Turgut Köyü Muhtarlığı’nın karara itirazı reddedildi. Köy Muhtarı Naci İşler, "Çekek yeri yapılacak çok yerimiz olmasına rağmen nedense halkın tek plajı ellerinden alındı. Tapulu üç işyeri de günübirlik tesis alanı içine sokuldu" dedi.
Sınırları içindeki 17 kilometrelik sahil şeridinin 3 kilometresi turizm alanı olan Turgut Köyü’nde otel ve işletmecilerden arta kalan bölümlerden bir kısmı muhtarlık tarafından Hazine’ye ecrimisil ödenmek koşuluyla halka açık alan olarak kullanıldı. Son üç yıldan bu yana ecrimisil rakamlarının yüksek olması nedeniyle muhtarlık alanı kiralayamadı. 27 Nisan 2011 tarihinde 36 bin 643 metrekarelik alan, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 3981 sayılı kararı ve Çevre Düzeni Plan Değişikliği ile 'Günübirlik Alan ve Çekek Yeri' olarak onaylandı. Karar, 1 Mayıs 2011 tarihinde Muğla İl Özel İdaresi’nde askıya çıkartıldı. Turgut Köy Muhtarlığı askı süresi dolmadan bu kararla mülkiyet eşitliği göz ardı edildiği, 1 ve 2. derece doğal SİT alanlarının hiçe sayıldığı, tarım arazilerinin yok sayıldığı konularını içeren itiraz dilekçesi verdi. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı itiraz dilekçesini reddetti.
Turgut Köyü Muhtarı Naci İşler, söz konusu alanı yıllardır ecrimisil ödeyerek halk plajı olarak kullandıklarını söyledi. Alanın günübirlik tesis alanı ve çekek yeri olacağını kaydeden Naci İşler, "Köyümüz sınırları içinde çekek yeri yapılacak çok yerimiz olmasına rağmen halkın tek plajı ellerinden alındı. Turizm alanı olduğundan köy tüzel kişiliği olarak kiralamak istedik. Çok sayıda dilekçe verdik ama hiçbir cevap alamadık. Köyümüzde plaj olarak sadece bu bölge müsait. Buranın çekek yeri olacağının kararı Muğla Özel İdare’de henüz askıdayken biz itirazımızı yaptık. Dilekçemiz bakanlığa gönderilmiş. Devamında da ret cevabı geldi. Konuyu mutlaka yargıya taşıyacağız. Burada mağdur olacak üç işletme sahibi arkadaşımız var. Köylülerimizden imza toplayıp olayı sonuna kadar götüreceğiz" dedi.
Plajda kendi tapulu arazisinde 30 yıldan bu yana restoran işlettiğini belirten Adalet Aydoğan (52) da ailesinin geçimini sağladığını ve iki çocuğunu buradan kazandığı para ile okuttup yetiştirdiğini söyledi. Şimdi çocuklarıyla beraber çalıştıklarını ifade eden Aydoğan, “Burada bizim dışımızda yeğenlerimin de iki tane işletmesi var. Onlar da ekmek parasını buradan çıkarıyor. Babam burayı 1957 yılında satın almış. Kadastro 1974 yılında geçince de tapumuzu aldık. Tapulu yerlerimize nasıl böyle bir karar çıkar anlayamadık. Artık yasal yollara başvuracağız. Halk ne yapacak? Nerede denize girecek? Bizim işyerlerimiz ne olacak?" dedi.
sondakika.com