Grönland’daki buz kütlelerinde erime büyük bir hızla devam ediyor. Son yapılan ölçümlere göre bölgede, son zamanların en yüksek erimelerinden biri gerçekleşiyor. Grönland’deki buz kütleleri artık global deniz seviyesinin yükselmesine tek başına katkıda bulunuyor.
Araştırmacılar, yüzeyden tabana düşen büyük miktarlardaki kütlelerin “benzeri görülmemiş” şekilde eridiğine dikkat çekiyor. Eriyen kütlelerin oluşturduğu enerji büyük barajlar tarafından hidroelektrik enerjisinin üretilmesine benzer şekilde bir ısıya dönüştürülüyor.
Cambridge Üniversitesi liderliğindeki uluslararası bir bilim insanları ekibi, dünyanın en büyük ikinci buz tabakasının altındaki en büyük ısı kaynağının, tabanda olağanüstü yüksek erime oranlarına yol açtığını keşfetti.
Eriyen kütlelerin ve ortaya çıkan suyun etkisi buzulların hareketi ve okyanusa boşaltılan buz miktarı üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir, ancak özellikle Grönland’da, 1 km’den daha fazla buzun altındaki koşulları doğrudan ölçmek zordur. Buradaki buzullar oldukça hızlı bir şekilde hareket edip yer değiştirebiliyorlar.
ERİYEN BUZ KÜTLELERİNİN ISI KAYNAKLARI DA İNCELENİYOR
Uzmanlar, bunun Grönland’daki buz tabakasının dinamik davranışını anlamayı ve gelecekteki değişiklikleri tahmin etmeyi zorlaştırdığını söylüyor.
Her yaz, sıcaklıklar arttıkça ve günlük güneş ışığı çoğaldıkça buz tabakasının yüzeyinde binlerce eriyen göl ve akarsu oluşuyor. Ancak bu göllerin çoğu, buzda oluşan çatlaklardan ve büyük kırıklardan geçerek hızla dibe doğru akar. Akarsulardan ve nehirlerden gelen sürekli su teminiyle yüzey ve yatak arasındaki bağlantılar da genellikle açık kalır.
Cambridge’deki Scott Polar Araştırma Enstitüsü’nden Profesör Poul Christoffersen, bu erimiş su göllerini, nasıl ve neden bu kadar çabuk boşaldıklarını ve küresel sıcaklıklar yükselmeye devam ederken buz tabakasının genel davranışı üzerindeki etkilerini araştırıyor.
Aberystwyth Üniversitesi’nden araştırmacıları içeren mevcut çalışma, Grönland’daki Store Glacier’e odaklanan yedi yıllık bir çalışmanın doruk noktası. Christoffersen, “Buz tabakalarının ve buzulların bazal erimesini incelerken, sürtünme, jeotermal enerji, suyun donduğu yerde açığa çıkan gizli ısı ve yukarıdaki buza ısı kayıpları gibi ısı kaynaklarına bakıyoruz” dedi.
“Ama gerçekten bakmadığımız şey, akan erimiş suyunun ürettiği ısıydı. Suda depolanmış çok fazla yerçekimi enerjisi var, yüzeyde oluşuyor ve su düştüğünde enerjinin bir yere gitmesi gerekiyor.” diye ekledi. Cambridge’deki doktora çalışmasının bir parçası olarak Store Glacier’a radar sistemini kuran iş arkadaşı Dr. Tun Jan Young da, “Buz tabakasının tabanındaki erime oranlarını ölçmek için araştırmacılar, İngiliz Antartika Araştırması’nda geliştirilen ve daha önce Antartika’daki yüzen buz tabakalarında kullanılan bir teknik olan radyo-yankı sondajını kullandılar. Bu tekniğin Grönland’da hızlı akan bir buzul üzerinde de işe yarayacağından emin değildik,” açıklamasında bulundu.
Araştırmacıların belirttiğine göre Antartika ile karşılaştırıldığında, Grönland’da buz gerçekten çok hızlı deforme oluyor ve yazın çok fazla eriyen su var, bu da işleri zorlaştırıyor.