Hakkı Şen Denizcilik Kongresi’nde sektör sorunlarını değerlendirdi

Vira Deniz Kültürü Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Deniz Kültürü Derneği Başkanı Hakkı Şen, KOÜ Barbaros Denizcilik Kulübü'nün düzenlediği Ulusal Barbaros Denizcilik Kongresi’nde sektör sorunlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve sektör temsilcilerinin katılım gösterdiği kongrede özellikle “Denizci ülke, denizci millet” kavramına vurgu yapan Hakkı Şen, denizciliğin Türkiye’de lokomotif sektör olabileceğine dikkat çekti.

Son 10 yılda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım’la birlikte denizcilik sektöründe önemli aşamalar kaydedildiğinin altını çizen Şen “Türkiye’de aslında denizcilik sektörünün geneli konuşuluyor. Türkiye gerçekten denizci ülke olma yolunda bir çaba sarf ediyor. Özellikle son 10 yılda yapabildiklerimiz var, yapamadıklarımız var. Mesela marinacılık ve limanlarla ilgili önemli yol kat ettik. Dünya standartlarında limanlarımız var. Galiba biz hem sektörün kendi içinde, hem de devletin sektöre bakış açısından kaynaklanan birtakım sorunları yaşıyoruz. Burada tersanelere gelmeden önce, geçmişte krizlerin, ölümlerin yaşandığı bir dönem vardı. Bu dönemde tersanecilerin bu krizi yönetememeleri sebepleri üzerinde duracağız.  Aynı zamanda ben Türkiye Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin İcra Kurulu üyesiyim. Bu konularda çalışmalarımız devam ediyor. Burada arkadaşlarımız çok keyifli anlattılar; limanlardan, marinalardan, deniz turizminden. Ama aslında açıkçası o kadar kolay değil, yani büyük yatırımlar yapmak kolay değil. Elbette ki son 10 yıl içerisinde yapılan çalışmalar içinde özellikle Binali Yıldırım’ın gemi inşa mühendisi olması sektöre kaptanlık yapmasını sağladı ve sektörün önünü önemli ölçüde açtı. Ama bizim yapamadığımız, başaramadığımız, sektör için elzem olan, yapılması gereken bazı şeyler var” dedi.

KIYI MASTER PLANIMIZIN OLMAMASI ÜLKEMİZ ADINA BİR FELAKET

"Dünyada  yapılmayan çok büyük şeyler yaptık. Tuzla Türk tersaneleri için gurur verici bir teknedir" diyen Hakkı Şen şöyle devam etti: "Ortadoğu’ya birçok ülkeye yüzer santral yaptık mesela. Karadeniz Holding tarafından yapılan bir çalışma Sedef Tersanesi'nde gerçekleştirildi. Artık savaş gemileri yapımında Türkiye bir dünya markası olma konusunda ciddi bir ilerleme kaydediyor. Bu kadar güzel şeyler yapılırken aslında bizim  dediğimiz bir takım şeyler var. Nedir bu? Türkiye’nin kangren olmuş Kıyı Master Planı’nın çıkartılamaması. Kıyı Master Planı’nın çıkarılamaması aslında bu ülke için bir felaket. Çünkü bir gün işler dolu gidiyor yüzlerce tersane yapılıyor. Bugün Karadeniz’de yüz küsur tane tersane hedefleniyordu. 92 tanesi faaliyete geçti. Bugün nerden bakarsanız tersanelerin en yoğun olduğu bölge Tuzla ve Yalova bölgesidir. Bunların bir kısmı krizden etkilenerek kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Böyle bir sıkıntımız var aslında. Bunun temel problemi de şu: Biz aslında uluslararası bir sektörüz ve acımasız küresel bir rekabetten söz ediyoruz. Bu rekabet firmalar arası değil, devletlerarası. Özellikle denizcilik sektöründe, devletlerarası küresel bir rekabet olduğu için, denizciliğin bir devlet politikası haline gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Kıyı Master Planını çok önemli buluyorum ve hemen hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yoksa yarın telafisi olmayan sonuçlar doğuracaktır bu durum“.

ULUSLARARASI BİR MARKAMIZ YOK

“Vira Dergisi, sektörün en eski dergilerinden birisidir. Biz daha çok deniz kültürü alanında çalışmalar yapıyoruz Deniz Kültürü Derneği’nin de başkanlığını yaptığım için. En eski ve ulusal medyadan gelmiş gazeteci bir arkadaşınız olarak sektörde bir sürü kriz yaşanıyor. Denizcilik sektörü Türkiye’nin endüstride lokomotif sektörü olabilecek bir sektör. Ancak eksiklikler için hem devletin politikasına hem de dönüp kendimize bakmamız gerekiyor. Nedir bu? Bizim problemimiz nedir? Bir, kurumsallaşmayı beceremiyoruz. Yani birçok şeyden söz ediyoruz ama uluslararası markasını çıkarmış bir tane denizcilik firmamız yok. Dünyada işlevselliği olmayan, dünyanın en eski denizcileri Karyalıların da kapısı olduğundan söz ediyoruz  uluslararası bir marka yaratamadık. İki, denizcilik sektörü özellikle 2008’deki küresel fırtınadan dolayı, tsunami kıyılara vurduktan sonra aslında bir anlamda bizim için sektör önünü görmeye başladı. Bu aşamada bence denizcilikte önemli işler yapıldı. Bir, çevre konusunda ciddi atılımlar yapıldı. İki, denizcilik eğitimi konusunda şu anda dünya standartlarındayız ve örnek olabilecek şekilde çok ileri bir aşamaya geldik”.

DOĞRU TANITIM YAPMIYORUZ

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın  yayınladığı kamu spotları var. Birinci spot aynen şöyle: Genç ve yakışıklı bir gemi inşa mühendisi geliyor. Diyor ki, benim bugün düğünüm var. Ama işlerin yetişmesi gerekiyor. Normalde gemi tankının gaz ölçümünün yapılması gerekiyor. Ama acelemiz olduğu için yapamıyoruz. Sonra gemi patlıyor, adam ölüyor. Öldüren bir zihniyetle, öldüren bir mantıkla böyle bir şey yaşanıyor. Devletin denizcilik sektörüne bu kadar tuhaf yaklaşmasını düşünebiliyor musunuz? Son on yılda size çok basit rakamlar vereyim. Bunlar benim rakamlarım değil, bunlar resmi rakamlar. Son on yılda iş kazalarından ölmüş 11 bin 680 kişi var. Yanlış duymadınız, bunlar resmi rakamlar. Son 10 yılda denizcilik sektöründe 151 kişi ölmüş. Oysa madenlerde, inşaatlarda kaybettiğimiz canların sayısı almış başını gidiyor. Bu noktada ciddi bir sıkıntı var. Demek ki mesajımızı doğru vermiyor, doğru tanıtım yapmıyoruz".

SAĞLIKLI İLİŞKİ İÇİN İLETİŞİM ŞART

“Profesyonel denizciliğin yapıldığı 3-5 tane fuar var. Bunlardan bir tanesi, Posadonia Fuarı, Yunanistan. İkincisi, Rotterdam. Üçüncüsü, Hamburg. Dördüncüsü de Nor-Shipping- Norveç. Bizimki uluslararası bir sektör. Gelin fuarlara gidelim. Deniyor ki işler kötü. Yazı da gelse tura da gelse böyle bir problem yaşıyoruz. Bunu aşmak için denizcilik sektörünün globalleşmesi gerekiyor. Denizciliğin genel anlamda ülke segmentleri ile ele aldığımızda çok geniş bir sektör olduğunu görüyoruz. Bunun marinaları, limanları, gemi inşası, yolcu taşıması var. Onun için çok ciddi bir sektör bizim sektörümüz, istihdamın yoğun olduğu bir sektör. Devletin buna katkı sunması gerektiğini düşünüyorum. İletişimin hoyratça kullanıldığı bu zamanda her kurumun bir iletişim danışmanı ile sorunu çözebileceğine inanıyorum. Sağlıklı ilişkiler böyle kurulabilir. Umarım sizin gibi akademisyenlerin, eğitim, medrese görmüş arkadaşlarımızın bu açıkları görüp çözüm getireceğine inanıyorum”.

DENİZCİLİK YAN YANA DURMA KÜLTÜRÜDÜR

“Kongreyi düzenleyen arkadaşları da kutluyorum. Uzun süre telefonda görüştük. Zorluklarını da gördüm. Zaman zaman çaresizliklerini de gördüm. Böyle bir şey her zaman güllük gülistanlık olmuyor. Okyanusların ortasında seyrederken birden deniz patlıyor. Her şey darmadağın, alabora oluyor. Marifet bu noktada gemiyi limana getirebilmektir. Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksek Okulu öğrencileri başarılı bu anlamda. Keşke bütün okullarımızda bu çaba olsa. Ne konuşulursa konuşulsun önemli değil. Ama iletişimle ilgili bir stratejimizin olması gerektiğine inanıyorum. Uluslararası alanda, küresel sektörde böyle rekabet edebiliriz. Dünya çok başka yerlere gidiyor. Özellikle denizci ülkelere baktığınızda durum görülüyor. Sektörün basınla ilişki kurması durumunda iletişim faciaları yaşamamalıyız. 2004-2008 yılları arasında tersane kazalarında yapılan yanlış politikalar, gazetecilere doğru enformasyon verilmemesinden dolayı böyle bir facianın ortasına geldik. Norveç Maritime Üniversitesi denizci gazeteci yetiştiriyor bu anlamda. GİSBİR Başkanı Murat Kıran’ın bazı çalışmaları var bu konuda. Bunun olumlu sonuçları da görülüyor. Sektörün en eski dergilerinden biri olarak her zaman sektörün yanında olmaya çalıştık. Çünkü denizcilik yan yana durma, ortak bir paydada buluşma kültürüdür”. 

Oturumların sonunda Hakkı Şen'e katılımından dolayı bir plaket verildi.

virahaber.com

Hakkı Şen Haberleri

Hakkı Şen’i Ölümünün 2’nci Yılında Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HALKA ANLATILMALI"
"GELECEK SENİN, DENİZLERİNE SAHİP ÇIK!"
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ”NİN DENİZLERE ETKİLERİ TARTIŞILACAK