Göçmenleri kaptansız yata bindirmişler

Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde, batan yattaki 24 göçmenin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili dava sürerken, yargılanan insan kaçakçılarının göçmenlerden kişi başı 2 bin dolar aldıkları, dümeni göçmenlere bıraktıkları belirlendi.

Olay, 22 Eylül 2017 tarihinde Kandıra ilçesinin 63 mil açıklarında meydana geldi. Yurt dışına kaçmak isteyen göçmenleri Romanya'ya götürecek 'Zeynep S' isimli Amerikan bayraklı yat, Sakarya'nın Kocaali ilçesi Melenağzı mevkisinden denize açıldı. Yat, Kandıra Kefken açıklarında fırtınadan kurtulmak için yanaştığı 'Island' isimli Panama bandıralı tankere çarptı. Göçmenlerin çoğu denize düştü, su alan yat battı. Yatta bulunan göçmenlerden 40'ı kurtarıldı. Ancak, 4'ü çocuk, 10'u kadın 24 kişi yaşamını yitirdi.

Kurtulanlar yata bindikleri yeri gösterdi

Faciadan sağ kurtulan Muhammet Süphan isimli göçmenin ifade işlemleri sırasında yata bindikleri yeri göstermesi üzerine, çekek yeri tespit edildi. Ayrıca, çekek yerinde olaydan sağ kurtulan 7 yaşındaki Levis Senko isimli göçmen kız çocuğuna ait terlik de bulundu.

Kişi başı 2 bin dolar almışlar

Olaydan sağ kurtulan 40 göçmen ifadelerinde organizatörler ile kişi başı 2 bin dolara anlaştıklarını, yaklaşık 65- 70 kişinin İstanbul Unkapanı mevkisinden 2 minibüse bindirildiğini, 4 saat yol geldikten sonra yata geçtiklerini söyledi. Göçmenler ifadelerinde, yatı kullanan Suriyeli 'Ahmet' adlı kişinin kendilerini fırtınadan kurtarmaya çalışırken yatın gemiye çarparak parçalanıp, su aldığını anlattı. Yapılan çalışmalarda, organizatörlerin yatın dümenini göçmenlere bıraktığı, 1'inci kaptanlığı yapan kişinin adının 'Ahmet', 2'nci kaptanın ise 'Muhammet Balleh' olduğu belirlendi.

'Kaçak çimento var, nereye indireyim'

Soruşturma kapsamında bilgi sahibi olarak ifadesi alınan F.E. ise Serdar Bütün'ün kendisini cep telefonu ile arayarak "Kaçak çimento var, nereye indireyim?" diye sorduğunu ve Whatsapp konuşmalarında yaklaşık 60 göçmenin kıyıdan tekneye bindirebileceğini belirtip, 1,70 metre derinliğindeki yat için uygun yer var ise fotoğraf istediğini söyledi. Öte yandan, yapılan istihbari çalışmalar sonucunda Serdar Bütün'ün olaydan önceki 15 gün içerisinde Kandıra-Zonguldak arasında sürekli görüldüğü ve göçmenleri yata bindirecek uygun yer aradığı tespit edildi.

Soruşturma kapsamında incelenen telefon kayıtlarında, olayın yaşandığı gecenin sabahında Hüseyin Akar'ın, Engin Turhan'ı arayarak "Haberleri izledin mi? Sayı artıyor" diye konuştuktan sonra telefonunu kapattığı saptandı.

Olaydan sonra lüks otelde tatil

Olaydan 2 gün sonra Kefken Jandarma Karakolu'na isminin gizli tutulması şartı ile ihbarda bulunan bir kişi göçmen kaçakçılığının Hüseyin Akar tarafından yapıldığını söyledi. Organizasyonu yapan kişilerin olayın yaşandığı akşam Düzce'den İzmir'e giderek lüks otelde tatil yaptıkları ve üzerlerinde yüklü miktarda para olduğu bilgisine ulaşıldı.

Savcı, 'kasten öldürme' suçu dedi

Jandarmanın olayla ilgili düzenlediği operasyonda İshak Ulubay, Hüseyin Akar, Hüseyin Karakoç, Cahit Uzun, Mehmet Halil İnce, Engin Turhan, Ahmet Gültekin, Devrim Albayrakoğlu, Erdoğan Aykut, Nihat Çöymen, Ömer Boran, Ramazan Başgöynük, Rıdvan Bölük ve Serdar Bütün gözaltına alındı. Şüphelilerden İshak Ulubay, Hüseyin Akar, Hüseyin Karakoç, Cahit Uzun ve Mehmet Halil İnce tutuklandı.

Savcının hazırladığı iddianamede, meydana gelen ölüm neticesi bakımından eylemlerin taksir düzeyini aşarak olası kast niteliğinde olduğu, bütün olumsuz koşullara rağmen göçmenlerin denize açılmasını sağlamaları nedeni ile meydana gelen neticeyi öngörme ihtimalinden bahsedilemeyeceği, neticenin meydana gelmesi için herhangi bir çaba sarf etmedikleri ve bu itibarla şüphelilerin olası kast ile 24 göçmenin ölümüne neden oldukları ve hayatları bakımından tehlike oluşturabilecek şekilde maddi menfaat karşılığında göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri belirterek, 'kasten öldürme' ve 'göçmen kaçakçılığı' suçlarından cezalandırılmasını talep etti.

Duruşma ertelendi

Kocaeli 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar İshak Ulubay, Hüseyin Akar, Hüseyin Karakoç, Cahit Uzun ile tutuksuz sanık Engin Tuthan katılırken, Mehmet Halil İnce ise bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile katıldı.

Duruşmada, batan yatı Datça Limanı'ndan İstanbul Yeşilköy Limanı'na kadar getiren kaptan N.B. de tanıklık yaptı. N.B. ifadesinde, "Ben sanıklardan Hüseyin Akar'ı tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum. Çevremden gemi kaptanı arandığını duydum. Telefonla aradılar, ancak kimin aradığını bilmiyorum. Datça'da 'Zeynep S' isimli Amerikan bayraklı teknenin Datça Limanı'ndan Yeşilköy'e getirileceği söylendi. Hüseyin Akar ile görüştüm. Yolculuk sırasında Hüseyin Akar hep yanımdaydı, başka kimse yoktu. Bu yatın normalde kapasitesi 15, maksimum 20 kişiliktir. Yeşilköy'e varınca Hüseyin Akar bana 1600 TL para verdi. Hüseyin Akar yatı Yeşilköy'e götürdükten sonra Kefken'e götürmemi teklif etti. Ben de, 'Buraya kadar anlaştık, devam edemem' diyerek teklifini kabul etmedim. İstanbul'daki kaptan çevremi arayarak yata bir kaptan buldum. Tekne yürür vaziyetteydi, ancak bakıma ihtiyacı vardı. Geldiğimiz zaman da Tekirdağ'da makine arızası oldu. Arızayı orada giderdik. Kefken'e de kış bakımı için gideceğini Hüseyin Akar bana söyledi" dedi.

Mahkeme heyeti, bilirkişilerden oluşturulan ekip tarafından yatın niteliğinin, olay tarihinde hava ve deniz koşullarının, gidilmesi planlanan mesafenin, göçmen sayısının öğrenilip rapor edilmesini talep ederek, duruşmayı erteledi.

Vira Haber

GÜNCEL Haberleri

Türk Loydu, IACS Üyeliğiyle Küresel Denizcilik Sektöründe Güçleniyor
Eğirdir Gölü'nde Yasak Avcılara Büyük Darbe 200 Kilo Kerevit Kurtarıldı
Balıkçılara Fırtına Uyarısı
Ege Denizi’nde Fırtına Uyarısı
Denizci Fenerbahçeliler Yeni Yıl Coşkusunda Buluştu