Haluk Ağabeyimizi uğurladık sonsuz mavilerin kucağına? Bazen acının arkasından derin bir sükut gelip oturur yüreğinize. Söylenecek çok şey vardır, yine de her kelime kifayetsizdir hissettiklerinizi anlatmaya. Haluk Ağabeyin acısı da işte böyle bir sessizlik ve ıssızlık getirdi yüreğime, yüreğimize? Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyorum. Tabii ki hayat devam edecek, yine gülecek, yine sevinecek, yine bütün duyguları yaşayacağız. Ama biliyorum ki, hangi duyguyu yaşarsak yaşayalım, eksik olacak bir şeyler. Denizin altı da, üstü de hep eksik kalacak onsuz. Yüreğimi tek ferahlatan, her yunusun yüreğinde, her dalganın sesinde, sonsuz maviliğin ufkunda, geçen her geminin pruva suyunda Haluk Ağabey?in bize gülümseyeceği bilmem. Çünkü o, çok sevdiği derin mavilerde yaşayacak sonsuza dek.2003 yılının sonlarında tanıştık Haluk Ağabey?le; Birinci Uluslararası Deniz Kültürü Festivali?ni hayata geçirmeye hazırlandığımız günlerde. Merak etmişti, ?bu ülkede deniz kültür festivali yapmaya karar veren bu insanlar kim?? diye ve hemen kalkıp gelmişti. Heyecan ile anlattığımız projeyi dinlerken gözleri pırıl pırıldı. Büyük bir mutlulukla ışıl ışıl gülümseyerek, ?Zor işe soyunmuşsunuz ama benden bu projenin neresinde olmamı isterseniz orasında olurum? dedi ve heyecanla başladı çalışmaya. O günden sonra bu festivalin tam ortasında oldu Haluk Cecan. Eğer bugün gururla anlattığımız bu projeyi başarıyla gerçekleştirebildiysek, her adımında, her anında Haluk Cecan?ın emeği ve alın teri vardır. Ne çok şey paylaştık bu dört senede ve ne çok şey öğrendik ondan. Umudu, sevinci, kederi, hayatı, dostları, sevgi ve saygıyı paylaşıp, sabretmeyi, biri ne kadar kötü olursa olsun iyi taraflarını görmeye çalışmayı, öfkelenmemeyi, direnmeyi öğrendik ondan. Festivali bitirdiğimizde dünyanın en mutlu, fakat en yorgun insanıydı. Yine de ikincisini ne zaman yapalım tartışmalarında hep, hemen yapalım taraftarıydı o. Yapamadık.. Bizi bir çaresizlik girdabına savurup, mavi derinlere yolculuğa çıktı tek başına. Artık her şey sensiz bir eksik olacak Haluk Ağabey.Peki biz ne yapacağız bundan sonra? Nasıl çoğalacağız sensiz? Biliyorum, ömrünü adadığın denizlerle ilgili yapamadıklarının yapılmasını isterdin. Biliyorum çocukların, gençlerin sularla daha çok buluşmasını, çalışmaların sürmesini sanki sen hayattasın gibi her şeyin devam etmesini isterdin. Biliyorum yapmalıyız? Senin her birini ayrı ayrı çok sevdiğin dostlardan oluşan ekibin, çalışmalarına sen varmışsın gibi devam edecek. Bizler sen varmışsın gibi festivale, dergiye devam edecek denizin olduğu her yerde senden öğrendiklerimizi yeşerterek sürdüreceğiz hayatı. Seni tanıyan herkes senden öğrendikleri ile yaşlanacak, çocuklarına seni anlatacak. Senin nasıl bir insan olduğunu, başarılarını, emeğini, çabalarını anlatacak, çoğalacak ve çoğaltacağız Mecburuz buna. Senin bu ülke için yaptıklarını bilmeli çocuklarımız. Nasıl doğru insan olunur, dürüstlük, erdem, emek hepsi senin varlığında şekillenmişti. Öyleyse tanımalı insanlar seni, gençlere göstermeliyiz senin gibi insanların da olduğunu bu ülkede. Yapacağız Haluk Ağabey, seni mahcup etmeyeceğiz. Yine de sensiz her şey çok zor, hep eksik olacak. Biz sensiz hep eksik kalacağız Haluk Ağabey...