar ve ülkelerin sınırlarına tesir edebilecek değişimlerle girdi. Bununla beraber bir yandan endüstri 4.0, sanal para, Mars'a seyahat, Ay’da koloni, insansız gemiler tartışılırken, diğer yandan finans sitemine olan 216 trilyon dolar borcu, muhtemelen yıllık yaklaşık 7 trilyon dolara yaklaşan faiz yüküyle beli kırılma noktasına gelen bir dünya ekonomisi ile karşı karşıyayız."

Belirli bir dönem bu sorunlar devam etse de, çatışmalar bittiğinde, bölgenin baskılanan ekonomik büyümesini çok kısa zamanda kapatacağını, Türkiye'nin belki de iki haneli büyüme rakamlarına yaklaşacağını dile getiren Kıran, yenidünyanın bağlantı merkezinin Türkiye olduğunu anlattı.

"DÜŞÜK TİCARET HACMİNE RAĞMEN, OLUŞAN SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETMEKTE ZORLANIYORUZ"

Denizciliğin Türkiye'nin büyümesi için önemine dikkati çeken Kıran, "Önümüzdeki dönemde Türk Denizciliği, Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayan ana taşıyıcılardan biri olmak zorundadır." dedi.

Kıran, mevcut durumdaki düşük ticaret hacmine rağmen, oluşan sorunlara çözüm üretmekte zorlanıldığını belirterek, denizcilik kapsamındaki çok sayıda farklı iş kolunda, denizciliğe uzak olanların ürettiği ve her bir seferinde yeni sorunlara neden olan çözümlerle boğuştuklarını aktardı.

Önümüzdeki yıllarda, denizi tüketmemek ama denizden herkesin kazanacağı bir yol geliştirmek için sektörler arası iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu belirten Kıran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yolu denizde kesişen sektörler arasında iş birliğinin sağlanması biz denizcilerin görevi olmalıdır. Deniz ve denizcilikte kesişen sektörler arası işbirliği denizcilik tecrübesiyle sağlanabilir. Bütün olumlu veya olumsuz göstergeler, bizlerin mutlaka tedbir almamız gerektiğine işaret etmekte.

Deniz Ticaret Odası, bu gelişmelerde gerek ülkemiz gerek dünya denizcilik sektörünün gelişim vizyonuna katkı sunmak, gerekse de ülkemizin genişleyen etki alanlarında ticari hacim üreterek var olmak zorundadır. Bu nedenle, denizciliğin ilgili olduğu tüm sektörlerde devlet destekleri daha rasyonel bir zemine oturmalı, teşvik talepleri kişi ve iş kollarını değil, bir bütün olarak denizciliğin gelişimini merkeze almalıdır."

"DENİZ TİCARET ODASI ARTIK ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI"

Deniz Ticaret Odası'nın artık elini taşın altına koyması, ülke sorunlarına çözüm noktasında yerini alması, hiç değilse kendi iş kollarında yaşanan sorunların çözümü için yasaların kendine yüklediği görevleri ifa etmesi gerektiğine dikkati çeken Kıran, bu görev için gerekli kaynağın fazlasıyla mevcut olduğunu söyledi.

"Denizcilerin sorunlarını sektöre uzak olanlar değil, zorlu denizlerde iş üreten 'denizci'ler çözecektir." diyen Kıran, önümüzdeki dönemde herkesin aklına, cesaretine, tecrübesine, ilişkiler ağına ihtiyaçları olduğunu, bu nedenle de "Hepimizin Odası Hareketi"nin bir muhalif hareket değil, bir birlik hareketi olduğunu anlattı.

Tamer Kıran konuşmasına şöyle devam etti:

"Dünyayla rekabet edebilmek için önce kendi içimizde daha sonra bölgemizdeki denizcilerle iş birliğine açık olmak gerekir. Birlikte iş yapmayı beceremeyenler, zaten rekabet edemezler. Bu nedenle, birlikte iş yapmanın yollarını aramak önceliğimizdir. Denizcilik, ulaştırmadan sanayiye, turizmden tarıma kadar çok geniş bir alanda ve çok sayıda mevzuata tabi olup neredeyse bütün bakanlıklarla temas halinde bulunmak zorundadır.

Sık sık birbiriyle çelişen mevzuatlardan şikayet etmek yerine ilgili bakanlıklara rehberlik yapmak ki yasal görevimizdir, mevzuat düzenlemelerinde, hatta yasa metinlerinin taslaklarının hazırlanmasında proaktif rol almak yapacağımız en önemli işlerden olacaktır. Hali hazırda devlet bizi sorunlarımızla biliyor, çözümün ana aktörü olamıyoruz. Oysa odalar sadece sorunları devlete iletmek için değil, çözüme katkı sağlamak için kurulmuştur ve bu faaliyetlerin yerine getirilmesi için gerekli gelirler, kanunla belirlenmiştir. Artık devletten sadece isteyen değil, devletin ilgili kurumlarına rehberlik yapan bir Oda kimliğine bürünmek zorundayız."

"ODA BAĞIŞLARININ HARCAMA KALEMLERİNE DAİR ŞEFFAFLIK SAĞLANMALI"

Piri Reis Üniversitesi'ne verdikleri önemden bahseden Kıran, çoğu denizcinin, başlangıcında şirket büyüklüğü oranında bağışta bulunarak projeyi desteklediklerini anımsattı.

Kıran, "Üniversitemiz, denizciliğin bütün alanlarında çalışmalar yaparak, yıllardır tartışılan sanayi-üniversite iş birliğine gerçekten örnek olacak bir yapıya bürünmek zorundadır. Deniz Ticaret Odası olarak, 100 milyon dolar katkı sağladığımız bir üniversiteden bunu beklememizden daha doğal bir şey olamaz." ifadelerini kullandı.

Oda bağışlarının harcama kalemlerine dair şeffaflığının sağlanması gerektiğine vurgu yapan Kıran, önümüzdeki dönemde Deniz Ticaret Odası, faaliyetlerini, yasaların kendine çizdiği sınırlar içinde üyelerin sorunlarını çözmek, üyelerinin ticaret hacmini geliştirmek üzere ve üyeleriyle birlikte belirleyeceğini anlattı.

Kıran, "Böylece yönetimin tabana yayılması ve hatta nüfuz etmesi için gerekli şeffaflık sağlanacaktır. Oda üyelerinin ödedikleri aidatlar ve oluşturdukları işlem hacminden kaynaklanan gelirler yine oda üyelerinin sorunlarının çözümü ve ticaret hacimlerinin büyütülmesi için kullanılacak, ihtiyaç olduğunda ulusal ve uluslararası proje fonları ve hibelerden sonuna kadar faydalanılacaktır. 'Hepimizin Odası' olan bir Deniz Ticaret Odası için 'Vira Bismillah' dedik." diye konuştu.

Tamer Kıran’ın konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun  “Muhalefet değiliz dediniz. Ancak mevut yönetimi başarısız bulduğunuz anlaşılıyor. Mevcut yönetim başarısız mı?” sorusu üzerine Kıran şunları ifade etti:

“Başarısız demeyelim. Biz daha iyi yapacağız diyelim. Kendimizi daha çok bu işe vakfedeceğiz. Sektörü daha fazla sahipleneceğiz. Özel hayatımızı ve kendi işlerimizi ikinci plana bırakıp DTO’yu önceliğimiz haline getireceğiz. Söylemimiz bu. Bu yüzden muhalif hareket değiliz diyoruz. Burası muhalefet  partilerinin yarıştığı bir siyaset alanı değil. Ticari bir meslek örgütü. İşimizi daha iyi nasıl yapabiliriz, mesleğimizi nasıl daha rahat icra edebiliriz diye tartışıyoruz. Geniş bir tabana seslenip destek aldığımız için bu bir muhalefet hareketi değil bir birlik hareketidir diyoruz. Dolayısıyla seçimden başarıyla çıktığımızda bugün bizim yanımızda olmayanlara aynı sıcaklıkla yaklaşacağız.”

“HEPİMİZİN ODASI HAREKETİ’NİN YAPACAĞI EN SON ŞEY HİZİPÇİLİK VE AYRIMCILIKTIR”

Birlik ve beraberlik mesajı veren Tamer Kıran başka bir basın mensubunun “Genelde bütün odalarda bir oluşum yönetime geldiğinde bir önceki yönetimi yerden yere vurur. Eğer Hepimizin Odası Hareketi yönetime gelirse böyle mi yapacak, yoksa devam eden iyi projeleri yürütmeye devam edecek mi? Kısacası bir hizipleşme olacak mı?” sorusu üzerine de şöyle konuştu:

“Denizcilik sektörü büyük ama aynı zamanda uluslararası arenada çok zor bir iş yapsa da ülkemizdeki diğer sektörlere nazaran küçük bir sektör. Dolayısıyla sektörümüzde en olmaması gerek şeyler, hizipçilik, ayrımcılık ve ayrılıktır. Denizcilik sektörü bir ve birlik olmak zorundadır. Bunu yaparsa ancak bir güç olabilir. Hepimizin Odası Hareketi’nin yapacağı en son şey hizipçilik ve ayrımcılıktır. Biz herkese kucak açıyoruz ve açmaya devam edeceğiz.”

“PİRİ REİS’İN KENDİ DENK BÜTÇESİNİ YAPMA VE İDAME ETTİRMESİ TARAFTARIYIZ”

Tamer Kıran Vira Haber Genel Koordinatörü Ayşe Olcay’ın “Oda gelirlerinin büyük çoğunluğu Piri Reis Üniversitesi’ne aktarıldı. Manifestonuzdan anladığım kadarıyla seçildiğiniz taktirde bu böyle olmayacak. Bu konuda fikrinizi öğrenebilir miyiz?” sorusu üzerine ise Piri Reis Üniversitesi’nin kendileri için de öncelik taşıdığını ama bu konuda adaletli davranmaktan yana olduklarını vurgulayarak şöyle dedi:

Piri Reis Üniversitesi DTO’nun imzasını attığı işlerden biridir. Oda’nın gelirinin yüzde 60’ı Piri Reis’e bağışlanmakta ancak bu durum maddi anlamda sıkıntı yaratmaktadır. Bu gerçeği saklamaya, gizlemeye gerek yoktur. Dolayısıyla biz bu durumu daha rasyonel bir hale getirmeye çalışıyoruz. Oda’nın bütün kaynaklarını bir tek kuruma bağışlamasının adil olmadığını düşünüyoruz. Çünkü burası İMEAK Deniz Ticaret Odası. Ülkenin dört bir yanından gelir elde ederken bağışın tek bir kuruma yapılması makul ve adil değil. Bunu değiştireceğiz. Piri Reis Üniversitesi elbette birinci sırada yer almakla beraber, Oda’mızın diğer eğitim kurumlarına da destek verme zorunluluğu vardır. Şu anda okul sayısında belki istenilen seviyeye geldik ama kalite olarak öyle değil. Kaliteyi artırıcı faaliyetler yapmak mecburiyetindeyiz. Hedefimiz Piri Reis’in kendi ayakları üstünde durmasını sağlamak olacak. Gelirini ve bütçesini kendisi karşıladıktan sonra geriye sadece yatırım borçları kalacak. O borçlar da belli bir plan dahilinde düzenlenince üniversitenin DTO’nun kaynaklarına ihtiyacı azalacak. Üniversitenin kendi denk bütçesini yapma ve idame ettirmesi taraftarıyız. Bu konudaki kilit nokta bu.”

Bir başka soru ise Salih Zeki Çakır’a yöneltildi. “Komite toplantısından Koster filosunun yaş ortalamasının çok yüksek olmasından ve filonun gençleştirilebileceğine yönelik çalışmalar yapılabileceğinden bahsedildi. Yeni yönetime aday olan hareketinizin bu konudaki düşünceleri nedir?” sorusuna cevap veren Zeki Salih Çakır şunları söyledi:

“Koster filosu denizciliğimizin belkemiği, ana unsuru ve olmazsa olmazıdır. Süreç içinde ülke kaynakları geçmiş yıllarda bu tonaj çeşitliliğine aktarılarak ciddi bir altyapı oluşturulmuştu fakat sonrasında özellikle de piyasa şartları elvermediği için bu alana yeterli kaynak aktarılamadı. Sektör yaşlı bir filoyla bölgenin ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Yakın bir zamanda yaşadığımız elim bir kazadan da anlaşılacağı üzere can, mal ve çevre güvenliği açısından sürdürülebilir değil. Yenilenmesi aciliyet arz etmekte. Pek çok platformda gündeme taşıdığımız bu konuya hükümet yetkililerimiz de destek verdiler. Geldiğimiz aşamada artık bir irade oluştu ve filonun yenilenmesi için Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda müsteşarımız Suat Hayri Aka’nın da belirttiği gibi Sanayi Bakanlığı’ndan bir kaynak bu tonaja aktarılacak. Hareketimiz de yönetime geldiğinde bu projeye elbirliği ve var gücüyle destek verecektir.”

Hareketin Çin’in kurguladığı OBOR (One Belt One Road) Projesi hakkındaki görüşü sorulduğunda ise cevap “Hepimizin Odası Hareketi” adına Şadan Kaptanoğlu’dan geldi. Şadan Kaptanoğlu Çin’de düzenlenen Marintec toplantısından yeni geldiğini belirterek şunları söyledi:

“BIMCO gelecek başkanı olma sıfatıyla orda hem devlet yetkilileriyle hem de önde gelen firmalarla görüşme fırsatı buldum. Uzakdoğu her gün değişim geçiriyor. İnanılmaz bir kararlılıkla ilerliyorlar. Bu bölgeyi takip etmeyi çok önemsiyorum. Bu projenin ana amacı ise bütün dünyayı sadece internet yoluyla değil gerçek anlamda birbirine bağlamaktır. Çin şu anda denizcilik sektörünü tek başına domine eden bir ülke ama projelerini yaparken yalnızca kendileri için bir değer üretmeye çalışmıyorlar. Ortak bir değerin peşindeler. Türkiye bu projede çok önemli bir konuda. Ülkemizde yapılan tüm yollar ve köprüler sadece bizim trafiğimizi azaltmak için değil, OBOR’un bir uzantısı olarak yapılıyor. Çünkü bu proje Türkiye’ye gelecekte çok büyük faydalar sağlayacak.”

Vira Haber

Deniz Ticaret Odası Haberleri

İMEAK DTO Aliağa Kasım Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleşti
Tamer Kıran, 29. Uluslararası Denizci Eğitimciler Birliği Konferansı’nın Açılışına Katıldı
Doğusel: “Denizcilikte Yeşil Dönüşüm Zirvesi’ni önemsiyoruz”
Tamer Kıran, Logistech 3. Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı’nın Açılışına Katıldı
İzmir: Geçmişin ve Geleceğin Liman Şehri