Denizlerdeki balık çiftliklerinin kıyılardan uzaklaşması maliyetleri artırınca yatırımcının baraj göllerine ilgisinin arttığı kaydedildi.
Türkiye’de iç sularda balık yetiştiriciliğine başlandıktan sonra önemli bir ticari saha haline geldiğini ifade eden Su Ürünleri Mühendisi Ahmet Karasakal, denizlerdeki balık çiftliklerinin kıyılardan uzaklaşması maliyetleri artırınca yatırımcıların baraj ve iç sulara ilgisinin arttığına dikkat çekti.
"Denizden uzak yöre insanına tekne kullanmayı ve balıkçılığı öğrettik"
Giresun’un Şebinkarahisar ile Sivas’ın Suşehri arasındaki Kılıçkaya Baraj gölündeki balık çiftliğinin Sorumlu Müdürü Ahmet Karslı, denizdeki üretimden tek farkının suyun ve yetiştirilen balığın niteliği olduğunu söyledi.
Karslı “Burası yıl boyu balık üretimi için uygun bir yerdi. Biz de yıllık 3 bin tonla ülkemizin balık üretimine katkı sağlıyoruz. Üretimle birlikte istihdama da önemli katkıları bulunduğumuz bir gerçektir. Buradaki üretim tıpkı denizlerde olduğu gibi ’kafes ağ’ sistemi ile yapılıyor. Denizdeki üretimden tek farkı suyun ve yetiştirilen balığın niteliği. Denizde aynı yöntemlerle çupra ve levrek üretiliyor, gölde ise alabalık üretimi yapılıyor. Burada bir deniz yok ama denizin ruhu bulunmaktadır. Burada istihdam edilen tekneciler, balıkçıların tamamı yöre insanıdır. Denizden uzak yöre insanına tekne kullanmayı ve balıkçılığı öğrettik. Şimdi hep birlikte üretip, kazanıyoruz” dedi.
Kafes balıkçılığında göllerin neden cazip hale geldiğini de anlatan Karslı “ 17 Şubat 2007’de yapılan yönetmelik değişikliği ile kafeslerin denizlerde kıyıdan bin 100 metre uzakta olması gerekiyor. Derinlik artınca da maliyetler artıyor. Tatlı sularda ise bu alandaki yeni teknolojilerin de desteğiyle üretim daha kolaylaştı. Avrupa ülkelerinden Türkiye’de yetiştirilen alabalığa talep var. Biz de buradaki üretimi iç piyasanın yanı sıra ihracatçılara da satıyoruz. Dolayısıyla bizim üretimimiz olan balıklarımızla ihracat yapan kuruluşlar oluyor da oluyor” diye konuştu.
"Ortalama yıllık 3 bin ton alabalık üretimi yapılıyor"
Aynı balık çiftliğinin Üretim Müdürü Selami Pınar ise balık üretimini nasıl yaptıklarını anlattı:
“Önce kuluçkahanelerde balık yumurtayı 30 günde patlatıyor. Bunlar 15 günde yüzmeye başlar. Bir grama ulaştıklarında bunları çiftliğimizde kafeslere alırız. Önce yemlere alışırlar, 12 ayda porsiyonluk diye tabir ettiğimiz 250-300 gram ağırlığa ulaşırlar. Genellikle bu boya ulaşan balıkları hasat ederiz. Balık çiftliğinde bilhassa kış aylarında sürekli olarak yoğun bir çalışma var. Kafeslerdeki balıkların yemlemesi, ağ değişimi, balıkların boylarına göre ayrılması gibi işler yapılıyor. Balık yetiştiricileri için son aşama, balıkların ağlardan alınıp buzda şoklanarak paketlenmesi. Bu işlem de zorlu. Kafes içindeki balıklar alınıp kamyondaki tanklara taşınıyor. Burada buzlu suya konan balıklar şoklanıyor, daha sonra da işleneceği fabrikalara götürülüyor. Alabalığın büyük bölümü ihracatçılara, bir kısmı da iç tüketim için pazara çıkıyor.”
Vira Haber