Genişletilmiş Liman Toplantısı Yapıldı

Kuşadası kruvaziyer limanı ile ilgili Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın 28.10.2010 tarihinde onaylayarak Kuşadası Belediyesi’ne gönderdiği imar planı iptal edildi.

Kuşadası kruvaziyer limanı ile ilgili Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın 28.10.2010 tarihinde onaylayarak Kuşadası Belediyesi’ne gönderdiği imar planı iptal edildi. Ancak, Kuşadası’nda büyük itirazlara neden olan eski planın iptal edilmesi ve söz konusu eski planın yerine bakanlık tarafından onaylanan yeni “Kuşadası Limanı ve Yanaşma İskelesi Uygulama İmar Planı”nın Kuşadası Belediyesi’ne gönderilmesi, Kuşadası’nı bir kez daha ayağa kaldırdı. Pazartesi günü Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün’ün çağrısı üzerine acil bir toplantı yapan Kuşadası Liman Platformu tarafından genişletilmiş ikinci bir toplantı düzenlendi. Kuşadası Belediyesi Meclis Salonu’ndaki toplantıya Kuşadası’ndaki siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum örgütleri ile odaların yöneticileri katıldı. Toplantıda hukuksal mücadele ve eylem başlatılması kararlaştırıldı.

Sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin konuşla ilgili görüşlerini almak amacıyla gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, limanla ilgili süreç ile ilgili bilgi verdi ve ilk planla ikinci plan arasındaki farkları anlattı. Kuşadası limanında 2003 yılındaki özelleştirmeden beri bir hukuksuzluğun hüküm sürdüğünü vurgulayan Altungün, yeni planda balıkçı barınağının yine doldurulduğunu dile getirdi. Ancak bu kez dolgu alanı üzerindeki iş yerlerinin kaldırıldığını kaydeden Başkan Altungün, “İlk planda yer alan koltuk limanı, yeni planda yanaşma iskelesi olmuş. Ayrıca liman içerisindeki mevcut inşaat alanı 11 bin metrekareye çıkarılmış. Eski planda olduğu gibi mevcut iki iskele uzatılmış ve üçüncü iskele ilave edilmiş” dedi.

Altungün’ün ardından ortak çalışma yapan hukukçular bilgi verdi. Liman özelleştirmesine karşı açtığı dava ile özelleştirmenin iptalini sağlayan Avukat Nilgün Öğünçlü, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Ne yazık ki, daha önce de tanık olduğumuz gibi, yasalar çıkarıyorlar. Farklı yasalar çıkararak her yeri doldurabilirler. Mesela kıyı kanununda yaptıkları değişiklikle liman içerisine işyerleri yaptılar. Halbuki Bayındırlık Bakanlığının yetkisinde sadece deniz yolları ile ilgili imar yetkisi var. Alışveriş merkezi ile ilgili plan yapma yetkisi yok. Ayrıca limanla ilgili ÇED süreci Çevre Bakanlığı tarafından dondurulmuştu. Bu süreç devam ediyor diyorlar, ama Bayındırlık Bakanlığının yöne gönderdiği imar planının notlarında ÇED ile ilgili çekince koymuşlar. ÇED raporu olmadan imar planı yapılamaz. Oldu bittiye getirmek istiyorlar. İnşaat faaliyetine başlamak istiyorlar. Bunu yapmaları hukuken mümkün değil. Ama hukuk tanımaz bir şirketle karşı karşıyayız. Kuşadası olarak gerekirse miting yapmalıyız. Ayrıca belediyemiz en küçük bir dükkanın işletme ruhsatı yoksa, orasını kapatıyor. Buna karşın mahkemece yıkım kararı verilmiş olan liman içerisindeki iş yerleri şakır şakır çalışıyor. Bu haksız uygulama sona ermeli ve bir tane bile işletme ruhsatı bulunmayan bu işyerlerinin tamamını mühürlemelidir.”

Daha sonra söz alan İmar Hukuku Uzmanı Avukat Dr. Bülent Tokuçoğlu ise Bayındırlık ve İskân Bakanlığının yaptığı yeni imar planının, İmar Kanunun 9. maddesine göre suç teşkil ettiğini iddia etti. Tokuçoğlu şunları söyledi: “Ayrıca Çevre Bakanlığı devam eden mahkemeleri gerekçe göstererek ÇED sürecini dondurdu. Bayındırlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığının yetkisini gasp ediyor. Çünkü yeni süreç başlamalıydı. Fakat özelleştirme ihalesi iptal edildiği için işgalci konumundaki Ege Ports şirketi bu süreci başlatamıyor. Özelleştirme ihalesi iptal edildiği için, özelleştirme İdaresi Başkanlığı Kuşadası limanının Denizcilik İşletmelerine devredilmesini istemiş ve 30 gün süre vermiştir. Bu süre çoktan geçti, ama devir gerçekleşmedi. Bu konuda suç duyurusunda bulunalım. Ayrıca belediyeye gönderilen 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı aynı anda yapılmış. Bu da yasal değil. Öte yandan plan notlarında Ege Ports şirketinin adı geçmektedir. Limanda hukuken işgalci konumunda bulunan şirketin adı bulunan plana hem Bayındırlık Bakanlığı hem de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkilileri imza atmış. Söz konusu imza sahipleri ile ilgili de suç duyurusunda bulunalım. Yürürlükteki yasalara göre balıkçı barınağı özelleştirilme kapsamına alınamaz. Burada da Bayındırlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığının yetkisini gasp ediyor. Bunu da hukuka taşıyalım. Mahkeme kararlarını tanımayanlara, bu kararları uygulatma özgürlüğümüzü kullanacağız. Biz hukukçular olarak gerekli dilekçeleri hazırlayarak kitlesel suç duyuruları yapalım.”

ADA-ÇEV adına konuşan Nurullah Kahraman da mahkeme kararlarını hiçe sayanlara karşı direnme haklarının doğduğunu belirterek, “Direnişimiz meşrudur. Güçlü bir eylem yapmalı ve ses getirmeliyiz” dedi. Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı (KEGEV) Başkanı Şefik Sözer ise Ege Ports’un asıl derdiğini limanı değil, alışveriş merkezini geliştirmek olduğunu ifade etti. Ege Ports’un Kuşadası çarşısının önüne başka bir çarşı kurmaya çalıştığını kaydeden Şefik Sözer konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Esnafımız ekmeğinin elinden alındığını göremiyor. Profesyonel bir sermaye şirketi karşısında amatörce mücadele ediyoruz. Bir büro kurmalı ve profesyonel olarak mücadele etmeliyiz. Ekmeğimize el koymak isteyenlere karşı mücadele edebilmek için kuracağımız bu büro için bütçe oluşturmalıyız. Kuşadası’nı korumak için, ekmeğimizi korumak için bunu yapmalıyız. Ben kendi cebimden bu bütçeye bin lira bağışlayacağım.”

Daha sonra söz alan Balıkçılar Odası’nın avukatı Mahmut Kazancıoğlu Bülent Tokuçoğlu’nun suç duyurusu önerisine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Eğer bürokrat suç işliyorsa derhal suç duyurusunda bulunmalıyız. Bu plan ne akla uyuyor ne de yasaya uyuyor. Sivil örgütler derhal suç duyurusunda bulunmalıdır. İhale iptal edildi, devir için dava açıldı. Kuşadası limanı Milli Emlak’a ait. Yani vali ve kaymakam sorumlu. Belediye inşaat ruhsatı vermediği halde şu anda başlatılmaya çalışılan inşaat faaliyeti tamamen yasa dışı. Malzeme getirmişler ve kazık çakmaya, balıkçı barınağını doldurmaya çalışıyorlar. Buna hakları yok.”

İl Genel Meclisi Üyesi Zekeriya Diner, 14 bin 283 imzanın gereğini yapmasını, yasal sınırlar içerisinde eylemler yapılmasını önererek, halkın gücünün her şeyi yeneceğini söylerken, Kuşadası Kuyumcular Derneği Başkanı Özgür Evran da dernek olarak, Kuşadası’nda ekmek yiyen esnaflar olarak her türlü eyleme hazır olduklarını dile getirdi.

ADA-ÇEV üyesi Mustafa Dinçoğlu ise “En büyük silahımız olan hukuka güvenmek zorundayız. Ama eylem yapmalı ve cesur olmalıyız. Gerekirse günlerce limanın önünde oturacak kadar inatçı olmalıyız” dedi. Demokratik Sol Parti (DSP) İlçe Başkanı Avukat Behçet Alp de parti olarak her türlü eyleme hazır olduklarını belirterek, Kuşadası için her şeyi yapacaklarını söyledi ve bir eylem takvimi oluşturulmasını önerdi.

Art arda söz alan iki vatandaş da Kuşadası halkının ve Kuşadası esnafının liman konusunda çok hassas olduğunu belirterek, derhal bir eylem planı oluşturulmasını ve kitlesel bir yürüyüş ve miting yapılması gerektiğini söylediler.

Eylemlerin derhal hayata geçirilmesini öneren Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı ve Demokrat Parti (DP) Belediye Meclisi Üyesi Halit Şakar, Kuşadası esnafının sokağa döküleceğini, Türkiye çapında ses getirecek eylemlere imza atacağını söyledi. Kuşadası Liman Platformu Üyesi Ahmet Ekmekçi ise Ege Ports şirketinin Kuşadası halkı ile dalga geçtiğini vurgulayarak, tüm siyasi partilerin, sivil örgütlerin yönetimlerini ikna etmesi ve Kuşadası Liman Platformuna katılmalarını önerdi.

Liman sorununa hukuksal bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen AKP’li Belediye Meclisi Üyesi Tacettin Özden, “Bunun bir yolunu bulmalıyız. İkincisi diyaloğu devam ettirelim. Bu sorun madem ki Kuşadası’nın en önemli sorunudur, partiler üstü bir sorun olarak görülmelidir. Bu sorunu Ankara’ya çok büyük boyutta taşıyalım. Gerekirse Başbakanımızdan randevu alıp sorunumuz aktaralım” dedi.

Bu sorunun gerçekten siyaset üstü olduğunu vurgulayan Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, bu konuda siyasi egoizm yapılamayacağını söyledi. Kuşadası’nda siyaset yapan herkesin birinci sorununun liman olduğuna dikkati çeken Altungün, “Özelleştirme ihalesinin iptali ile ilgili davada Ege Ports şirketinin itirazı mahkeme tarafından reddedildi. Kuşadası limanı ile ilgili en önemli gerçek, bugün bir sahibinin olmadığıdır. Limanın bugün sahibi yok. Biz belediye olarak ilgili tüm bakanlıklara ve Özelleştirme İdaresine, Ege Ports’un hak sahibi olup olmadığını resmi yoldan soracağız. Limanda tek bir çivi dahi çakamayacaklarını resmi olarak belgeleyeceğiz. Hukuk dışındaki her şeye karşıyız. Kuşadası’nın çıkarlarını yok sayanlara, kamu aleyhine olanlara karşıyız. Balıkçı barınağımızın üzerine kara bir örtü serdirmeyiz. Bu konuda başından beri kırmızı çizgimizi söyledik. Sükut içerisinde, yasalar çerçevesinde eylem yapılabilir. Kuşadası Liman Platformu önerileri değerlendirsin, eylemlerin şeklini, yerini ve zamanını belirlesin. Biz dün belediye olarak başlatılan çalışmaları durdurduk. Belediyenin ruhsat vermesi mümkün değil. İnşaat ruhsatı olmadan tek çivi çaktırmayız” diye konuştu.

Son konuşmayı ise Kuşadası Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Ahmet Susam yaptı. Kuşadalı balıkçılar olarak, balıkçı barınağında gece gündüz nöbet tutacaklarını ve barınağı koruyacaklarını kaydeden Ahmet Susam, eylemlerin en ön safında yer alacaklarını ifade etti.

Kuşadası Liman Platformunun ertesi gün toplanması ve eylemleri belirlemesi kararlaştırılarak toplantı sona erdi.

Haberciniz

LİMAN Haberleri

Bodrum Cruise Port, 2024 Sezonunu Rekor Yolcu Sayısıyla Kapattı
Mersin Uluslararası Limanı 25 Milyon TEU’nun Üzerine Ulaştı
Asyaport, Aylık Elleçlemede Türkiye Rekorunu Kırdı
Evyapport'tan Limandaki Kazaya İlişkin İlk Açıklama
Asyaport’un Yükünü Kadınlar Taşıyor